Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Deniz Uğur'dan Gazze isyanı: Sanat camiasındaki sessizlikten utanıyorum
İnsan olan zaten rahat uyuyamazdı. Birçok tarifi var bunun, bu bir hastalık… Bundan kurtulmamız gerekiyor. Sanat camiasındaki sessizlikten utanıyorum. Ben toplumun bir kesiminin hipnotize edildiğini düşünüyorum, algı yöntemleriyle ben profesyonel bir şekilde uyarıldım. "Sen bir oyuncusun, neden kariyerine zarar veriyorsun? Sana mı kaldı bu işler, siyaset mi yapıyorsun?" dediler. Derler ya, bazılarının gözleri ve kalpleri mühürlüdür. Bizim camiamızdaki kimsenin korktuğunu düşünmüyorum. Tuzu kuru çok fazla ünlü var. Bence onlar korkmaktan korkuyor. Bu aciz bir durum. Ben çok tepkiliyim camiaya.
Reklam
Atatürk'ün Askeri diyor ki;
Güç, gücünü senden alır sana karşı kullanır. Kapitalizm ekonomisi ve liberal siyaseti böyle bir ahlaksızlıktır. Kapitalizm paranızı alır sizi emperyalizmin yararına tehdit eder, siyaset ise temsil yetkisi alır para ile tehdit eden kapitalistlerin emrine girerek sizi onlara sömürge ettirir. Gücümüzü bize karşı kullananlara bundan sonra güç vermeyeceğiz. Gücümüzü toplayıp geri alacağız bu ders bize sonsuza kadar yetecek. Önder Karaçay
Coğrafyasını ziyaret etmediği bir millete karşı nefret duyan ya da nefret duyması sağlanan kitleler var.
Sayfa 227 - Destek Yayınları
Agresif, kindar, kötü konuşan, insanları ötekileştiren, toplumu bölen insanlar manevi sistemlerin değil yozlaşmış kültürlerin ürünüdür.
Sayfa 220 - Destek Yayınları
1936 yılında doğan ve Almanya/Marburg’da Felsefe, Pedagoji, Sosyoloji ve Alman Filolojisi eğitimi alan Meinhof, daha öğrencilik yıllarında Alman Komünist Partisi üyesi oldu ve Almanya’nın silahlanma politikalarına karşı gerçekleştirilen eylemlerin içinde yer aldı. 1960 yılında ise, Hamburg’da çıkan politik dergi “Konkret”de (Somut) çalışmaya başladı. Bir süre sonra, derginin siyasi çizgisiyle yaşamaya başladığı fikir ayrılıklarından dolayı dergiden ayrıldı. Meinhof sonraki yıllarda giderek daha radikal-devrimci bir hattı benimsemeye başladı ve 1970’lerin başında, bir mağazayı kundaklama iddiasıyla hapiste bulunan Andreas Baader’in kaçırılmasını organize etti ve Baader’le birlikte yeraltına çekildi. Bu süreçte Andreas Baader, Gudrun Ensslin ve Holger Meins gibi devrimci isimlerle birlikte, “RAF”ı (Rote Armee Fraktion- Kızıl Ordu Fraksiyonu) kurdu.
Reklam
Bu konuda da [Goeben - Breslau] İngiliz iddialarının hemen sahiplenilmesi, birtakım can alıcı suallerin cevapsız bırakılmasına yol açmıştır. Her şeyden önce İngiliz donanmasının sıcak takibi altında olan Alman zırhlılarının geri çevrilmesiyle tarafsızlığın muhafaza edilmiş olacağını, gerek uluslararası hukuk, gerekse en temel çıkarların korunmasına yönelik siyaset pratiği açısından söylemek olanağı yoktur. Tarafsızlık, pasif değil aktif ve değişime dönük bir statü olduğuna, bu sebeple de tanım gereği aynı zamanda yeri ve zamanı geldiğinde taraf seçebilmek özgürlüğünün muhafaza edilmesi olarak telakki edilmek gerektiğine göre, Alman zırhlılarına sığınak sağlanmamış olması halinde Almanya'nın kaybedilmiş, tarafsızlığın anlamını yitirmiş olacağına kesin gözle bakmak gerekirdi. Hukuken “sığınma” talep etmiş olan Alman zırhlılarının İngiliz donanması tarafından yok edilmelerine cevaz vermiş olmak, yıllardır süren Osmanlı karşıtı İtilaf politikaları ve Çarlık'ın emellerinin niteliği de ortadayken Almanya'yla ittifakı havaya uçurmuş olacak, bu defa da Almanya'nın tüm hiddetinin Osmanlılara yönelmesine yol açacaktı. Galiplerin anlatısı, meselenin bu yönleri üzerinde hiç durmamakta, Osmanlı hükümetinin nasıl olup da Almanya'yı karşısına alabileceğini hiç soruşturmamaktadır. Bu hususu Rauf Orbay, “Almanlar bizi bırakmış olsalardı, bittik demekti” ifadeleriyle siyasi hatıratında açıkça dile getirmiştir.
Sayfa 330
Kemal Tahir, (Kurt Kanunu'nda) Kara Kemal'e geçmiş olayları yorumlatırken bir ayıklama yapmaz, işlevsel olanın yanı sıra, Türkiye ile ilgili, ama romanla hiçbir ilgisi olmayan çeşitli olaylar ve sorunlar hakkında kendi görüşlerini söyletir ve böylece gereksiz bir sürü belgeyi, bilgiyi ve yorumu metne katmaktan kendini alamaz. Sözgelimi
Sayfa 203 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Irk üzerine müstenit bir Türk siyasi milliyeti husule getirmek fikri pek yenidir. Gerek şimdiye kadar Osmanlı devletinde gerekse gelip geçen diğer Türk devletlerinin hiç birisinde bu fikrin mevcut olduğunu zannetmiyorum.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.