Herkesin derdi ayrı/Sıkmayın kimseyi
Aramıyorlarsa/Biçin kendinizden.
*
Susanlara hiçbir şey sormayınız!
*
Akşam telaşlarında/Bastırır ansızın/ Yok yardımı yalnızlığın.
*
Hüznü bir gül gibi düştüğü yerden/Aldık, çekildik...
*
Ama sıfır çarpı yalnızlık /Toplasalar hepimizi.
*
Yalnızlık ateşinde üşümüş ellerini/gene kendi ellerinde ısıtanlar!
Behçet Necatigil
Haydar Ergülen şimdiye kadar şiire çokça katkıda bulunan, edebiyatımıza 60'ın üzerinde eser kazandırmış bir kıymetimizdir. Kendi ifadesi ile 100 yaşına kadar yaşayıp toplam 99 kitaplık bir külliyat bırakmak niyetinde, Allah uzun ömür versin. Cemal Süreya Şiir Ödülüne layık görülen son kitabını okuma fırsatı edindim. genel olarak derdi olan,
Yağmur yağınca şairler aranmalı
ve onlara elmadan sormalı, nedir sır
yoksa elma da, sır da, şair de
unutulmalı yağmurda ve "susanlara
hiçbir şey sormamalı"
Hayatını istediğin gibi hayal et, istediğini düşün.
Her gün devam etmek için hayal gücünüzü getirin.
Ve ilişkinizin yapısı tamamen hoş olsaydı nasıl bir şey olacağını hayal edin.
Yüreğini emanet edebileceğin insanı bulduysan korkma.
Ve sonra istediğiniz noktayı istediğiniz cümleyle seni seviyorumla tamamlayın.
Gerçek var, sadece yalanlar icat
Herkesin derdi ayrı/ Sıkmayın kimseyi/ Aramıyorlarsa / Biçin kendinizden.
Susanlara hiçbir şey sormayınız!
Topla, çıkar, ne katar/ Bir sağlama/ Sonuca.
Karışmak çoluk çocuğa / Çaredir, geçer sanın! / Akşam telaşlarında / Bastırır ansızın / Yok yardımı yalnızlığın.
Dokundular bazıları, sustuk, saygı. / Hüznü bir Gül gibi düştüğü yerden / Aldık, çekildik, herkes varken/ Koklar, okşar sandılar.
Şimdi hangi kitaplardan/ Öğreneceksiniz onu/ Gelmiyorsa bazı şeyler/ Çocukluktan geçerek.
Ama sıfır çarpı yalnızlık/ Toplasalar hepimizi.
Bir kişiyle bile konuşulmaz şeylerle/ Doluyken bardak/ Saplandığın derinden çıkma söz!
Ah ey dertlerini gazetelere radyolara/ Adlarıyla ya da rumuz yansıtanlar!/ Yalnızlık ateşinde üşümüş ellerini/ Gene kendi ellerinde ısıtanlar/ Okşanır bilirim katı duvarlar/ Duvarların çıplak soğuk betonları. “Behçet Necatigil”
Hakikatteki noksanlık, nereye gider eksiklik olarak.
Yıllarca onca insanı gözlemledin; peki bir şey öğrendin mi?..
Öğrendim!..
Herkesin tek başına öldüğünü öğrendim.
Geçen yine bir dilek tuttum, çocuk gibi.
Peki nedir dedi duanın sahibi.
Seni sevdiğime inanmanı istiyorum, inanmak kalple yapılan iştir, kalbimi nurlandır.
Saati saatine uymaz garib
Yaşamak istiyorsak şimdiden inmeli
Yıllarca sonramızı mesela - -
Az daha yalnızlığa - - onu da kaldırmalı
Gözde bir oyuğun üstünde kösele.
LİMAN
Güçlü fırhnalarda direkleri kırılmış
Gemiler bize sığınır - - bulduk sanırız.
Görmezler. Varsa yoksa uzaklar - -
Onarırız. Giderler, kalırız.
Sonra gecelerde: Bu son olsun, son
Gönderme
En uzak hücrelere - - dehlizlerde yürür
sağ sol duruk su ve mısır mumyaları
o derin sessizliği şimdi anlıyoruz.
korkunç unutmam düştüm ayaklarına
ama ne zamandı nasıl hatırlamıyorum
en keskin saatinde caddenin
geçer gibi trafik ve sert fren.
beklenseydi zamanla kendine gelirdi
biri hafif dokundu kaydı ayak kaydırak
kurşun-katı bir ses: düştü şakıyan kuş.
nemli bodrumlarında batık meyhanenin
çok kısa bir dinlenme kampı
eski mısır, züleyha, nefretet - -
gelenler var, durmayınız!
uyurgezer o yolu iki başına yürüdü
biri ay ay boşluk ve düştü, öbürü - -
susanlara hiç bir şey sormayınız!