Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Renklerden Moru alıntılar
Taş kalpli olduğunu bildiğine göre, dedim, sandığın kadar kalpsiz değilsin demek ki. Her neyse, dedi, nasıl olur bilirsin. Kendine bir soru sorarsın, ardından on beş soru gelir. Neden sevgiye ihtiyacımız var diye sormaya başladım. Neden acı çekiyoruz? Neden siyahız? Neden kadın ve erkek var? Çocuklar aslında nereden geliyor? Hiçbir şey bilmediğimi anlamam çok sürmedi. Fark ettim ki neden buradayım diye sormadıkça, neden siyahım neden erkek veya kadınım ya da bir çalayım diye sormamın hiçbir anlamı yok, işte bu kadar. Peki sen ne düşünüyorsun, diye sordum. Bence merak etmek için buradayız. Merak etmek. Sormak. O büyük şeyleri sorarken, küçükleri de öğreniyorsun, neredeyse tesadüfen oluyor bu. Ama büyük şeyler hakkında asla ilk başta bildiklerinden daha fazlasını bilemiyorsun. Merakım arttıkça sevgim de artıyor.
Sayfa 282 - Doğan Kitap - Renklerden Moru
Reklam
392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
•Cerrah - Johana Gustawsson•
"Öteki'ne göre öldürmek sadece bir amaç. Oysa kendisine göre sonsuzluğa çıkan yol." Herkese Merhabalar; Orijinal adıyla Blok- 46, dilimizde Cerrah adıyla yayımlanmış olan bu kitabın incelemesi ile geldim. Blok- 46 Buchenwald Toplama Kampında, ölümden önceki bekleme odası anlamına geliyor. Orijinal adıyla yayımlansaydı daha mı iyi
Cerrah
CerrahJohana Gustawsson · Panama Yayıncılık · 202068 okunma
Yine niyet yine niyet
... gelecekteki part­nerinin sana dürüst olma­sını istiyorsan, istek listende "mutlak surette dürüstlük" de yer alıyordur herhalde. Senin beklentin budur. Daha azı seni memnun edemez. Yalan söylemek yok, bir şeyleri saklamak yok, sadakatsizlik yok, ihanet etmek yok, sır yok. Buraya kadar güzel. Ama karşı taraftan bek­lediğini sen de ona vermelisin. Bu durumda akla şu soru geliyor; dürüstlükle ilgili bu beklentilerini ken­din de karşındakine sunabilir misin? Yalan yok, bir şeyleri saklamak yok, sadakatsizlik yok, ihanet etmek yok, sır yok! Bunu yapabileceğini düşünü­yor musun? Beklentilerini başta kendine yöneltme­lisin. Aksi takdirde birçok şey isteyebilirsin ama bu taleplerinin karşılığını veremeyebilirsin. Eğer ka­yıtsız şartsız sadakat ve dürüstlük bekliyorsan, kendin de kayıtsız şartsız sadık ve dürüst olmalısın. Bu özellikler sende belirgin bir şekilde bulunmalı.
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hay; diri Yakzan; uyanış kelimelerinden oluşup ruhun, aklın dirilişi anlamana geliyor. Eserin ismi bile ne kadar hoş ne kadar derin değil mi? İçi de bir o kadar zengin ve derin.. Dünyanın ilk felsefik romanı, sembolik tarzda yazılmış bir metin olan Hay bin Yakzan birçok dünya diline çevrilmiş ve Batılı filozoflara ilham kaynağı olmuş. İnsanın kendisini, hakikati bulma çabalarını ve bu yolda yaşadıklarını okuyoruz. İnsan hiçbir dış etken olmadan akılla "kamil insan" mertebesine ulaşabilir mi sorusuna yanıt aranıyor bu eserde. Bu soru üzerinde hayatımızın her döneminde saatlerce konuşabilir, bol bol düşünüp tefekkür edip ufkumuzu genişletmek için uğraşabiliriz. Bu eser o kadar güzel anlatmış ki tekrar tekrar okunup ders çıkarılabilir. Önce kitabı hazırlayan kişilerin bilgilendirici önsözleri yer alıyor. Ardından İbni Sina'nın son bölümde ise İbni Tufeyl'in Hay bin Yakzan hikayelerini okuyoruz. Bana göre İbni Tufeyl'in bölümü en keyif veren bölümdü. Felsefe, tasavvuf, bilim, tarih ne ararsanız var bu kitapta. Okuması bir tık zor olabilir ama verdiği bilgiler, değindiği konular itibariyle keyifli bir okumaya dönüşüyor.
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina · Yapı Kredi Yayınları · 20214,677 okunma
542 syf.
·
Puan vermedi
·
70 günde okudu
Şair
"Dünyanın çatısı soğuk ve karanlık ormanlarla örtülüdür. Karanlık olduğu için soğuk, ormanlarla kaplı olduğu için sulak, kimseler yaşamadığıiçin ıssızdır. Güneye indikçe karanlıklar loş gölgelere, ağaçlar çalılara, çalılar bozkıra dönüşür. Ağaçlar olmadığı için aydınlık, yeşil olmadığı için soğuk fakat soğuk olmasına rağmen ıssız değildir.
Şair
ŞairRafet Elçi · Fanus Yayınları · 2011321 okunma
Reklam
Kohlberge’e göre gelenek öncesi olan insan ( İtaat ve Ceza, Saf Çıkarcılık), ödül ve cezayla, çıkarlarına göre durdurulabilir. Eski zamanlarda öğretmenlerin esasici programa göre uyguladıkları tarifedir bu. Günümüzde insan yetiştirirken bu sistemi kullanmak onaylanmaz, öğretmen olarak yapılandırmacılığı kullanırız. İnsana insan olduğu için değer verilir, biriciktir, tektir. Ceza ve ödülle terbiye edilmez. Günlerdir aklımı karıştıran soru ise şu: Allah insanı öldüğü vakit ya cennetle ödüllendirecek ya da cehennemle cezalandıracaktır. Biz öğretmenken çocuklara bu kadar özenli davranırken Allah’ın tüm insanlara ödül ve ceza sistemi uygulaması kafamı karıştırıyor. Allah’ın büyüklüğünü karşılayamıyor gibi geliyor.
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
50 syf.
6/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
İçinde 3 farklı hikaye var: Lyon'da Düğün, İki Yalnız İnsan, Wondrak. Bu kitap bana bazı insani duyguların baskılanmaya çalışılsa da hala var olmaya devam ettiğini fark ettirdi. Lyon'da Düğün: İnsan psikolojisi gerçekten yönlendirilebilir. Beyin, içinde bulunduğumuz rahatsız edici durumdan uzaklaşmak ister. Normalde o büyük acıların unutulması için aynı büyüklükte sevinçlerle nötrlenmesi gerektiği mantığa yatkındır. Ama o esnada beyin çok küçük şeyleri bile kendini rahatlatmak için kullanabilir. Günlük hayatta da böyle. Aslında çok fazla şeye ihtiyacımız yok, küçük şeylerdeki mutluluğu bilmeliyiz. İki Yalnız İnsan: Aklıma ilk gelen soru: Daha farklı görünselerdi günün sonunda başkalarının yanında olurlar mıydı? Bence evet. Her ne kadar önemli olan iç güzelliktir denilse de bu iki insan, dışı güzel olan ama içi de güzel olan birilerini bulabilirlerdi, birbirlerini fark etmezlerdi bile. Wondrak: Burda Wondrak'ın etkisini anlayamadım. Yine insani duyguların ön plana çıktığı bir hikâye. O duygular yaratılışta var. Kaybolmayacaklar. Baskılamak, farklı bir duyguya dönüştürmeye çalışmak, doğadaki düzeni yok sayarak farklıymış gibi davranmak hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Var olan var olmaya devam edecek. Çoğu bunu göz ardı ediyor, farkına bile varmıyor. Arada akıllarına gelse de önemsemiyor. Nefislerine ters geliyor çünkü. Biraz daha irademize hâkim ve sorumluluk sahibi olmak gerekir.
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,8bin okunma
Yakın zamanda bir yakınımı kaybettim, gençti daha mekanı cennet olsun. Üzüntüler arasında, bir meşgale de olmayınca istemsiz olarak ortamı inceliyorsun bir süre sonra. Her gelen cenaze sahibine sarılmak istiyor, en çok ona ağlasın, en çok onun omzuna gözyaşı döksün derdinde. Evet acı paylaşılmalı ama lütfen uzaktan paylaşın. Sözde teskin edici
Pluviofil

Pluviofil

@birsaatdilimi
·
01 Mayıs 00:23
...ben başsağlığı ziyaretlerine gitmeye bayılıyorum.
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Arkanda kim var diyorlar! Sürekli arkasını birine dayayanlara alışmış oldukları için böyle bir soru geliyor? Şeytan sordurur böyle sorular! Hala kim olduğunu arıyor gafil! Birisi olmaması gerektiğini düşündürmek istemiyor. Önder Karaçay
134 syf.
3/10 puan verdi
Kaos.
Estragon: ee gidiyor muyuz? Vladimir: evet hadi gidelim. - Kımıldamazlar - Asla gelmeyecek bir şeyi bile isteye bekleme eylemsizliğinin tiyatral dökümü... Beckett, zannımca her düşünen gibi düşünmenin absürt zararından muzdarip bir hasta. Savruk ve ritimsiz dil eseri kucaklıyor ve kişinin katlanması bekleniyor. Başlamadan önce
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınları · 20218bin okunma
16 Haziran
"Neden sana yazmıyorum?" Öğrenmek istedin ve böyle bir soru sordun . Tahmin edersin ki iyiym bunu söylediğime göre kalbimi kazanan bir kisiyle tanıştım. Ben bilmiyorum sana çok cana yakın bir kadınla tanıştığımı söylemek bana çok zor geliyor. Ben mutlu ve memnun bir ölümlü olmakla birlikte kötü bir tarihciyim . Bir meslek saçmalık herkes sevdiği kadını bu şekilde tasvir eder. Ama onun ne kadar mükemmel olduğunu yada neden mükemmel olduğunu sana anlatmakta zorluk çekiyorum. Onun benim bütün hislerime sahip oldugunu söylemem yeterli olacaktır.
Bi' kullanma klavuzu lazım gibi...
Sanki gittiği her yere bedenini bir fazlalık gibi sürüklüyor, sebepsizce yaşıyordu. Bazen düşünmek bile ağır gelir, düşündüğünü sanarak bomboş, dökülmüş bir duvara saatlerce bakardı. 'Mutululuk ne?' diye basit bir soru, günlerce üzerine düşündüğü soru olmuştu. Öyle anlamlar yüklemişti ki mutlu olabileceği her küçük an bile artık anlamsız geliyor, sevindirmiyordu. Veyahut kendini öylesine küçümsüyordu ki mutlu olmak duygusunun yalnızca kendi dışındakilere ait olduğunu düşünüyordu. 'Yazık... İnsanlar niçin böyle rol yapıyor, hiçbiri aslında mutlu da değil.' düşüncesiyle, gülüşen insanlara iğrenerek bakıyordu. Aslında haksız da sayılmazdı. Sanki bu duygu; rol yapanlarla, mutluluğu sorgulayanlar arasında devamlı gidip geliyordu. Gerçekten mutlu olanlar neredeydi, bilmiyordu. Bilmiyordum. -E.B.
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ölüm her şeydir. Ve hiçbir şey.
Nietzsche hayranı bir psikolog mu demeliyim? Nietzsche'yi hala anlamakta zorlanan bir psikolog mu? Yoksa Nietzsche'nin varoluşçu felsefesine aşık bir psikolog mu? Yalom gerçekten mükemmel bir psikolog ve muhteşem bir yazar. Kitap hakkında yorum yapmak benim için zor çünkü içimdeki hislerin, duyguların karşılığı kelimeleri bulmakta
Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek
Güneşe Bakmak Ölümle YüzleşmekIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20172,182 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.