Senden hiçbir zaman ayrılmak istemeyeceğimi bilirsin. Fakat çiçekten ayrılan ağaç değil, ağaçtan ayrılan çiçektir. https://1000kitap.com/kitap/monte-cristo-kontu--289520
ışıkları söndürmüştüm. içeriye kimseyi almıyordum. sessiz ve sakin bir şekilde iç sesimi dinliyordum. huzurlu değildim. bir süre önce huzurun ne demek olduğunu unutmuştum. mutluluk damağımda kalan aşktı sadece. tanrı tanımazlığımın sürüklediği buhrana doğru hızla yol alıyordum. sadece bir kez daha aşık olmam lazımdı, son bir kez daha.
Damarlarımda akan kanı hissediyorum, susarak düşüncelerimi dinliyorum. Varla yok arası bir yerdeyim; ne tanrı’nın cennetindenim ne de şeytanın cehenneminden… Usulca gözlerimi kapatmış vaziyette sorular yöneltiyorum yaşamın kendisine. Bir anlam aramaktan ziyade doğru soruyu sorabilmek amacım. Sahiden, ne kadar doğru sorular soruyoruz hayata karşı? Bir anlam var mı sorusundan önce bir anlamın olup olmamasını hak ediyor mu yaşam, bunu düşünüyor muyuz? Kanım çekiliyor bunları yazarken. Hissizleşmeme ek olarak duygusuzlaşıyorum asıl düşüncelerim nüfuz ettiğinde beynime. Durgun suları izleyen intihara meyilli biri gibi ufuklara dalıyorum. Hoşuma giden kadını düşünüyorum. Hayatımın ne kadarında olacak diye. O olsa bile, yaşayacak bir hayatım olacak mı diye düşünüyorum. Tanrımın yazdığı kader nerede sona erecek merak ediyorum. Durup yine ufuklara dalıyorum. Sadece düşünüyorum. İnanmadığım tanrıya hitap ettiğim bu yazıyı düşünüyorum. İçinde doğduğum yaşam kadar anlamsız olduğuna kanaat getiriyorum.
Yalnızlığımın elinden tuttum yalnız kalmasın diye
Benim gibi amaçsız hissetmesin, yaşamı terk etmesin yine
Düşünüyorum sessiz sakin bir odada,
Kafamın içinde beliren bir şey olmadan, uzanıyorum
Yalnızlığımı çok iyi anlıyorum,
Kalbim birisi için atarken, o kalbin bir başkasına ait olduğunu hatırlayıp hüzünleniyorum
Sonra durup yalnızlığıma teşekkür ediyorum
Yalnızlığından sebep beni yanına çektiği için
Yürüyorum sağanak altında bir kez daha
Zihnimde beliren düşünceler eşliğinde
Göz yaşlarımı gizliyor yağmur damlacıkları
Zamanında o damlacıklar kadar bana sevgisi olmayanları hatırlayıp düşünüyorum
Sanma ki üzülüyorum, hep elimden tutuyor yalnızlığım
Herkes bırakıp gitse bile, eşlik edecektir elbet bana varlığı
Sevdiğim roman kahramanları gibi yaşamak istemiştim sadece bu hayatı
Yaradan görmüş olmalı ki yanıtladı bu duayı
Şimdi her günüm düşünmekle geçiyor yalnız başıma
Arzuladığım karakterler gibi bir başıma kaldım bu yaşamda
Aciz değilim, düşünme beni öyle sakın ha
Yalnızlığım darılır sonra bana
Onun elinden tuttuğum gibi, tutamayacağım bir başkasınınkini daha
bu hayattaki en kutsal şey keşke tanrı olsa
aşkın acısı birkaç yudum haram ile ardımda kalsa
aylar önce aşkım dediğim kadın yeniden benim olsa
tanrı, kutsal cenneti benim dünyam yapsa
isyanım sevgi yoksunu tanrıya
reva gördü bu dünyada mutsuzluğu bana
beklemesin benden saygı bundan sonra
kırık bir kalp ile yaşamaya mahkumdum oysa
istemem cennetini, bana sevdiğimi ver
burnumda özlem duyduğum kadının kokusu eser
bilir misin her şeyin sahibi yaradan?
her zaman çok üzülür ilişkide arda kalan
bir ortak yönünüz vardı aşkımla, tanrım
bir anda terk ettiniz beni, ansızın
kalbim buruk, sövdüm ikinize de
senden tek farkı, beni gerçekten sevmişti aşkım
kalbim de ellerim gibi kaldı bomboş
hissizleştim, anlamsızlaştı yaşam
kafamdaki düşünceler etti beynimi talan
aramızda kalsın güzel okurum
tanrı ve aşktır yeryüzündeki en büyük yalan
Yine başına geçtim cümlelerin, onları dilediğimce haykırabilmek için. Aradığım şeye ulaşamadığım zaman garip bir hüzün kaplıyor içimi. Hak ettiğimi düşündüğüm duyguların aynı şekilde bir karşılığının olmaması gerçeği çok üzücü. Halbuki biri benim elimden tutsa, elimden tutanı beni itekleyene kadar bırakmam, kalbimde ona en güzel köşeyi veririm, gözümde dünyanın en güzel kadını bellerim.
Ama şu anda hiç kimseye, hiçbir şeye ihtiyacım olmadığını anlıyorum... Anlıyor musun? Hiçbir şeye... Kimsenin, hiç kimsenin ne yardımına, ne ilgisine ihtiyacım var... Ben... yapayalnızım...