benim bu çektiklerimi bir çocuk var ki anlıyor
kendimi yerden yere vuruşumu içimdeki zehiri
bir çocuk var ki anlıyor benim gibi kahroluyor
odasında şiirlerim fukara mumlar gibi yanıyorlar
sen o çocuk değilsin sen artık çocuk değilsin
Şimdi susuzluğum,
Kana kana içtiğim komşu bahçenin
Topraklı hortumudur
Üstüm başım mutluluğa bulanmış
Ter akıttığım çocukluğumdur
Aynada gördüğüm,
Ergen bir şarkının nakaratına takılmış
Gençliğimdir, hatırasına saygıyla...
Şimdi şiirlerim,
Doksanlardan bir kelimedir
Mısrası can çekişen yalnızlığımda
...
Şiirlerim var kuş kanadında
Sakın aldanma dışıma bakıp da
Belki de çok yalnızım bu davada
Aşkı sevdayı kim umursar bu zamanda
Unut sen bunları yaz bir kağıda
Ömrün bitiyor bak, son gemi de
Son gemi de kalkmakta bu rıhtımda....
Haziran, Hazan mevsimi...
Ve bayram yaklaşıyor,en son bayramın hayatımın en güzel ve en son bayrami olacağını bilemezdim.
Şimdi yetim bir çocuk gibi boynu bükük kaldım
Sensiz kalınca.
Bir umudum vardı benim.
Sana açılan bir sokağım vardı
Adını kimselerin bilmediği,kimselerin
Okumadığı şiirlerim vardı
Öznesi sen olan.sen ile ben arasına virgül dahi koymadığim cümlelerim
HER KİTABIMIN SON SÖZÜ
Sen sanma ki san'atın damağımda tadı var
acı bir hıyar lezzeti gibi...
Mısralarımda yok benim göz yaşlarının tadı,
Şiirlerim içilmez İngiliz tuzu gibi...
bir organ nakli gibi sevmiştim seni
çürük gözlerine bağışlanan ellerim
yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim
darmadağın kadınların darmadağın ettiği erkekler gibi
çok tehlikeli bir sırrı saklar gibi sevmiştim seni!
çok eskimiş bir aşkın hatırlanması
sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması
aslında işin açıkçası
rüzgarın fırtınaya