Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma

Millet ruhu ile bağları koparıltılan bugünkü okul, millete insan yetiştirmek için değil, fabrikaya usta yetiştirmek için çalışıyor. Ruhsuz, idealsiz, inançsız bir öğretim gençliğe karakter yerine hüner verecek ve insanı elbette aşağı canlıların hizasına indirecektir. İnsanlığın gidişinde bu eşsiz gerileyiş, inkılâp adı ile adlandırılırsa bile nesilleri bir cehennem hayatına doğru götürmektedir.
Sayfa 45 - DergahKitabı okudu
Reklam
Büyük şehirlerin sağanaklı hayatında kendi kendilerine kalıp da düşünme fırsatını bulamayan gençler, günün meselelerini hep birlikte siyaset potasına boşaltıp orada tanıma alışkanlığını edindiler. Bu kolaylık, fikrin yerine kaba hareketi getirdi. Eskiden tefsircilerin yerinde şimdi particinin yırtık yüzü görünüyor. İslâm dünyası Mevlana'nın ruhu ile XX. asırda bir muhteşem felsefe yaratabileceği halde bu yapılmadı. Mevlana, kaba beden hareketlerine aktarılıp Şaman'a döndürüldü ve Kur'an'ın felsefesi Zerdüşt'ün pençesiyle ezildi. Aşağı hazlar doğuran ve günlük tecessüsleri doyuran bayağı halk yayınları gazete ve radyolarla beyinlere yüklenirken, demokrasinin her ferdi siyaset sahnesine çağıran çığırtkanı da ruhlarımızda gizlenen hikmet aşkını öldürdü.
Sayfa 33 - DergahKitabı okudu
Vazifeye karşı koyulan hürriyet tepkisi, asrımızın hoyratlığıdır. Hür oluşları bahanesiyle yer yer mecburiyetleri inkâr eden genç zümreler, kutsal ödevleri birer birer çiğnediler. Bütün ödevlerin başında gelen itaat ödevi, eski bir put gibi tekme ile devrildi. Sonra onun çevrildiği konulara sıra gelince, her adımda onlardan birini devirmek vazife sayıldı. Mihrab mümine emredemez oldu. Vicdanın sonsuzluğa götüren yolu şaşırtıldı. Yukarıdan gelen işaretler, yerini hayvanî hırslarla bedenin isteklerine bıraktı. Kendi içimizden kaynayarak gelen bu hayat hamlesi, hürriyetimizin kaynağı sayıldı. İster ferdî ister içtimaî olsun, hırslarımızla bedenimizin isteklerinin bizi esir ettikleri düşünülmedi. Bizde sonsuzluğa açılan kalbin kapısı gerçek hürriyete açıldığı halde bu kapı kapatıldı. Şüphesiz ki bedeniyle çok isteyen insan ödevler yüklenmez;onun sırtı zayıftır. Hayat hamlesi onda ödevlere eğilen merhamet olacağı yerde, istekleri çağıran hasta bir kibirdir.
Sayfa 29 - DergahKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendisine şef ve önder arayan Müslüman Türk çocuğu, eğer kendinde irade kuvveti varsa, onu tarihte ve toprağının altında bulacaktır. Ancak Kur'an'daki sonsuzluğu görmeyen, ummandaki benliğini tanımayan şaşkın hasta, şefini nerede bulsun? Ağlarsa da inlerse de haklıdır. Yokluk onun kendindendir. İradesini felce uğratan kendindeki zehirdir. Şefleri büyük sürünün önünde değil, her birimizin iradesinin ta içinde arayalım. Şefimiz aşkımızdır. Onu kalbimizde alkışlayalım. Bütün bir ömür dövülen kalp, en büyük ve cesur önderdir.
Sayfa 28 - DergahKitabı okudu
Bir sahabi Resulullah (Sallahü Aleyhi ve Sellem)'e: "Ana-babanın hakkı nedir?" diye sorunca, Resulullah (Sallahü Aleyhi ve Sellem): "Onlar senin ya cennetindir ya da cehennemin (yani onların rızası cennet darılmaları ise cehennemdir.") buyurmuştur
Sayfa 306 - Yasin yayıneviKitabı okuyor
Reklam
Çok tanıdık geldi :*)
Dmitriy dostlarını kendisine karşı her zaman saygılı davrandıkları için değil, yanlışlıkla bile olsa birini bir kez sevince onu sevmekten vazgeçmenin onursuz bir davranış olacağını düşündüğü için dostlarını hayat boyu sevmeye devam eden insanlardandı.
Sayfa 61 - Türkiye İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Ben ne zaman daha iyi ve daha doğruydum; insan aklının mutlak gücüne inandığım o zamanlar mı, yoksa gelişme gücünü yitirip insan aklının gücünden ve öneminden kuşkulandığım şimdi mi?
Sayfa 32 - Türkiye İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Allah'ım Kudüs'de de bayrağımızın dalgalanmasını nasip et bizlere
Hasan'ın bir elinde kılıç, bir elinde sancak vardı. "Savulun bre!" diye bağıra bağıra burçlara tırmanıyordu. Birkaç ok, birkaç kılıç yarası almıştı, ancak hiçbir acı hissetmiyordu. Burcun tepesine ulaştığında, "Bismillah" dedi ve elindeki sancağı dikti. Arkadaşlarına gülümsedi: "Fetihtir elhamdülillah!" Bunlar son sözleri oldu. Bir eli bayrak diğerinde, bir eli kılıcında kalmıştı. Hâlâ gülümsüyordu.
Sayfa 198 - PanamaKitabı okudu
"Göle maya çalışı gelecek nesillere bir mesajdır. Yeni şeyler denemek lazım demeye getiriyor. Yeni çareler aramaktan bıkmamak gerektiğini söylüyor." "Nasreddin Hoca?" "Evet, Nasreddin Hoca... Bizi ikaz ediyor. Hoca'nın derununa girmek, fıkralarının manasına ermek lâzım..."
Sayfa 103 - PanamaKitabı okudu
Söylemezler"di"
Alışveriş amacıyla İstanbul'a gelecek Avrupalı tüccarlara dağıtılan tanıtıcı broşürde şöyle bir tavsiye yer alıyordu: "Kural olarak Yahudi tüccarların istediği fiyatın üçte birini, Rum tüccarın istediği fiyatın yarısını, ama Türk tüccarın istediği fiyatın aynısını veriniz. Zira Türkler asla yalan söylemezler."
Sayfa 24 - PanamaKitabı okudu
Reklam
Du Loir, Osmanlı ahlakını anlatıyor:
"Hristiyan memleketlerinde pek yaygın olan küfürbazlık, öfke ve intikam hissi Türkler'de yoktur. Çünkü bunlar içki ve kumarın kışkırttığı alışkanlıklardır. Osmanlılar için de içki ve kumar meçhuldür... Sokaklarında da evlerinde de hiçbir küfür sözü işitilmez. Bunun yüzümüzü kızartacak ve bizi hayrete düşürecek tarafı ise, Osmanlılar'ın yalnız ağızlarında değil, lisanlarında da küfür kelimelerinin bulunmayışıdır. Onlar yalnız 'Vallahi' şeklinde Allah'a yemin ederler. Osmanlı insanının üstün bir ahlak anlayışı vardı. Hiç şüphesiz ki, ahlak bakımından Türk siyasetiyle medeni hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir. "
Sayfa 19 - PanamaKitabı okudu
Şimdi sıra onundu... Sünnet yolundan peygamberinin müjdesine yürüyecek, "alınmaz" ı alıp "Fatih" olacaktı. Henüz yirmi yaşındaydı. Çocuktu, ama yüreğini inancıyla bütünleyerek atom çekirdeğine dönüştürmüştü. Ya alacak ya da ölecekti! Ölmedi, aldı. Çünkü o, gemileri karadan yürütmeyi düşünecek kadar geniş ufukluydu. Her insan ancak ufku kadar vardır!
Sayfa 11 - PanamaKitabı okudu
Kişinin nefsini Allah'ın azabıyla korkutup şöyle demelidir: "Allah'ın bana karşı olan kuvveti, benim bu insana karşı olan kuvvetimden daha büyüktür. Eğer ben bu insana karşı öfkeli davranırsam affedilmeye en muhtaç olduğum kıyamet gününde Allah'ın (cc) benim hakkımda gazap edip etmeyeceğinden emin olamam."
Sayfa 48 - Çelik yayıneviKitabı okudu
Ebu Hüreyre (ra), Allah Resulü'nün (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kuvvetli bir kimse, başkasının sırtını yere getiren kimse değildir. Kuvvetli kimse, öfke anında nefsine hakim olandır."
Sayfa 19 - Çelik yayıneviKitabı okudu
"Muallimim" diyen olmak gerektir imanlı; Edebli, sonra liyakatli, sonra vicdanlı.
Sayfa 107 - Beyan yayınlarıKitabı okudu
65 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.