" Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyinceye dek onun makosenleriyle yürü. " der, bir Kızıldereli atasözü.
Okuduğum bir eser de, Profesör öğrencilerine sınav sorusu olarak bir karıncanın çevresindeki hayvanları nasıl ayırabileceğini düşünmelerini ister. Öğrenciler karınca gibi düşünür ve hayvanlar alemini iki sınıfa
Domuzu Memişin Deresine götürmüş çocuklar köye dönmüşlerdi: karşı mahalle yolunda, aşağı şosede gezinen Ruslara bakarak: “Evli evine, köylü köyüne, evi olmayan, sıçan deliğine!” diye bağırıyor, evlerine doğru koşuyorlardı.
Tapınan’la Söyleşi: Dua eden kıza gönlünü kaptırır ve onu görmek için her akşam kiliseye gider. Tapınanları seyredip gözlemlerken genç bir adam dikkatini çeker. Artık gönlünü kaptırdığı kızdan ziyade rahatsız davranışlarıyla genç adamı izler. Bir gün genç adamı kiliseden yaka paça çıkarır sert bir şekilde sorgular. Her zamanki gibi sarhoş olan
Günaydın arkadaşlar. Mutlu, sağlıklı, bereketli bir gün olsun. 3 serilik çok kısa bir Franz Kafka çizgi dizisi okuyacağız. O kadar kısa ve okunmaları kolay ki bugün tamamı veya yarın sabaha tamamı bitmiş olur diye düşünüyorum. Uzun zamandır Kafka okumamıştık, baskı kitaplarını yine ele geçirme fırsatımız olmadı ama onun kitaplarından yola
Merhaba arkadaşlar. Uzun zamandır Kafka okumamıştık, baskı kitaplarını yine ele geçirme fırsatımız olmadı ama onun kitaplarından yola çıkılarak hazırlanan 3 adet Çizgi Roman elimize geçince bu şansı değerlendirelim dedik. Bundan sonra oldukça ünlü Dönüşüm ve Dava çizgi romanlarını da okuyup serimize son vereceğiz dedik ve son kitabı da geride
Merhaba arkadaşlar. Hepimize iyi akşamlar. Uzun zamandır Kafka okumamıştık, baskı kitaplarını yine ele geçirme fırsatımız olmadı ama onun kitaplarından yola çıkılarak hazırlanan 3 adet Çizgi Roman elimize geçince bu şansı değerlendirelim dedik. Kaldı artık son bir kitap. Gregor Samsa ile yeniden karşılaşmayı özlediğimi fark ettim daha kitaba
“Hani ne insan şu ordakiler! Düşünsenize, hiç uyudukları yok.”
“Neden?”
“Yorulmuyorlar da ondan.”
“Neden yorulmuyorlar?”
“Çünkü aptallar hepsi.”
“Aptallar yorulmaz mı?”
“Aptallar yorulur mu hiç?”
Güneydeki o kente varmaktı amacım; öyle bir kent ki, köyde kendisiyle ilgili olarak şöyle konuşuluyordu:
"Hani ne insan şu oradakiler! Düşünsenize, hiç uyudukları yok."
"Neden?"
"Yorulmuyorlar da ondan."
"Neden yorulmuyorlar?"
"Çünkü aptal hepsi."
"Aptallar yorulmaz mı?"
Aptallar yorulur mu hiç!"