Bedesten
bir kez kınından çekilmişti ayrılık
yanacaktı ten, yanacaktı su, yanacaktı dil...
bu ahulu hançerin önüne geçilemezdi, geçilemedi.
yineledi acı seyduna'nın bir avuç kalan, ufalanan bedeninde
ardından gidemedi, çöldü, geçitsizdi ayrılık
o çölü geçemedi, kaldı
artık içine gömüldüğü,
gün yüzü göstermediği sözlerdi şahrud...
başladı upuzun susmalar
Cennet
"Sende layık bulduğun kişiyi cennete sokma kudreti olduğuna bütün kalbimle inanıyorum, Seyduna."
Sayfa 254 - koridorKitabı okudu
“Cennetin kapısını açan bu anahtarın aramızda yaşamakta olan Seyduna'da olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de cennet hangi maddeden yapılmış olursa olsun bu anahtar cennetin kapısını dünya tarafından açtığında göre dünyevi maddeden yapılmış olması son derece normaldir.”
(Übeyde)
Sayfa 77
Seyduna ile Şahrut
"..yitik Öyküdür,..
tarihten iki ayrı çoğrafyaya damlayan,
iki yürekte durmadan kanayan,
seyduna ile Şahrud.
yüreklerinin akarken bıraktığı izi,
birbirlerinin gözlerinde aradılar,
yoktu.
iki iklim farkıydılar, ne zaman göz göze değseler,
yangın çıkmayacak denli uzaktılar.."
-"Seyduna' ya Müminler üzerindeki bu kudreti kim verdi? "
-"Dolaylı olarak Mısır halifesi Muntasır dolaysız olarak da Allah."
-"Bu gücün mahiyeti nedir?"
-"Bu güç tabii olanla tabiatüstü olanın birleşimidir."
-"Nedir bu tabiatüstü güç?"
-"İstediği kişiyi cennete sokma yeteneğine ve hakkına sahiptir."
-"Neden Seyduna gelmiş geçmiş tüm insanların en kudretlisidir."
-"Çünkü Allah ona cennet kapılarını açacak anahtarı vermiştir."
Sayfa 75Kitabı okudu