Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
“köşede dursun” yazıları.
Son cümleleriyle köşeye not olarak bırakıyorum bu kitabı:
•
“Ben de senin gibiyim,” dedi. “Her şeyi hatırlıyorum.”
Bir saniyeliğine durdum. Her şeyi hatırlıyorsan eğer, demek geldi içimden, ve gerçekten benim gibiysen, o zaman, yarın gitmeden önce ya da tam taksinin kapısını kapatmak üzereyken, diğer herkese hoşçakal demişken, yaşamda söylenecek hiçbir şey kalmamışken, o zaman, sadece bu kez, bana doğru dön, sadece bir jest ya da sonradan aklına gelmiş bir şey olsa da, seninle beraberken benim için her şeyden değerli olan, o zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve adınla çağır beni.
•
Kitabı incelemeye dair yazacak hiçbir şeyim yok. Buruk bir tat bırakıyor. Filmin (call me by your name, luca guadagnino, 2017) son sahnesindeki gibi.
Moskova’da Bir Beyefendi, devrim başlangıcında Sovyetler Birliği’nden başlayıp (1922), 1954 yılına kadar devam eden bir süreci anlatıyor. Hikâyesi, eski bir aristokrat olan Kont Alexander Rostov’un, devrim sonrası Paris’ten ülkesine döndükten sonra Komünist Parti tarafından, daha önce yazdığı bir şiir yüzünden (ama aslen Aristokrat olma
Karanlık Okyanus
“Kimi kandırdığını sanıyorsun sen? Karşındaki devletin memuru değil küçük kız, devletin ta kendisi.Seni şuan burada bitiririm,kimsenin ruhu duymaz.”
“Ah yabancı, diye fısıldadım kendi kendime.Bu iz bırakanı bir tanısan, yüreğine imzamı attığımı kimsenin sağ olmadığını bilir, benden kaçman gerekenden çok daha fazlasını becerebilirdin..”
“İstediğin kadar inkar et, İstediğin kadar kaç
Güney; o yolun tüm yollarının sonu hep bana çıkıcak.”
Hazel Saraç; Babası tarafından omuzlarına bırakılan yük ile yaşamaya alışmıştı..Ama artık yaşatmak istiyordu sevdiklerine zarar gelmesin yaşasın.. Başına gelen ilginç olaydan sonra Hazeli karşısında görünce şoka girmiş geldiğine sevinememişti.. Yine bırakmamıştı dostu peşini yıllardır beraber büyümüş dost kardeş olmuşlardı..
Çalıştığı hastane de arkadaşları vardı ama maalesef onun arkadaşı olması yasaktı en son yanında olan Oğuz öldürülmüştü bu ona babasından mesajdı..
Babasının yakın arkadaşı Fırat ise Hazelin iplerini elinde tutuyor istediği her işi yaptırıyordu..
Ona bir görev verdi Kamer Güney Soykıranı ona getirmesini..
Hazel ise Kamer ile bu kadar tesadüfi karşılaşmalara inanmamıştı..Plan içinde plan kuran çift ne zaman birbirlerine güvenip açılıcaktı zaman göstericekti..
Düşmanlıkları iki çocuğu babasız bırakırken bu hikayenin her daim yananı Hazel Saraçtı..
Kitap aksiyon doluydu son sayfalarda ağladığımı söylemek isterim ve oldukça ailevi dram okuyoruz..
·
Puan vermedi
“Proust, öbür yazarların atlamaya alışık olduğu şeyleri böler ve bizde sonsuza dek bölebilme duygusu uyandırır.”
Valery
Proust’un Biyo-Bibliyografyasından oluşan ilk bölüm, ailesi, arkadaşları, monden çevresi ve edebi ortamları hakkında bilgi verirken, tüm Proust profillerini kapsayacak çalışmaları sunar; kronolojiyi, bir başka ifadeyle zaman
Kitabı okumadan filmini izlemiştim, ama bana bu kadar farklı hissettireceğini düşünmedim.
Her şeyden önce bir aşk hikayesi okuduğumuzun bilincinde bakılmalı bu kitaba.
Sizin tabularınızda bu farklı cinsler olmalıdır, erotiklikten uzak olmalıdır, çiçekli böcekli olmalıdır amaaa sizin tabularınızı değil gerçek bir sanatçının gerçek bir eserini
Herkese Selam
Sis ve Öfke Sarayı incelemesi ile karşınızdayım.
DİKKAT: Bu incelemedeki kitap Dikenler ve Güller Sarayı serisinin ikinci kitabı olduğundan spoiler içerebilir.
Bu kitabın ikinci yarısı tam bir kaos. Ben bir ay önce kitapta 300'e kadar gelip bırakmıştım. Çünkü üst üste fantastik okumuştum ve kitap ilerlemiyordu. Üstüne üstlük
