Şu andan itibaren, dedim içimden, şu andan itibaren... yaşamımda daha önce hiç duymadığım apayrı bir duyguyu, çok değerli bir yere vardığımı, bunu ebediyen istediğimi, ben, ben, ben ve başkası değil, ben, sadece ben olduğumu, kollarımdan geçip giden her ürpertide bana tümüyle yabancı ama kesinlikle alışılmadık olmayan bir şey bulduğumu hissediyorum; bu tümüyle, tüm yaşamım boyunca benim bir parçam olmuş ama ben onu yanlış yere koymuşum da Oliver onu bulmama yardım etmiş gibi. Rüya doğru çıkmıştı.... eve dönmek gibi bir şeydi bu, Yaşam boyu neredeydim ben? diye sormak gibiydi ki bu, Sen çocukluğumda neredeydin Oliver? diye sormanın başka bir yoluydu ki bu da, Bunsuz yaşam nedir ki? diye sormanın başka bir yoluydu ki bu yüzden, sonunda, bir kez değil birçok, birçok kez, Durursan öldürürsün beni, durursan öldürürsün beni diye bağıran o değil, bendim, çünkü bu aynı zamanda benim rüyayı ve fanteziyi tümüyle tekrar ettirme tarzımdı, ben ve o, hasreti çekilen sözcükler onun ağzından benim ağzıma, sonra tekrar onun ağzına, ağızdan ağza değiş tokuş edilen sözcükler, ki herhalde ben müstehcen sözcükler kullanmaya başlamış, o da bunları benim ardımdan tekrarlamaya başlamışken, önceleri çok alçak sesle ve sonunda "Adınla çağır beni, ben de seni benimkiyle," dedi ki hayatım boyunca böyle bir şeyi hiç yapmamıştım ve kendi adımı sanki onun adıymış gibi söyler söylemez, hayatımda daha önce hiç paylaşmadığım ve sonrasında da paylaşmayacağım bir diyara götürdü beni bu.