Orhan Selim, Sinop Cezaevi'ni, orada yatan Sabahattin Ali yi düşünüyor. Karadeniz' in deli dalgalarıyla oyalanan düş gücünü.. Sabahattin Ali "Aldırma gönül" demişti, Orhan Selim'in aslı (Orhan Kemal) da "Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir!" Demek ki kalın duvarların ardında insan böyle ayakta kalıyordu. Hep bir umut vardı, hep bir direnç. Yaşamın gölgesi hep insanın üstündeydi.
Yine Evliya Çelebi, çok renkli ama biraz abartılı üslubuyla Sinop Cezaevi'ni şöyle anlatır: "Büyük ve korkunç bir kaledir. 309 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkum kaçırtmak değil kuş bile uçurtmazlar.."
Sayfa 13
Reklam
Sinop cezaevi
Uçsuz bucaksız gökte bir kuğu gibi ağır ağır yüzen bulutlar benden bir tek teselliyi: unutmayı alırlardı.
Sinop cezaevi
Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapatmak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elde tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir.
Orhan Selim, Sinop Cezaevi'ni, orada yatan Sabahattin Ali'yi düşünüyor. Karadeniz'in deli dalgalarıyla oyalanan düş gücünü ... Sabahattin Ali "AIdırma gönül" demişti, Orhan Selim'in aslı da "Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir!" Demek ki kalın duvarların ardında insan böyle ayakta kalıyordu. Hep bir umut vardı, hep bir direnç. Yaşamın gölgesi hep insanın üstündeydi.
orhan selim, sinop cezaevi'ni, orada yatan sabahattin ali'yi düşünüyor. karadeniz'in deli dalgalarıyla oyalanan düş gücünü... sabahattin ali "aldırma gönül" demişti, orhan selim'in aslı da "yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir!" demek ki kalın duvarların ardında insan böyle ayakta kalıyordu. hep bir umut vardı, hep bir direnç. yaşamın gölgesi hep insanın üstündeydi.
Reklam
Sinop cezaevi
"Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma..." "Ağladığın duyulmasın Aldırma gönül aldırma..."
Sayfa 118Kitabı okudu
Sinop cezaevi
Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma Ağladıgın duyulmasın Aldırma gönül aldırma." diye yazdı. Kalemi gönlüne söz geçiremeyince de başka bir şiirin kollarına bıraktı kendini: "Dışarıda mevsim baharmış Gezip dolaşanlar varmış Günler su gibi akarmış Geçmiyor günler geçmiyor."
Sayfa 13 - Bir hayata kaç ölüm sığar Sabahattin Abi? - Okan ÇİLKitabı okudu
Sabahattin Ali, Sinop Cezaevi
..Uzun zamanlar deniz kenarında ve surlar içindeki bir hapishanede kaldım. Kalın duvarlara vuran suların sesi taş odalarda çınlar ve uzak yolculuklara çağırırdı. Tüylerinden sular damlayarak surların arkasında yükseliveren deniz kuşları demir parmaklıklara hayretle gözlerini kırparak bakarlar ve hemen uzaklaşırlardı."
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.