Eğer bir trenin 10 km daha hızlı gitmesini istiyorsan,motora biraz beygir gücü eklersin.Ancak trenin saatte 150 km’den 300 km’ye çıkmasını istiyorsan; demiryollarını yıkıp yerine daha büyüklerini inşa etmek,süspansiyon sistemini kökten değiştirmek ve aerodinamik vagonlar üretmek gibi birden fazla değişiklik tasarlaman gerekir.Alışılmışın dışına çıkman,farklı yollara başvurman gerekir.Çoklu değişimi göze almazsan yeni bir tren de inşa edemezsin.Kısacası tamamen yepyeni bir düşünce şekli benimsemen gerekir.
Morita olumsuz duygularını bırakma fikrini aşağıdaki fabl ile açıklamıştır;
Direğe iple bağlanan bir eşek kendini kurtarmak için direğin etrafında dönüp durunca direğe daha yapışık,hareket edemez halde kalır.Aynı şey kendi korkularından ve rahatsızlıklarından kurtulmaya çalışıp acılarına daha fazla saplanan obsesif düşünme biçimine sahip insanlar için de geçerlidir.
Allah insana ömrü biçerken yıl,ay,gün hesabıyla biçmiyor; hayır.Kader defterimizde ömrümüz şu kadar yıl,şu kadar ay,şu kadar gün diye yazılmıyor.Tek kalemle şu kadar nefes diye yazılıyor.Diyelim yüz milyar yüz bir nefes…Yüz milyar yüz birinci nefesi aldığında,zaman denilen kutsal emanet senin üzerinden çekiliyor,bedenin bir kalıp olurken sen zaman ötesi bir başka yere taşınmış oluyorsun.
Anladım ki bu yalan dünyadır;anladım ki evliya da olsa alan dünyadır.kaçanın kurtulamadığı Şahin de olsa kanatları kıran dünyadır.Sevdiklerimizi alıp bizi ağlatan,Hazreti Süleyman da olsa tahtları viran eden dünyadır.
Irmağın gölden,ya ki denizden kaçtığı nerede duyulmuş.Ben göl olmaya,belki denizde kendimi yok etmeye,o denize katışmaya gelmişim,yitmekten korkar mıyım ?
Çünkü her kaçışın hasret gibi,gurbet gibi,firkat gibi acıları,terk etmek,gözden çıkarmak,vazgeçmek gibi fedakarlıkları vardır.Bunun için kalbi kırık olur kaçanın ç,içinde hasretlikler büyür.Vatandan,topraktan,sevgiliden yana hasretlikler…
Âlemde sevgiden büyük bir umut da,sevgiden öte bir korku da yoktur.Sevgiliden korkmak,korkunun en yüksek derecesi,sevgilideb umut etmek umudun en yüksek keresidir.Sevgisi olmayan biri,yaşadığını sansa da yürüyen ölüden ibarettir!…
Gül bahçesinde yatıp uyuyan kişi,bir an evvel uyanmayı ister.Fakat zindanda uyumuş olan,ebediyen uyumaktan yanadır,çünkü uyanırsa yeniden zindana düşmüş olacağını bilir.
Elbette gönül,akıldan ziyade önemlidir.İnsan aklının varabileceği en son nokta onun gönlünün içindedir zaten.Dünya, ‘gönlünce bir hayat’ sürmek isteyen insanlarla dolu çünkü gönül Rahmanidir.Nefis gibi insanı yanlış yola götürmez.