Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Süleyman

Sabitlenmiş gönderi
Ortak değerlerin yerini, herkesin kendi normlarını ve değerlerini kendi bildiğince yaratma çabalarının alması, birbirimizi anlamamızı ve birbirimize ulaşabilmemizi gitgide zorlaştırıyor. İnsanlar, birbirlerine kendi senaryoları doğrultusunda roller verip, karşılarındakilerden bu rolleri gerçekleştirmesini bekler oldular. Sonuç, düş kırıklıkları, kızgınlıklar ve kendimizden kaynaklandığını bir türlü kavrayamadığımız yalnızlık.
Sayfa 13
Reklam
Tabii şimdi kitap fiyatları da dahil olmak üzere her şeyin fiyatı zamlandı; yine de, okumanın maliyeti, ödünç almak yerine kitap satın alsanız ve çok sayıda dergiyi takip etseniz bile sigara ve içkinin toplam maliyetinden fazla etmiyor.
Garipti insanlar, sürekli üstlerine vazife olmayan şeyler yapıyorlardı. Sürekli birbirlerinin işine karışıyorlardı. Sürekli birbirlerinin arkasından konuşuyorlardı. Her konuda fikir yürütüyorlar, en iyiyi kendilerinin bildiğini sanıyorlar, her zaman kendi söyledikleri yapılsın istiyorlardı. Ama bunlar kötülük sayılmazdı, gerçi iyilik de sayılmazdı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
280 syf.
·
Puan vermedi
Miras
MirasMemduh Şevket Esendal
7/10 · 134 okunma
Reklam
Süleyman
@slymn48·Bir kitabı okumaya başladı
İnsan bu. İyi olması da kötü olması da kendi özüne ve içinde bulunduğu şartlara bağlı. Şartlar kötüleştikçe kötülük de artıyor. İnsanoğlu dayanışmayı içselleştiremiyor bir türlü.
Leyla ile Mecnun arasındaki aşk başlayınca hem aralarındaki aşk açığa çıkmasın hem de sohbet edebilelim diye Mecnun çeşitli yollara başvurur. Bazen ezberlemesi gerekenleri unuttuğunu söyler ve Leyla ile çalışır, bazen Leyla gülsün, yanlış yazdığını söyleyip kendisiyle konuşsun diye bilerek hatalı şeyler yazardı. Kasten unuturdu dersin ol zâr Leyla'ya derdi ey vefâ-dâr Hıfz-ı sebak etti bağrımı hûn Benden bilürem bilirsin efzûn Ben bilmediğim bana okutgil Dersim okuyam kulak tutgil Çün levhalar üzre hat yazardı Amden hattını galat yazardı Yani ki hata tevehhüm ede Ol gül açılıp tebessüm ede Güftâra gelse ki bu galattır Terk eyle hılâf-ı resm-i hattır Ola sebeb-i tekellüm-i yâr Fehm etmeye müdde'âyı ağyâr
Yaşam, insanın içinde yüzdüğü bir okyanustur. İnsan onda ya tahta tepip düdük çalar ya da boğulup gider. Nedir, yaşamın kaynaklarını kirletmemek, bizi harekete getiren aklı bozmamak insanın kendi elindedir.
Reklam
Henry Miller bir açıklamasında şöyle der; Hiçbir zaman yaşamın güzelliğini yinelemekten bıkmadım. Kötü olduğu zamanlarda bile. İnsanlar beş para etmese, bir yaşam bozuğu olsa da yaşam güzeldir.
Çocuk ruhları, yaşadıkları bu yavan veya tatlı, neşesiz veya neşeli, meymenetsiz veya meymenetli mahallelerin türlü hallerine uyarak gördükleri renklerin hususiyetlerini benimseyen bukalemunlardır.
Madem ki tabiatta her akşam tekrarlanan böyle bir mucize var. İnsanlar neden bundan istifade etmezler? Gündelik hayatlarında kendilerine böyle bir his, hatıra ve hülyaya mahsus bir zevk saati ayırmayanlara acırız. Akşamda dağıcak güllerde olduğu gibi, fazla bir açılış hali vardır. Akşam hemen dökülmeye hazır iri bir güldür. Biten günle başlayan gece arasında bu avare ruh saatini, o bir gül gibi dağılırken kucaklamak ve onun artık boşluğa dökülen ve karışan kokusunu, bir an genişlemiş ruhumuzda toplayarak böylece tatmalı değil miyiz? Günün bu son hazzını çıkarmadan ondan niçin vazgeçeriz? Bu fani dünyanın hangi zevki vardır ki daha temelli ve daha sağlam olsun?
439 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.