Sait Faik kendine özgü dilini ikinci dönem hikâyelerinde yaratır. Ne var ki anlatımındaki ustalık ilk hikâyelerinden başlayarak sürer gider. Sait Faik, 1954’te, “Hikâye yazmağa ilk ne zaman başladınız” sorusuna (“Sait Faik’le Son Röportaj”, Açık Hava Oteli içinde, 1980, s. 204) şöyle cevap vermiş:
“Bursa Lisesinde onuncu sınıftaydım, edebiyat hocamız bir vazife yazmamızı istedi. Ben İpekli Mendil isimli bir hikâye yazıp verdim. Ertesi ders hoca bu hikâyemi bütün sınıfa okuttu. Neden okutuyordu bir türlü anlamamıştım. Meğerse hikâyeyi çok beğenmiş, sonra beni yanına çağırıp; Eğer böyle yazmakta devam edersen iyi hikâye yazabileceksin sen demişti. İşte ilk bu şekilde yazmağa başladım. Hocam, bana daima cesaret veriyordu. İkinci olarak Zemberek’i yazdım. Sonra İstanbul’a gelip Edebiyat Fakültesine girdim. Orada rahmetli Kenan Hulûsi’nin verdiği cesaretle hikâye yazmağa devam ettim.”