Meğer ben ne kadar boş şeylere ağlamışım;
Kalbim hakikat diye bir ihtimale tapmış.
Ne manasız şeylere meğer bel bağlamışım;
Meğer benim peşinde koştuklarım serapmış...
...
YİRMİ BEŞİNCİ SAAT
izmir limanında suya çöktüğüm malum
suya kırk beş kuruşluk bir akşam çöktüğü
yirmi dört yıldızın battığı malum
lâcivert üstünde beyaz joseph konrad
sipsicim dişlerimin ucundan çekilmiş
dört yöne bıçak sırtı telgraf telleri
onsekiz nokta yirmibir hat malum
ışıltılı bir sakal gibi çenemden sarkıyor
blaise cendrars'ın kıvırcık şiirleri
iki gözümün arasında üçüncü gözüm
akrepsiz yelkovanı delirmiş gömgök bir saat
izmir limanında battığım suya çöktüğüm
toprağın ve suyun korktuğu malum
ben ve benim gibiler, dünyada hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimizi düşünerek büyüdük.biz mektuplar yazdık hep. bir de uçlarını içimize döndürdüğümüz şiirler. şiirleri bedenlerimize saplamaya çalıştık. oysa onlar, çoktan peltekleşmişti. uçları yoktu.