“Tecrübe sahibi demek, yıpratılmış olmak, muayyen hudutta ve muayyen fikirlerde donmuş olmak demektir. Bu cins insanlardan bize hiçbir zaman hayır gelmez.”
“Bu kelimeyi bugün sadece siyasi manasında kullanıyoruz. Ne yazık ! Onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki, hiçbir zaman manasını anlamayacaklardır.”
Dedesi ve amcasının sahip çıkıp büyüttüğü Xu Sanguan, şehirdeki ipek fabrikasında çalışmaya başlar. Amcasını ziyaret ettiği bir gün, kan satmaya giden iki arkadaşının yardımıyla o da kanını satmaya hastaneye gider. Eline geçen bu parayı sadece ailesi uğruna harcaması gerektiğine inandığı için evlenmeye karar verir. Xu Yulan'la evlenir ve üç oğlu olur. Büyük oğlu Yile hakkındaki bir gerçeğin ortaya çıkmasıyla sarsılır. Kültür Devrimi, kıtlık yılları gibi zor ve toplumu altüst eden dönemlerde ne zaman başı sıkışsa bir kuyudan su çeker gibi damarlarından kan çektiren ve mücadeleden asla vazgeçmeyen Xu Sanguan'ın öyküsü, tüm bunların yanında yaşama dair birçok çarpıcı gerçekliği de barındırır.
Hepinize keyifli okumalar..