Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

gizem

Sabitlenmiş gönderi
Öyle Günler Gördüm Ki
Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu. Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı. Öyle günler gördüm ki,
Reklam
%34 (51/146)
Eve Dönmenin Yolları
Eve Dönmenin YollarıAlejandro Zambra
7.7/10 · 1.574 okunma
gizem
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Ruhun Yalnızlığı
Ruhun YalnızlığıEugenio Borgna
8.2/10 · 418 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%24 (123/512)
Gece Sirki
Gece SirkiErin Morgenstern
7.4/10 · 308 okunma
Yirmi üç yaşında beni bir arada tutan ağacın kökleri sökülüyor, hayatın ortasında kalakalıyorum öylece. Beni taşıyan kap devriliyor, yerlere dökülüyorum.
Reklam
Hep birlikte uyanıyoruz. Hep birlikte yaşayacağız gelen günü. Birimiz diğerimizden ne daha az ne daha çok var olacak. Her şey yan yana ve her nasılsa öyle.
Sana iyi gelmeyeni nasıl seversin? Sokakta mı buldun kendini? Bu, nasıl bir inattı böyle?
Yaşlanmış mıydı? Hayır, yüzünde olan şey yaşlanma değildi, belki bir şeyleri anlamış olmak, böyle açıklayabilirdim onda gördüğüm değişimi.
Evi, şehri, şehirdeki sefil aylarımı arkamda bırakmak, yola çıkmak nefes aldırmıştı. Şimdi ayaklarım suyun içinde, Gülsüm'ün yanındayım. Yola çıkmıştım ama sanki eve gelmiştim.
Düşünsene. Birinin yeryüzünde arayıp arayıp sonunda bulduğu kadınsın. Of, ne cüsseli laf! Şimdi gülesim geliyor. Ne çok konuşuyor insanlar. Ne çok söz var, uçusup duruyor tepemizde. İnsanlar sadece konuşuyor.
Reklam
Gözleri daldı. "Su kenarında bir evin hayalini kurardık bazı akşamlar. Denizi çok severdi Uğur. Denize uzanmış bir kayanın üzerinde bir ev hayal ederdi. Dünyadan uzak. Nihayet ikimize ait bir ev. Kapısını çalınca benim açacağım, Uğur'un gecenin bir saati beni bırakıp gitmeyeceği, yanımda uyuyacağı bir ev. Penceresiz bir odacığa razıydım ama severdim o uzak hayali dinlemeyi ondan. Ağzı da laf yapardı, bilirsin. Uzun uzun anlatırdı. Bildigi, gördüğü bir yeri anlatır gibi anlatırdı...", durdu, "sanki o kadın ben değilim, eskiye öyle uzağım artık. Üzerine kaç kışın karı yağdı, kaç sonbaharın yaprağı döküldü. Sular aktı, taşlar yuvarlandı, çukurlar doldu, tümsekler eridi... Masalmış meğer, fazla inanmışım ona, nereden bilebilirdim..."
Çok kanadı, ölümlerden döndü ama bir kez olsun acaba demedi. Uğur da dokunmadı ona. O da perişan haldeydi ama hikayenin sonunu, ilişkinin kaderini değiştirecek bir şey yapmaktan geri durdu. Gülsüm'ün yanaklarındaki güller, Ugur'un gözlerindeki yildızlar bir gecede soldu, tarih oldu. Öylece yarım kaldı her şey. Kısaydı, haşarıydı, pervasızdı. Sahiden çok başkaydılar bizden. Büyük bir sevgiydi onlarınki. Büyük bir sevginin başına gelebilecek en büyük felaket gelmişti, yarım kalmıştı. Yaşanmamış, bozulmamış, en yoğun haliyle bir gün öylece geride bırakılmış, hiç eskimemiş, sadece hayal edilmiş bir aşk... Yaşansaydı, sonuna kadar gidilseydi nasıl olurdu? Bizimki gibi ilk esintide yıkılır gider miydi bir gecede? Ya da bir mum gibi yanıp yanıp kendi kendine mi sönerdi bir gün? Tükenseydi, yaşlansaydı, yıpransaydı nasıl olurdu?
Çocuklar sağlam bir zemin arıyordu büyümek için. Dünyanın tekinsiz halleri karşısında yanlarında durunca kendilerini emin ellerde hissettikleri birini. Onları bırakmayacak, onlara "Merak etme, ben buradayım" diyecek biri. Gönülsüz ebeveynlik bir çocuğun başına gelebilecek en fena şeydi. Ben Elif'in talihsizliğiydim. Mehmet ise onun başına gelmiş en güzel şeydi.
Kambur sırtı iyice eğilmiş, sanki kendi üzerine kapanıp kabuk olmuş.
Pat diye kucağıma bırakılmış bu taşıması ağır itiraf karşısında hazırlıksızım, çarnaçar teslim oluyorum.
Bir şey arıyorum hayatın karmaşasının içinde, sokak sokak dolaşıyorum, ne aradığımı bilmiyorum, nitekim bulamıyorum da.
2.318 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.