Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Auteurün merkezi rolünün yok olması ve stilistik eklektizm arasındaki ilişkiyle ilgili söylenenler Tarkovsky ile de ilgilidir. Daha sonraki filmlerinde auteurün merkezi konumunun yok olması daha fazla öne çıkar ve stilinde giderek artan bir eklektizme neden olur. Daha Nostalji'de (1983) geçmiş ile şimdi, anıları ile arzuları arasında bölünmüş,
HİKİKOMORİ (SOSYAL HAYATTAN KAÇAN GENÇ KİŞİ-SOSYAL GERİ ÇEKİLME)
Kendini yaşadığı topluma ait hissetmeyen bireyin, sosyal yaşamdan uzak durarak, evine, odasına kapanması hali. Sosyal etkileşimden kendini izole edip, nadiren yaşam alanlarının sınırlarından ayrılan genç yetişkinlere “Hikikomori” denir.⠀Hikikomori tam olarak kişinin elini ayağını dünya işlerinden çekmesi demek. Kendisini odasına kapatan kişi,
Reklam
Bir gün Çatalağzında, ilkokul birinci sınıftaydım. Annem okuldan eve geldi. Başöğretmen ak saçlı bir beğefendiydi. Anneme dert yanmış. 0 da söylediklerini babama anlatıyor: “Bu çocukları biz altı, yedi saat burada tutuyoruz; eğitiyoruz. Eve gidiyorlar, verdiğimizin tersini görüyorlar ve ertesi sabah yine tedrisâta sıfırdan başlıyoruz.” Bu aslında Cumhuriyet Türkiyesinin bir teşrihidir. Bu, “evlerine gittiklerinde yeniden o ilkel, o pis, aşağılık dünyanın, dairenin içine giriyorlar; buraya geldiklerinde yeniden onlara medeniyeti gösteriyoruz, anlatmağa çalışıyoruz” demektir. Babamın konuyla ilgili yargısı da “Cumhuriyetle getirilenler yerleşmeyecek, oturmayacaktır”di. Zâten Cumhuriyetin memuru, halka düşmandı. Ben bunu yaşayıp görüp tecrübe ettim. Müdhiş bir kırılma, ikilik, tıp diliyle söylersek bir şizoid durum var. Zamanla azalsa da, o günlerde çok şiddetliydi. Bir gün yine ağabeğimin arkadaşlarıyla otururken bu anımı anlattım. Arkadaşlarından biri, “Ruslar bunu çocukları ailelerinden ayırarak hâllettiler” dedi. “Çocukları yurtlarda toplayıp aileleriyle bağlantılarını kesmiş, yeni bir insan, Sovyetadamı (homo sovieticus) yetiştirmişlerdir. Gerçi bu da sonuç vermedi. Sovyetler yıkıldıktan sonra Rus halkı hızla Sovyet öncesi döneme döndü.
Çağın En Büyük Belası:Narsizim ve Depresyon
Kitaplarını büyük bir merak ile okuduğum, sohbetlerini ilgi ile takip ettiğim Dr. Mustafa Merter bir konuşmasında her dört kişiden birinin narsist olduğunu, depresif insanların sayısının her geçen gün arttığını söyledi. Elimizdeki akıllı telefonların adeta esiri olduğumuzu ve bu esaretten çok az kişinin kurtulabildiğini, kurtulmanın yolunun bu
Depresif ve Şizoid Durum Farkı
Depresif kişi öfkesini ve saldırganlığını kendisine yöneltip suçluluk duyarken, şizoid kişi katlanılamaz durumdan kendisini çekip hiçbir şey hissetmemeye çalışır.
Şizoid Durum
Dış dünyaya karşı sergilenen tutum: katılmama ve hiçbir şey hissetmeksizin uzaktan gözlem; tıpkı katılmadığı, hiçbir kişisel ilgi duymadığı ve kendini sıkıntıya boğan bir toplantıyı betimleyen bir muhabir gibi. Yürütülen biçimiyle bu etkinlik mekanik görünebilir. Şizoid bir durum baskın olduğunda, bilinçli ben iç ve dış olmak üzere iki dünya arasında asılı kalmış ve bu iki dünyayla da gerçek bir ilişki içinde değilmiş gibidir. Etki alanı dışında kalmak ve duyguya kapılmamak için coşkusal ve itkisel durağanlık buyruğu verilmiştir.
Reklam
Şizoid Durum
Kopukluk, kapatılmışlık, temassızlık, kendini ayrı ya da yabancı hissetme, her şeyin bulanık olması ya da gerçekdışı gelmesi, kendini insanlarla bir hissetmeme ya da yaşamın anlamını yitirmesi, ilginin azalması, her şeyin boş ve anlamsız görünmesi gibi şikayetlerin hepsi çeşitli yönlerden bu ruhsal durumu betimler. Hastalar bunu "depresyon" olarak adlandırırlar; ama klasik depresyonda kolayca fark edilen kara kara düşünme, öfke ve suçluluk gibi ağır, karanlık, içten içe yaşanan bu duygular bu hastalarda görünmez.
KAPİTALİZM VE BOŞ ZAMAN
Eğlence, turizm, kumar ve oyun salonları, alışveriş merkezleri, deniz ve sahil beldeleri, oteller, giyim malzemeleri, yeme mekanları ve markaları, bedenin sunumu vs. genel anlamda birer statü belirtgeni objeler/metalar olarak işlev görmektedir. Bu durum, alt sınıflardan insanların konumları elvermediği halde bu mekanlarda bulunmak, marka, sembol ve de metaları tüketme isteğini kamçılayarak irrasyonel tepkimeler göstermelerine yol açmaktadır. Kışkırtılan tüketim isteği tatmin olmadığı zaman psikolojik ve sosyal travmalar baş göstermekte, kişinin ya içe çekilerek şizoid yarılma ya da dışa dönük agresif tavırlar sergileyerek bu durumu aşırı uçlarda yaşamasına yol açmaktadır. Bu bağlamda, boş zaman alanı, tüketme, eğlence, bireysel sunum, toplumsal/sınıfsal ifade biçimlerinin içiçe geçtiği oldukça komprime bir alan haline gelmektedir."
278 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
π-si-ko
Jonas Ramnerö ve Nıklas Törneke'nin beraber kaleme aldığı bir kitaptır. Hop hop hop! Kitap mı? Sadece kitap öyle mi? Aşağıya bak. Hey hey buradayım! Davranış bilimleri deyince aklınıza ne geliyor? 'Iıı, davranışları inceleyen bilim dalı geliyor.' Güzel ama biraz daha ayrıntılı bakalım. Davranış bilimleri, sadece kişinin öfkesini, mutluluğunu,
İnsan Davranışlarının Abc’si
İnsan Davranışlarının Abc’siNiklas Törneke · Litera Yayıncılık · 201751 okunma
Geri13
57 öğeden 46 ile 57 arasındakiler gösteriliyor.