Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Ben de senin gibiyim,” dedi. “Her şeyi hatırlıyorum.” Bir saniyeliğine durdum. Her şeyi hatırlıyorsan eğer, demek geldi içimden, ve gerçekten benim gibiysen, o zaman, yarın gitmeden önce ya da tam taksinin kapısını kapatmak üzereyken, diğer herkese hoşçakal demişken; yaşamda söylenecek hiçbir şey kalmamışken, o zaman, sadece bu kez, bana doğru dön, sadece bir jest ya da sonradan aklına gelmiş bir şey olsa da, seninle beraberken benim için her şeyden değerli olan, o zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve adınla çağır beni.
Sayfa 246Kitabı okudu
“ben de senin gibiyim,” dedi. “her şeyi hatırlıyorum.” bir saniyeliğine durdum. her şeyi hatırlıyorsan eğer, demek geldi içimden, ve gerçekten benim gibiysen, o zaman, yarın gitmeden önce ya da tam taksinin kapısını kapatmak üzereyken, diğer herkese hoşçakal demişken; yaşamda söylenecek hiçbir şey kalmamışken, o zaman, sadece bu kez, bana doğru dön, sadece bir jest ya da sonradan aklına gelmiş bir şey olsa da, seninle beraberken benim için her şeyden değerli olan, o zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve adınla çağır beni.
Sayfa 246Kitabı okudu
Reklam
246 syf.
·
Puan vermedi
Arzunun keşfini bedensel,aşkın güçlü haliniyse tinsel boyutta işleyen ve toplumun kabul görmüş cinsiyet rollerinin dışında yaşanan,sonu itibarıyla pek bir hüzünlü bir “aşk”romanıdır. Zamanın yaşanmamışlıklarla nasıl ziyan edildiğine vurgu yapan romanda,üstüne basa basa söyleyeceğim ayrıntı aşkın iki erkek arasında geçtiği olmayacak.Evet,bu durum romanda çatışma zemini oluşturuyor lakin romanın merkezinde aşk var. Başlarda platonik olan ardından duyulan hisleri kabullenme ve flört aşamasına geçen,daha sonra özellikle Elion için takıntıya,ardından da “muhtemel ayrılık”fikrinin Elion’un aklına düşmesiyle hırsa, kıskançlığa dönüşen,nihayetinde yaşanan ve aşkın binbir halinden birini barındıran bir aşk hikâyesi okudum. Arkeoloji profesörü olan Elion’un babası her senene evlerine akademiden bir öğrenci alır.80’li yıllarda geçen romanın anlatıldığı yaz,Elion’nun ailesinin İtalya’nın kuzeyinde bulunan evine Oliver gelir.Onun eve ayak basmasıyla başlayan her şey cinsellik,tutku, arzu,aşk kavramlarıyla işlenir. Romanda cinsellik estetik kaygı taşımadan aktarılır.Bence bu bilinçli yapılmış bir tercihtir çünkü romandaki aşkın temelini,gidişatını, tinsel boyutunu arzu oluşturur.Cinselliğin anlatıldığı bölümlere kapalı,estetik anlatımlar yüklenseydi ve bu biçimde aktarılsaydı kitabın birliğinin bozulacağını düşünüyorum. Aşkın ne olduğunu anlamaya çalışan birinin ruh halini,cinselliğini ve hissettiği şeyin derinliğini anlatan bir romandır. Romanın son cümlesi romanın adıdır ve roman biterken yüreği bir sızlatır.
Adınla Çağır Beni
Adınla Çağır BeniAndré Aciman · Sel Yayınları · 20203,420 okunma
m
Bazen bir hüzün çöker ya insana Gün boyu yaptıklarısını gözden geçirirsin, Hüzün çöktüğü vakit insana ilk kim geliyorsa aklına mutluluğun ondadır aslında Ben ne sende var olabildim ne de bir yerde Her şey lafta ve sözde tanıdıktan ötemiyim Tanımaz mısın ki beni bilmez misin içimdekini Bilseydin böyle mi yapardın belki de yapıyorsun Bilinmez… Bırakıyorum seni son cümlelerim bunlar İyi oku gerçi sana yazamam bu söylediklerimi Gururum el vermez buna sevmiyorum seni Hoşlanmıyorum yada istemiyorum Bunların hiç biri önemli değil Sadece özlemiştim küçük bir hasret Vardı yüreğimde ilk kez birine hasret duydum Onu da benden aldın iyi yaptın belki de Kendime geldim hedefime ulaşacak cesareti Kendimde buluyorum şimdi Gidiyorum hayatından Daha bir çok mutluluklara yelken açmanı umarım, ben o mutluluğu sana veremedim. görüşmemek dileğiyle Görüşürüz.
"Her şeyi hatırlıyorsan eğer, ve gerçekten benim gibiysen, o zaman, yarın, gitmeden önce ya da tam taksinin kapısını kapatmak üzereyken, diğer herkese hoşçakal demişken, yaşamda söylenecek hiçbir şey kalmamışken, o zaman, sadece bu kez, bana doğru dön, sadece bir jest ya da sonradan aklına gelmiş bir şey olsa da, seninle beraberken benim için her şeyden değerli olan, o zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve adınla çağır beni."
211 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Hayat, efsaneyi takip eder..
Okuduğum zaman kitabın içinde kaybolduğum, gerçek hayata tamamen kulaklarımı tıkayıp onun dünyasında yaşadığım nadir yazarlardandır Orhan Pamuk...Açıkçası henüz okumadığım bir çok kitabı olmasına rağmen okuduğum her bir kitabı bana farklı bir dünyaya kapı açtı benim için.. Okurken düşündürdü, hüzünlendirdi, sorgulattı ki, benim için bir romanda bu
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,4bin okunma
Reklam
Vakti ile bir padişah, kendisine bir vezir bulmaya karar verir ve kocaman bir kapı yaptırır. Yaptırdığı kapının ortasına da onlarca kilit taktırır. Kimi kilit , kimi halka kilit derken baştan aşağı her yere kilit dolar ve sonra vezir adaylarını bir bir çağırır. İlk giren adama sen der, benim vezirim olmak istiyorsun değil mi? O da evet der. Eğer benim vezirim olmak istiyorsan şu kapıyı anahtar kullanmadan, levye kullanmadan hiçbir alet edevat kullanmadan açmanı istiyorum. Vezir adayı döner bakar kapıya. Padişahım bu mümkün değil! Kaldı ki anahtar bile olsa bu kapıyı açmak saatler sürer, der. Padişah, peki sen sık öteki gelsin der. Öteki gelir, padişah ona da aynısını söyler. O da efendim anahtar bile olsa deyince, tamam tamam der padişah, çık öteki gelsin öteki gelsin derken hepsi gelir, en son vezir adayı girer içeri. Padişah, "sen vezir olmak istiyor musun?" Diye sorar "evet " der vezir adayı. Peki, eğer vezir olmak istiyorsan şu kapıyı anahtarsız, levyesiz hiçbir alet edevat kullanmadan açmanı istiyorum. Adam, kapıya şöyle bir bakıp döner ve padişaha, devletli Sultanım aslında aklım der ki bu kapı böyle açmaya açılmaz lakin bize itmek düşer. Elini şöyle kapıya uzatıp hafif dokunarak ittiğinde kapının açılı verdiğini aslında bu kilitlerin hiçbirinin kapalı olmadığını görür. Bütün kilitler açıktır ve adam padişahın veziri olur.
500. okuyuşum her defasında sıkılmadan okudum.
"Ben de senin gibiyim," dedi. "Her şeyi hatırlıyorum." Bir saniyeliğine durdum. Her şeyi hatırlıyorsan eğer, demek geldi içimden, ve gerçekten benim gibiysen, o zaman, yarın gitmeden önce ya da tam taksinin kapısını kapatmak üzereyken, diğer herkese hoşçakal demişken, yaşamda söylenecek hiçbir şey kalmamışken, o zaman, sadece bu kez, bana doğru dön, sadece bir jest ya da sonradan aklına gelmiş bir şey olsa da, seninle beraberken benim için her şeyden değerli olan, o zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve adınla çağır beni.
Akşam yemeği masasına gelip gelmeyeceğini bilmemek bir işkenceydi. Ama katlanılabilir bir işkence. Onun gelip gelmeyeceğini sormaya cüret edememekse gerçek bir azaptı. Bir gece onu aramızda görmek umudunu hemen hemen yitirmişken, yüreğim yerinden oynayarak birden onun sesini duymak yahut sandalyesinde otururken görmek, serpilen zehirli bir çiçek
Bir saniyeliğine durdum. Her şeyi hatırlıyorsan eğer, demek geldi içimden, ve gerçekten benim gibiysen, o zaman, yarın gitmeden önce ya da tam taksinin kapısını kapatmak üzereyken, diğer herkese hoşçakal demişken, yaşamda söylenecek hiçbir şey kalmamışken, o zaman, sadece bu kez, bana doğru dön, sadece bir jest ya da sonradan aklına gelmiş bir şey olsa zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve adınla çağır beni.
Sayfa 245Kitabı okudu
Reklam
Kendime Not:
Çok okuman gerek kızım. yeni insanlar tanıman, yeni şeyler öğrenmen, çok gezmen, bolca kahkahaya yer açman gerek. çok izlenmen, çok dinlenmen, kendini sürekli tamamlaman gerek. vakit buldukça yaz lütfen, dök içini, kimseyi çok büyütme gözünde, kendine zaman ayır unutma senden önemlisi yok. Senin daha çok büyümen gerek kızım. her günün son gününmüş gibi yaşa. Vaktini kusursuz değerlendirip dolu dolu büyümen gerek.
174 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Roland Topor, illüstratör,ressam, şair, yazar, yönetmen, oyuncu, şarkı sözü yazarı olarak, yirminci yüzyıl Fransız sanatına yön vermiş bir isim. Fernando Arrabal ve Alexandro Jodorowsky ile Panik Hareketi'nin kuruculuğunu yapmış. Özgün adıyla "El Panico" ; korku, mizah ve eşzamanlılık ilkeleriyle, masallar, öyküler, tiyatro
Kiracı
KiracıRoland Topor · Norgunk Yayıncılık · 2021226 okunma
İnsanlar açık hava hapishanesinde yaşıyor, en temel insani ihtiyaçlarının karşılanmasına bile engel olunuyor, biz hâlâ losyonunda, kremindeyiz. Elektrikleri kesilen bir hastahane acil tahliye ediliyor, çünkü her an bombalanabilir, biz bütün bunları canlı yayında nefeslerimizi tutmuş izliyoruz. Bundan daha büyük lânet olabilir mi? Amerikalı iş adamı Bill Ackman, Filistin'i savunan Harvardlı öğrencilerin Abd'li şirketler tarafından asla işe alınmayacağını bildirmiş. Vicdan sahibi gençlerin sağduyularını böyle cezalandırıyorlar... Onlar vicdanları boykot ediyor, biz beş para etmez konforumuzu boykot edemiyoruz... İsrailli ruh hastaları yayın açıp zulme uğrayan, bombalanan insanlarla, yüzlerini gözlerini boyayıp dalga geçiyorlar. Ve bu videolar çok izlenenler listesine giriyor. Bundan daha büyük ucuzluk olabilir mi? Gazzeliler su bulamıyor ve deniz suyu içmeye başladıkları için yakında bu nedenle ölümler başlayacak. Biz hâlâ onların ürettiği içecekleri avuçla sepete atıp, celladımızın zülüflerini taramaya devam ediyoruz. Evlatlarımızı koklarken nefesimiz kesiliyor, toprağı kazarak altında annesini arayan çocuğun tırnakları kalbimizi deliyor🥺 Az önce Filistin Sağlık Bakanlığı: Terörist İsrail savaş uçaklarının, son saatte Gazze'nin farklı bölgelerine düzenlediği saldırılarda 50'yi aşkın sivili şehit ettiğini açıkladı. Peygamberleri öldüren İsrail, bu cürmü günahsızları katlederek sürdürüyor.. Gazze'de "çatışma" ya da "savaş"ın ötesinde kitle imhası yaşanıyor ey DÜNYA... Bu bir SOYKIRIM Bu bir POGROM Bu bir KIYIM!!!
K.

K.

@Zerdali
·
24 Ekim 2023 22:31
Şimdi ağız bozma vaktidir. Bu türden bir eleştiriyi, solcu ya da ateist benden daha farklı görüşleri olan ama kesinlikle benden ayrı ya da kötü görmediğim, sadece farklı gördüğüm insanların ortasında yapmak her ne kadar kalbimi kırıyor olsa da, benim adalet anlayışım keskindir; sağı da aynı keser solu da. Az önce bir arkadaşımız Instagram'da
236 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.