bana göre; yobazlık öyle bir mikroptur ki, öyle bir illettir ki, üç beş kişiyi değil, kendini aydın sanan birçok insanı da sarmıştır. Şimdi, ben size bir yobazlık tarifi yapayım da sizler de kendinize not verin. Bakalım, ne kadar aydınsınız, kendinizi değerlendirin:
Ben; benim düşündüklerimin aksini düşünen ve söylediklerimin tamamının aksini söyleyen, kendisiyle aramda hiçbir ortak payda bulunmayan, fakat benim fikirlerime saygı duyan, hakaret etmeyen, suçlayıp saldırmayan herkesi kucaklarım; elini sıkarım ve bir insan olarak bütün haklarına riayet etmeyi görev bilirim. Hangi inanç ve düşünceye mensup olursa olsun...Peki beyefendi, siz, kendi düşüncenizden %10, %20 kadar farklı düşünen insanlara, meselâ o sokakta gördüğünüz, yobaz diyebeğenmediğiniz, kızıp köpürdüğünüz adama, size zararı yoksa, 'Merhaba, nasılsınız?' diyebilir misiniz? Onunla diyalog kurabilir, onu anlamaya çalışır mısınız? İşte, herkes bu ölçüye göre kendisinin ne kadar aydın ne kadar mutaassıp olduğunu anlayabilir.
Şunu bilelim ki, aydınlık, bağnazlık; sizin inancınızla, yaşamınızla, hayata bakışınızla, şahsî düşüncelerinizle ilgili değil, başkalarına karşı gösterdiğiniz tavırla ilgilidir. Bağnaz insanlara Kur'ân'dan şu örneği verebiliriz: Müşrikler; Ebu Cehiller, Ebu Lehepler diyorlardı ki: "Muhammed Kur'ân okurken şamata yapın. Dinlemeyin şu Kur'ân'ı; olay çıkartın, protesto edin.³"
Kur'ân-ı Kerim, kâmil insanı da; önce sözü dinleyen, doğruysa onu kabul eden kimse olarak tanımlar.