Yazarın bir manastır ziyareti sırasında eline geçen, orada daha önce yaşamış Keşiş Medardus'un anılarını kaleme almasını anlatan notuyla başlar kitap. Kitabın yazılış tarihi de 1815-1816 yıllarıdır.
Bu giriş notu ve Medardus'un anılarını okumaya başladığımda aklıma gelen Umberto Eco'nun "Gülün Adı" adlı eseri oldu. Bu eserde de kilise
Mucizeler duruyor.Ama bizler, her gün tanık olduğumuz en mucizevi şeyleri bile böyle adlandırmaktan kaçınıyoruz ;zira bir dizi olaya bakıp onların döngüsel olarak tekrarlandığına dair bir sonuç çıkarmışız, bu çember içinde aklımızın ermediği bir olguyla karşılaşınca kabullenmek istemiyoruz,katı bir inatçılıkla inanmaktan kaçınıyoruz. Gözümüzün kaba yüzeyine yansımak için fazlaca şeffaf olduklarından, kimi görüntüleri, iç gözümüzle de gördüğümüzü inkâr ediyoruz ısrarla.
DİPÇE :
Aziz Antonius'un terekesi arasında bulunan iksire tüm uyarılara rağmen erişen Keşiş Medardus ile sıra dışı bir yaşam yolculuğudur Şeytanın İksirleri.
Rüya veya tahayyül dediğimiz bazı şeyler hayatımızı belirleyen bütün durumları birbirine bağlayan gizli bir ipliğe dair sembolik ipuçlarıdır diyor yazar ve bu esere bu gözle bakmasını