Doğuyoruz, bedenimizi canlı tutacak kadar bize yiyecek veriyorlar, aramızda gücü yetenleri son nefesine kadar çalıştırıyorlar ve çalışamayacak duruma geldiğimiz anda da en vahşi bir acımasızlıkla bizi boğazlıyorlar.
İnsan olan vatanını satar mı?
Suyun içip ekmeğini yediniz.
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Onu didik didik didiklediler,
saçlarından tutup sürüklediler,
götürüp kafire : "Buyur ... " dediler.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
...
...
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
...
Doğum sırasında stres anne için de önemlidir. O stres sayesinde salgısı artan hormonlar, anneyi süt verebilen, yavrusuna aşırı şefkat gösterebilen, onun etrafında adeta pervane olan bir insan haline dönüştürür. Sezaryenle doğumun dünya genelinde kontrol altına alınmaya çalışılmasının nedeni de budur. Zira doğal olmayan yollarla çocuğun alınması, ne kadar konforlu görünse de yeterli değildir. Doğum sırasında hem annenin hem de bebeğinin yaşaması gereken
o stresli deneyimler, biyolojik bedenin doğru işlev göstermeye başlaması açısından oldukça önemli tetikleyiciler ve kolaylaştırıcı işaretlerdir.
İnsan zekası sorunlarla karşılaştığında, sıkışıp daraldığında, yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesini zorlaştıran koşullara maruz kaldığında çalışmaya başlar. Kısacası biz bu dinamiğe "stres" diyoruz. Stres, insan için, gelişimin ve yeni düşüncelerin motorudur.
İnsanlar, beyinlerinin yüzde onunu kullandıkları mitine inanmayı içten içe seviyorlar. Yani "Beynin ancak yüzde onu kullanılabiliyor" dendiğinde birçok kişi yarı bilinçli olarak "Bak bu benim ancak yüzde onum. Bir de yüzde yüzünü kullansam kim bilir ne olurum?" diye düşünüyorlar. Yani gizli bir potansiyelimiz olması fikri bize her zaman çok cazip geliyor. Evet, gizli çok potansiyelimiz var, fakat bu durum beynin çalışmayan yahut atıl duran yerleriyle ilgili değil. Bunu daha çok bir "yazılım'' meselesi gibi düşünmekte fayda var.