218 syf.
·
Puan vermedi
Uzun zaman olmuştu Dostoyevski okumayalı. Hoş, pek okuduğum bir yazar olduğu da söylenemez. Üniversite son yahut uzatmaları oynarken ''Kumarbaz''ını okumuştum. O zamanlar ben de azılı bir kumarbazdım. Kendimi onun kumarbazından daha da bir kumarbaz bulmuştum. Ne salaklık ama!.. Şimdi, son güncel halimle, yani en akıllı versiyonumla, okuduğum vakit ''Beyaz Geceler''i (Ki parantez içinde belirtelim geçmeden, bu bir hikaye kitabı) Dostoyevski'nin kalemine hayran kalmamak imkansız diyorum. Su gibi akar mı bir kalem, insan okuduğunu unutur da, dalar gider mi hikayenin içine yahu? Zor. Normalde bir eserin içine bunca gömülmem. Daha çok dışarıdan, bir yazar olarak, o bakış açısıyla okurum eserleri. Evet derim, yazar burada ne yapmış... Ama Dostoyevski, buna pek olanak tanımıyor. Alıp götürüyor adamı. Yine de ondan çok şey öğrendim ve belli ki öğreneceğim. Bakalım şaheser(ler)ine ne zaman başlarız. Vesselam...
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202075,7bin okunma
944 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Demir Alev
Şu an kesinlikle ne demem gerektiğini bilemiyorum. Okuduğum sahnelerin gerçekliğini sorguluyorum sadece. Sonunu kesinlikle böyle beklemiyordum. Üçüncü kitabın hemen çıkması gereken konular var... * KİTAP ARKASI YAZISI Herkes Violet Sorrengail’in Basgiath Savaş Akademisi’ndeki ilk yılında ölmesini bekliyordu; buna Violet da dâhil. Ancak Harman,
Demir Alev
Demir AlevRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 2024395 okunma
Reklam
G. G., Başlangıçlar ve Sonlar
Küçükken bir keresinde tanınması kesinlikle imkânsız bir hayvan çizdi. Bu nedir, diye sordum. Bazen köpekbalığı, bazen aslan, bazen de bulut, dedi. Vay canına, ya şimdi tam olarak ne? Şimdi sığınak.
Metis Yayınları 4. Basım Eylül 2023Kitabı okudu
"Ahmak olma Sam Gamgee," diye geldi bir cevap kendi sesiyle. "Bir gün daha böyle devam edemez yola, tabii eğer kıpırdayacak olursa. Üstelik sen de bütün suyu ve yiyeceğin çoğunu ona vererek fazla dayanamazsın." "Ama epey bir mesafe gidebilirim ve gideceğim." "Nereye?" "Dağ'a elbette." "iyi de ya sonra Sam Gamgee, ya sonra? Oraya vardıktan sonra ne yapacaksın? O kendi kendine bir şey yapacak durumda olmayacak." Sam büyük bir üzüntüyle bu soruya verecek bir cevabı olmadığını fark etti. Hiçbir fikri yoktu bu konuda. Frodo ona göreviyle ilgili pek bir şey anlatmamıştı ve Sam belli belirsiz bir şekilde Yüzük'ün öyle veya böyle ateşe atılması gerektiğini biliyordu. "Kıyamet Çatlakları,"diye mırıldandı, o eski isim aklına gelirken. "Eh, eğer Bey onları nasıl bulacağını biliyorsa biliyordur, ben bilmiyorum." "Buyur işte!" diye geldi cevap. "Bu tamamen faydasız. Bunu kendi de söyledi. Ahmak olan sensin, hâlâ ümit etmeye ve uğraşmaya devam ettiğin için. Günler önce yatıp uykuya dalabilirdin bu kadar ısrarcı olmayaydın. Ama yine de öleceksin, ya da daha kötüsü olacak. Şimdi de uzanıp her şeyden vazgeçebilirsin aslında. Zaten en tepeye çıkmanız imkânsız." "Kemiklerim dışında her şeyi geride bırakmak zorunda kalsam da oraya varacağım," dedi Sam. "Üstelik Bay Frodo'yu da bizzat ben taşırım hem belimi, hem de kalbimi kırsa bile. O yüzden tartışmayı kes."
Şimdi sağımız solumuz hep aynı suretlerle dolu. İki insanı birbirinden ayırmak imkânsız. Farkı bul oynamaya kalksak, hiçbir fark bulamayacağız. Ne kadar güzel öyle değil mi? Herkes çok güzel! İyi ama bize lazım olan karbon kağıdıyla kopyalanmışçasına birbirinin aynı çehrelere sahip olmak mı hakikaten? Birbirinin aynı hayatlara sahip olmak mı?
Sayfa 63 - Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
Ellerini kalçasından çekti. Göğüslerini okşamak için değil. Biraz önce yaptığı gibi vücudunu taciz etmek için değil. Sa- dece yüzüne uzanıp, büyük güce sahip iri elleriyle çenesini kibarca tutmak için. Onu öpmedi, siyah gözleriyle sadece baktı ve Sophie, böyle bir pozisyonda onun kölesi gibi hissetti. "Sen benim- sin." Bu kez kabul
Sayfa 148
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.