“Sokrates’in Savunması”, sadece bir filozofun savunması değil, insanlık için ahlak, erdem ve hakikat üzerine derin bir düşünce yolculuğudur.
**..bir filozof yeme, içme, tensel hazlar, göz alıcı elbiseler, ayakkabılar gibi bedene özgü isteklerin peşine düşmez; dolayısıyla filozofun işi, öteki insanlardan farklı olarak, bedenden uzaklaşıp ruha yönelmektir.
**..görme, duyma ve bedene özgü duyular herhangi bir gerçeklik sağlamadığından “bilgeliğin elde edilmesi” esnasında beden ruhu yanıltır; ruh, gerçeklerle ilgili bir şeyi “mantıkla düşünme” yoluyla elde ettiğine göre, duyma, görme, acı, haz gibi şeyler onu bulandırmadığında ve bedenle olan bağını koparıp kendi kendine kaldığında gerçeğe ulaşır; dolayısıyla filozofun ruhu bedene değer vermez, ondan kaçar ve kendi kendine kalmanın yolunu arar.
**..“doğrunun kendisi” ; “güzelin kendisi” ; “iyinin kendisi” gibi her bir şeyin “özünü” yani “her bir şeyin kendisini” araştırmaya kalkışan kişi, bunu tam anlamıyla düşünmeye hazır olduğunda kavrayabilir; bu kişi, bunlar bedensel duyu yoluyla kavranabilen şeyler olmadıkları için, bedeninden olabildiğince uzaklaşır ve salt düşünme yoluyla varlıkların her birinin hiçbir şeyle karışmamış salt halini arar ve gerçeğe bu şekilde ulaşır. Çünkü beden, insanı hastalıklarla ve ihtiyaçlarla meşgul eder; ayrıca, tutkularla, arzularla, korkularla, her türlü imge ve saçmalıklarla doldurarak doğru bir şekilde düşünmeye engel olur.
“Sokrates devletin inandığı tanrılara inanmamakla ve başka birtakım tanrılar getirmekle suç işlemektedir; ayrıca gençlerin ahlakını bozmakla da suçludur. İstenen ceza ölüm.”