Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Ölüm sonrasında sonsuz bir yaşama ulaşacağı inancından yoksun kalmış, yaşamı 'doğum' ile 'ölüm' arasına sıkıştırılmış, doğumdan başlayarak ölüme doğru ilerleyen, dünya zamanıyla sınırlı bir süreç olan insanın varlığı anlamlandırılabilir mi? Bu iki sorunun her ikisi de olumsuz yanıt alınca gündeme yanıtı olmayan üçüncü soru geliyor: Durum böyleyse, insanoğlu ne demeye -kendi isteği olmaksızın- dünyaya fırlatılmıştır, sonra da ne demeye ölüyor? Beckett, 'insan'ın işte bu 'saçma' konumunu yazdıklarına odak noktası yapıyor.
Reklam
Üç Gözlü Kuzgun
"Sen gerçekten bir karga mısın?" diye soru Bran. Ya sen gerçekten düşüyor musun? diye sordu karga "Bu yalnızca bir rüya," dedi Bran. Rüya mı? diye sordu karga. "Yere çarptığında uyanacağım" dedi Bran, kuşa. Yere çarptığında öleceksin, dedi karga. Gözlerini kapadı ve ağlamaya başladı. Sana söyledim. Tek çözüm uçmak, ağlamak değil. Hem ne kadar zor olabilir ki? Ben yapabiliyorum. "Senin kanatların var," Belki seninde vardır, bazı kanatların farklı biçimleri vardır. "Düşüyorum" Her uçuş, düşüşle başlar, dedi karga. Aşağı bak. "Korkuyorum..." AŞAĞI BAK! Bran aşağı baktı. Artık biliyorsun, dedi omzuna oturan karga. Neden yaşamak zorunda olduğunu artık biliyorsun. Bran, "Neden?" dedi anlamayarak. Düşüyordu. Çünkü kış geliyor. "Bir adam korkusuna rağmen cesur olamaz mı?" dediğini duydu kendi sesinin. Ve babası cevap verdi. " Bir adamın gerçekten cesur olabileceği tek andır korktuğu an. " Şimdi Bran, dedi karga aceleyle. Seçimini yap. Uç ya da öl. Ölüm çığlıklar atarak ona doğru geliyordu Bran kollarını açtı ve UÇTU.
188 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Hakikat Bizi Neden Korkutur?
Schlink,Alman akademisyen, yargıç ve yazar Okuyucu'yu okurken hayatından kesitler buluyorum. 15 yaşındaki bir çocuğun 35 yaşlarındaki bir kadınla yaşadığı aşk, Nazi dönemi sabıkalarının izleri, ihanet, kaçış, vicdan azabı, uçurumlar, suçluluk duygusu, yakalanma korkusu... Schlink, bu temaları "Suç nedir, niçin suçluyum? " sorularının peşinde sürükleyici bir hikayeye teslim ediyor bizi. Ve bir yandan düşündüren acaba ben ne yapardım? sorusunu da sorgulatan bunu yaparken de değer sevgi, adalet ve vicdan üçgeni arasında gidip geldiğimiz bir eser karşımızda. Kendi hayatımız için başkalarının hayatını yakma düşüncesini hiç aklınıza getirdiniz mi? Kendi çıkarınıza olacak bir şey için birilerinin hayatını mahvedebilir miydiniz? Sanırım bu yazının başlığında söylediğim “Hakikat bizi ne kadar korkutur?” dediğim şeye geliyor bu. Kendimize de asla açıklayamayacağımız düşüncelerimiz olmuştur. Bunları eyleme dökme fikrini hiç aklınıza getirdiniz mi? Bu sizi inanılmaz korkutuyor değil mi? İşte bu kitapta sorgulanan şey de tam olarak bu. Michael ve Hanna’nın aşkının ardında yatan soru.
Okuyucu
OkuyucuBernhard Schlink · İletişim Yayıncılık · 20143,190 okunma
Sıradan Yahudi'nin Ruslara karşı o aynı ölçüsüz, kibirli önyargıyı sıkça aydın sınıf Yahudilerde de görürüz. Hoş, Rus halkını sevdiklerini yüksek sesle ilan ederler, hatta biri bana, Rus halkının dinle ilgisi olmadığını, Hıristiyanlıktan bir şey anlamadığını ileri sürerek, bundan üzüntü duyduğunu yazmıştı. Akla hemen bir soru geliyor: Bu yüksek eğitim almış Yahudi, Hıristiyanlığı anlıyor mu?
Sayfa 747 - Yapı Kredi Yayınları
156 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Orhan Pamuk’tan okuduğum ilk kitap ve açıkçası kapağı ve arka kapak yazısından yola çıkarak ‘aa alayım bi Orhan Pamuk okumaya başlayayım’ okumaya başladım. Kitap aslında, yazarın bu kitaptan önceki eseri olan Sessiz Ev’in bir karakteri olan Faruk’un bu defteri bir sandıkta bulup yayımlamak istemesiyle başlıyor. Giriş kısmında da bundan bahsediyor Faruk. Tabii ben bu kişinin kurgusal bir karakter olduğunu bilmediğim için internete arattım ve karşıma bu bilgi çıktı. Ve sanırım ilk de bir kitapta böyle bir kurguyla karşılaşıyorum, aşırı hoşuma gitti bu detay. İlk sayfasından itibaren beni içine çeken ve okuması oldukça akıcı olan Venedikli bir bilim insanın yazdığı günlüklerden oluşan bir kitap. Böyle tarihsel olayların -doğru ya da yanlış biçimde- kurgulanmasını seviyorum ve okunması da çok keyifli hale geliyor benim için. Son 30 sayfasında (yazarın son sözünü de dahil ederek) böyle bir şey beklemiyordum açıkçası. Sonunu kendimce tahmin edebildiğimi düşünmüştüm ancak yanılmışım, kitapta yazarın son sözünde de bahsettiği “ikililik” durumu var ve oldukça güzel işlemiş. Kendisi de bu kitabı yazmak için yaptığı çeşitli okumalar ve bunlardan aldıkları ve kendi kişisel deneyimlerini birleştirmiş sonucunda bu tarihi kurgu novellayı yazmış. Karakterlerin o bunalımlarını, sorularını, acabalarını, endişe ve öfkelerini fazlaca benimsedim. Su gibi akıp gitti kitap. Beni oldukça şaşırttı ve soru işaretleriyle bıraktı ama bu durum oldukça hoşuma gitti. Keyifli bir okumaydı, yazarı okumaya devam edeceğim. Okumak ne şahane şey!
Beyaz Kale
Beyaz Kale
Beyaz Kale
Beyaz KaleOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20228,9bin okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
·
33 saatte okudu
Şiddetle tavsiye edilir.
Dizisini izlemeden önce böyle bir kitabın varlığından haberim yoktu. Olsaydı mutlaka okurdum. Dünya işgali, insanlık kaosu gibi temalar oldukça ilgimi çekiyor. Kitap gayet güzeldi. Tam anlamak için ara ara notlar almak gerekiyor. Bu kitaptan aldığım hazzı sadece H. G. Wells'in kitaplarında bulmuştum. Tek hatam diziden önce kitabı okumamak oldu. Kitabı anlatmaya gerek yok sadece bir soru açıklayıcı olacaktır. -Uzaylılar dünyayı işgal etmeye geliyor. 400 yıl sonra dünyaya varacaklar. Peki insanlık 400 yıl sonra bu uzaylılara teknolojik silah üstünlüğü kurabilecekmidir? Ya kuramaz? İki taraftan biri mutlak yok oluşla karşılaşacaktır.
Üç Cisim Problemi
Üç Cisim ProblemiCixin Liu · İthaki Yayınları · 2020933 okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
eğer bunlar ilginizi çekiyorsa; •genç yetişkin fantastik •elemental büyü •ters köşeler •ihanetler •yavaş ilerleyen bir aşk bu seriye bir şans verebilirsiniz. ilk kitabı sevdiyseniz, bu kitaba bayılacaksınız. ciddi anlamda okurken kendimi kaybettim! ilk kitaptaki ters köşelerden sonra “daha ne olabilir ki?” diyordum ama bu kitap beni öyle
Altın Kafesin Esiri
Altın Kafesin EsiriLynette Noni · Artemis Milenyum · 20246 okunma
Belki bu zamana kadar çoğu WhatsApp grubuna katıldım çıktım vs.
Hasan Kanaatlı
Hasan Kanaatlı
hocamız WhatsApp grubu açtı ilk defa amacında bir grupta oldum. Tek tük ıvır zıvır şeyler paylaşan emekli grubu var onun dışında grup ilim irfan yuvası gibi. Dini bir soru sor dakikasında cevap geliyor. Demek ki bir saygınlık lazımmış.
Mekke'nin Fethi kutlamalarını belli bir yere kadar kabul edebiliriz fakat asıl tehlike bugün karşımızda Kutlu Doğum Haftası olarak görünmekte. "Allah Rasûlü'nün doğumunu kutluyor olmanın neresi sakıncalı?" denebilir. Soru tam da cevabın içinde. Mevlid Kandili diye bir şey varken Kutlu Doğum denilen gösterilerin gereği ne ve
Reklam
Reenkarnasyon, ruh göçü demekti. Hayata gözlerini yuman insanların ruhlarının sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği isimdi. İnandığım dinin kabul etmediği bir kavramdı lâkin mitolojik ve masalsı kısmı hoşuma gidiyordu. "Sayılır," dedi Hektor. Bakışlarımız buluştuğunda karşıma dikilip yürüyüşümüzü sonlandırdı. "Reenkarnasyon ile arasında büyük bir fark var. Boşimanlar bu geri döngünün aşk ile alakası olduğunu düşünüyor." Ciddi ifadesiyle afallamış bakışlarımı arşınladığında sözlerini açıkladı. "Yani bir ruh geçmişinde birine âşıksa ya da gelecekte mutlaka yaşaması gereken bir aşk varsa tekrardan yeni bir yüzle hayata gelir çünkü eksik kalmış bir benlik, ölümle tamamlanamaz." Ona bahşettiğim soru ile bu hikâyeyi anlatmasının arasında tek bir bağlantı vardı. Yüzüme yayılan tebessümle onu sorguladığımda alaycı bir gülümseme güzel yüzünü süsledi. "Nasıl yani? Önceki yaşamımda sana âşık olduğum için mi şu an bana tanıdık geliyor olabileceğini söylüyorsun?" "Ya da ileride bana âşık olman gerektiği için."
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah Azze ve Celle Ya Rasulallah, Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden, Kalbimizden seyrediyoruz seni.
Sözde Yahudilere duyduğum nefret nedeniyle beni kınayan en ilginç mektuplardan biri. ... "Günlüğünüzün" neredeyse her sayısında fışkıran bu "Jid" nefretiniz nereden geliyor? Genelde sömürücü yanına değil de, doğrudan Jid'e karşı isyan içinde olmanızın nedenini öğrenmek istiyorum, halkımızın boş inançlarına, önyargılarına
Sayfa 732 - 733, 734 Yapı Kredi Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.