Komünist Manifesto'dan
"Şimdiye kadar yaşamış bütün toplumların tarihi, sınıf mücadeleleri tarihidir."
Bum
İnsan sürekli olarak doğaya egemen olma yolundadır. Malların üretimi ve değişimi için yeni ve daha iyi yöntemler bulunur ya da icat edilir. Bu değișimler temelden ve geniș çapta olduğunda toplumsal çatışmalar kaçınılmazdır. Eski üretim biçimi ile birlikte gelişmiș olan üretim ilişkileri kemikleşmiștir. Eski toplumsal yașama biçimi, yasada, politikada, dinde ve eğitimde sabitleşmiștir. İktidara sahip olan sınıf, iktidarını korumak ister. Yeni üretim biçimi ile uyum halindeki sınıfla çatışır; sonuç devrimdir.
Reklam
İnsanın düșünce tarzını, yașama biçimi belirler. Marx, bu- nu șu sözleriyle ifade etmiștir: "Maddî yaşamdaki üretim tarzı, yașamın toplumsal, siyasal ve düșünsel sürecinin genel niteliğine egemendir. Însanların varlıklarını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların düşünce tarzlarını, toplumsal varlıkları belirler."
Bugün, Birleșik Devletler`deki işlerin çoğu, şirketler tarafından yürütülür ve bu şirketlerin sahiplerinin ortak olmalarına ve kârları kendilerinin almalarına karşın işletmeyi yönetme iși ücretli yöneticiler tarafindan yapılır. Bu şirketlerin sahiplerinin yönetim ve ișletmeyle ilişkisi ya azdır ya da hiç yoktur. Mülkiyet sahiplerinin bir zamanlar bir işlevi vardı,șimdi asalaklık ediyorlar. Kapitalistlere bir sınıf olarak artık hiç gerek kalmadı. Bunlar toptan aya tașınsa, üretim bir dakika bile durmaz. Üretim araçlarının özel mülkiyeti ve kâr dürtüsünün sonu geldi. Kapitalizm, yararlılığını tüketti. Onun yerine yeni bir toplumsal duzen doğuyor : Sosyalizm
Mal üretiminde temel amacın kâr olduğu bir sistemde, kârın her șeyden daha önemli görülmesi (hatta yaşamdan bile) kaçınılmaz bir sonuçtur. Durum, bugün de böyledir. Kapitalist toplumda, doların, insan yașamından daha değerli tutulduğu çok görülür.
İnsanın düşünceye kıyasla acıya sempati duyması çok daha kolaydır.
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.