Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinem

Hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını beklemiştim. Bulacağından hiç kuşkum yoktu, çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar.
Reklam
Bence korkulacak şeyler korku verenler, korkulmayacak şeyler de korku vermeyenlerdir. Korku veren şeyler geçmişteki ya da şimdiki korkular değildir. Sadece geleceğe yönelik korkular korku verir, çünkü korku bir kötülüğün beklenmesidir.
Sayfa 61 - SokratesKitabı okudu
Bülbül, "Kırmızı bir gül uğruna ölmek çok büyük bir bedel," diye yakındı. "Hayat ise herkes için çok değerli. Yemyeşil ormanda oturup altın arabasına binmiş güneşi, ikinci arabasını süren ayı seyre daldın mı değme keyfine. Hoştur alıcın kokusu, hoştur vadideki çançiçeklerini, tepede çiçeğe duran fundaları seyre dalmak. Ama aşk hayattan güzeldir; kaldı ki, insan yüreğinin yanında kuşun yüreğinin sözü mü olur?"
Bülbül ile Gül-Oscar WildeKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Orgel Kontu'nun zihni dünyadaki en harikulade zihindi, ama o zihin, aynı zamanda fazlasıyla otoriter, ketum ve uyuşmazdı. İnsanlarla ilişki kurmaktan çok onları "edinirdi". Karşılığında da çok şey talep ederdi. Biraz yönlendirmek isterdi. Kendi kontrolünde tutardı.
Evlenmek, bir aile kurmak, doğmak isteyen bütün çocukları kabullenmek, bu güvenilmez dünyada onları var etmek ve hatta biraz da yol göstermek benim inancıma göre bir insanın erişebileceği en yüksek noktadır. Onca insanın bu noktaya görünürde kolayca varabilmesi aksini kanıtlamaz, çünkü birincisi bunu fiilen çok kişi başaramaz, ikincisi de sayıları az olan bu kişiler çoğunlukla bunu "yapmazlar", başlarına gelir bu durum; gerçi en yüksek nokta değildir bu, ama yine de çok büyüktür, çok onurludur (özellikle "yapmak" ve "başına gelmek" fiilleri birbirinden açıkça ayrılamadığı için). Ve son olarak burada da mesele şu en yüksek nokta değil, ona uzaktan, ancak makul bir yaklaşmadır; öyle ya, güneşin doğrudan ortasına uçmak gerekmez, ama güneşin arada bir vurduğu ve insanın azıcık ısınabildiği dünyanın temiz bir köşesine gidip sığınmak yeterlidir.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dindar davranıp sofu gözükerek şeytanın kendisi bile melek diye yutturulur.
Ah, şu kaskatı vücut erise, dağılsa, çiğ tanesine dönse! Yarabbi, Yarabbi! Bu dünyanın her hali bana ne kadar bitmiş; bozulmuş, ne kadar tatsız, boş geliyor. Yazık ona, yazık! Yolunmayan otlar tohuma kaçmış bir bahçeyi andırıyor. Tabiatta ne kadar yabani, zararlı şey varsa içini sade onlar bürümüş. Böyle olacaktı ha! Öleli daha iki ay geçti. Yok, okadar bile değil, iki ay bile değil. Hem öyle mükemmel bir hükümdardı ki, bunun yanında, Satyr'in yanına Hyperion gelmiş durmuş sanılırdı. Hem annemi öyle severdi ki rüzgarların yüzüne hızla değmesine bile razı olmazdı. Ey gökler, ey yer! Hatırlamasam olmaz mı? Doydukça iştahı artıyormuş gibi kollarını babamın boynundan ayırmazdı. Sonra bir ay içinde... düşünmeyeyim daha iyi. Ey ruh düşkünlüğü, senin adın kadın olmalı! Bir aycağız... zavallı babamın ölüsünün ardından, Niobe gibi gözyaşı içinde giderken giydiği ayakkabıları bile eskimeden... O kadın, evet aynı kadın... Allah'ım! Muhakemeden nasibi olmayan bir hayvan bile daha uzun zaman acınırdı... Amcamla evlendi, babamın kardeşiyle. Ama ben Herakles'e ne kadar benzemiyorsam, o da babama o kadar benzemez. Bir ay içinde. Sahte gözyaşlarının tuzundan yanan gözlerinin daha kızıllığı geçmeden evlendi. Ah! Bu kadar ateşle haram döşeğine koşmak ne suçlu bir seğirtiş! Bu işin ne başında hayır var, ne sonu hayır çıkar. Ama benim içim parçalanacak çünkü dilimi tutmaya mecburum.
Sayfa 24 - Anonim yayıncılık, HamletKitabı okudu
“ Ve dedi: En kof ceviz bile kırılmak ister. Olgun yemişler tutunamaz ağaca. Öyleyse kabuğum kırılacak diye hayıflanmamalıdır insan. Toprağa düşmemek için çırpınmamalıdır meyve. Düşün! Bir şeyin geldiği yere dönmesi kadar sevindirici ne olabilir? Tohumun ağaca, ağacın tohuma dönüşümünden başka bir şey değildir hayat. Yani ölüm. Fakat insanlar ölüyü kefenledikleri gibi ölümü de kefenlemişlerdir. Ve kefenlenen her şey öldürücüdür. İnsana düşen, tüm libaslarından soyunup öylece seyretmektir ölümü. Yani hayatı… ”
38 öğeden 31 ile 38 arasındakiler gösteriliyor.