Kaan Murat Yanık'ın tüm kitaplarını okuyup, ilk yazdığını en son okumam :) ve bana "iyi ki en son bu" dedirten kitap oldu...
Kitaplarında hep bir olayla başlayıp sonra geçmişe gidip sonra tekrar başladığımız noktaya dönme mevcut.
Yusuf ve kuyuları...
Yusuf aşk,dostluk,simya derken bir çok konudan kuyuya düştü ve çıkamadı maalesef... Yusuf'un kayboluşunu, para hırsının insana neler yaptırabileceğini, aşk duygusunu nasıl da tukettigini okuduk.
Ali Garbî'yi çok sevdim. Behsad karekteride çok işledi ruhuma. Dostluğu çok güzeldi. Simya tutkusu merak ettirilirken, ben kitabı hep Behsad ne olacak diyerek okudum. Cevabı da kendim verdim ;)
Tarihte var kitapta. 1900 ler Rus Ermeni katliamından bahsediyor.
Bir psikiyatrın günlük yaşamıyla başlayıp, hastası Oktay Bey'in getirdiği bir mektup ile, rüya ilimlerine dalıp, geçmiş ile geleceği bağlayan, akıcı,aksiyonlu, merak duygusunu diri tutan güzel bir roman okuyacaksınız kısacası...
Altını cizdiğim çok yer oldu. Kitapta en sevdiğim duygulardan biridir. Bunu yaşattığı için yazarımıza teşekkür ediyorum.
Tavsiyemdir...
Kimi ruhlar evvelden aşinadır birbirine...