Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rengarenk bir hayal
...."Yeniden görüşünceye kadar kendine iyi bak küçük dostum. Ve o güne kadar da bol bol hayal kur. Çünkü unutma, her şey rengarenk bir hayalle başlar. Ve rengarenk bir hayalle de devam eder…" sayfa 319 son paragraf
Sayfa 319 - Yazar Ak HanKitabı okudu
Herkes ve her şey yorgunmuş
Agu’nun kalbi yorgunmuş. Umudun kalbi, güzel düşünceler yorgunmuş. Aya’nın ruhu yorgunmuş. Mutluluğun ruhu, huzur yorgunmuş. Ve bu cümleleri yazan ben de yorgunmuşum. Hem de öyle çok yorgunmuşum ki sana anlatamam küçük dostum. Belki de sen küçük dostum, sen benden bile daha çok yorgunmuşsun. Sadece sen, ben ve diğerleri de değil… Zamanın kumları da yorgunmuş. Yorgunluğun kendisi de yorgunmuş. Kısaca sana en başından söylediğim gibi küçük dostum Masaldaki herkes ve her şey çok yorgunmuş. Ve tüm bu yorgun cümlelerden sonra da, Ay perisi Aya ile küçük kara aguti Agu için artık veda vakti de gelmiş. sayfa 318 son paragraf ile sayfa 319 ilk 6 paragraf
Sayfa 319 - Yazar Ak HanKitabı okudu
Reklam
Atatürk’ün ülke gençliğine hitabesini Türk okullarında okuyan herkes bilir, ama kendi sunduğu ilk konuşma, ustası olduğu Osmanlıca diliyle hazırlanmıştı ve yine kendi yaptığı dil reformlarının sonunda yeni kuşakların bunu anlaması olanaksız hale gelmiştir. Aradan geçen yıllar boyunca tekrar tekrar yayınlanan nutkun dili, her seferinde biraz daha
Sayfa 530Kitabı okudu
Ay perisi Aya ve Kara Orman Masalı
Ve işte ay perisi Aya’nın gittiği o günden sonra da ninem, Ne zaman beşiğimi tıngır mıngır sallasa, bana hep bu masalı anlatırmış. O günden sonra da ben, ne zaman Kara Orman masalını dinlesem, Kalbim hep heyecanla dolarmış. Böyle böyle ninem sallamış beşiğimi her gün, Ben de büyümüşüm günbegün. Derken günlerden bir gün, Önemi yok olduğunun hangi gün. Elime kağıdı, kalemi almışım. Ve aldığım gibi de “Kara Orman masalını” yazmaya başlamışım. Yazdıkça da yüzümde güller açmış. İçim de neşeyle dolup taşmış. sayfa 20 son satır ve sayfa 21 ilk üç dörtlük
Sayfa 21 - Yazar Ak HanKitabı okudu
Kalbinin dile gelmesi
...."Çünkü Aya o an konuşmak yerine, ne söyleyeceğini bilmeden öylece bakıyormuş. Ne söyleyeceğini bilememek… Hani olur ya küçük dostum, kalakalırsın bir an öyle. Aslında söylenecek çok şey vardır, anlatılacak da. Ama hepsi boğazında düğüm düğüm olmuştur. Ve sen de konuşamazsın. Çünkü konuşmak için o düğümleri teker teker çözmek gerekir. Ama senin buna yoktur mecalin. Olmadığından da o an kalbinin dile gelmesini öyle çok istersin ki. Senin yerine konuşmasını. Ama ne o dile gelir ne de o boğazındaki düğümler kendiliğinden çözülür."... sayfa 302 son paragraf ile sayfa 303 ilk paragraf
Sayfa 303 - Yazar Ak HanKitabı okudu
Kötü bir düş
Öyle ki sevincimden nara üstüne nara atmışım. Nara atmaktan sıkılınca da katıla katıla ağlamışım. Ağlama sesimi de uzaktan ninem de duymuş. Duyduğu gibi de hemen yanıma koşmuş. “Kötü bir düş gördün. Ağlama artık!” deyip, beni öpüp koklamış. Sonra da “Haydi, uyu,” deyip beşiğimi sallamış. Sallarken de ninem bana o çok sevdiğim ninniyi söylemiş. O
Sayfa 21 - Yazar Ak HanKitabı okudu
Reklam
Ay Dede, minik yıldızlar ve küçük dost
“Ak Han, hani sen bize anlatacaktın Kara Orman masalını.” “Yoksa sen unuttun mu bunu? Madem öyle, şimdi çek cezanı.” Deyip küçük dostum, salıncağı hızla sallamaya başlamışsın. Ben korktukça da sen daha hızlı sallamışsın. O kadar hızlı sallamışsın ki küçük dostum, ben kendimi gökte bulmuşum. İşte o an korkudan ben küçük dilimi yutmuşum. Bu halimi
Sayfa 19 - Yazar Ak HanKitabı okudu
Kara yaratıklar ve diğerleri
......."Tüm bu yaşananların üzerine dünyadaki kötüler ve kötülük kendi arasında ikiye ayrıldı. Kötüler: Kara yaratıklar ve diğerleri; Kötülük: Kara yaratıkların yaptığı ve diğerlerinin yaptığı kötülük diye…” sayfa 101 son paragraf, sayfa 102 ilk cümle
Sayfa 99 - Yazar Ak HanKitabı okudu
Zamanın Taşları
...."Aslında tek Agu değil, küçük dostum. Hayatta bazen hepimiz isteriz, zamanın taşlarını kendi istediğimiz gibi dizmeyi. Örneğin, canımız çok yandığı zaman, hemen çabucak geçip gitmesini isteriz zamanın. Ama o ne yapar? İnadına ağır ağır çıkar geleceğin merdivenlerini. Sanki bizi hiç duymamış gibi. Hani bazen de çok mutlu oluruz ve bir o kadar da huzurlu. Bu anların hiç mi hiç bitmemesini isteriz. O zamanlar da zamanın durmasını, hiç akmamasını isteriz. Ama o zaman, zaman ne yapar? Bizi duymazlıktan gelerek son model bisikletine biner. Sonra da son viteste ve son sürat hızla, geleceğin yollarından adeta uçarcasına geçip gider.".... sayfa 155, ikinci paragraf
Sayfa 155 - Yazar Ak HanKitabı okudu
Kara Ölüm
Hayatın sesi bize her nefeste seslenir, Ölümün sesi ise sadece son nefeste... sayfa 255, XVI. Başlık
Sayfa 254 - Yazar Ak HanKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.