Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hep beraber uçurumdan aşağı bakıyoruz. Bozuk düzenin düşüşüne tanıklık edeceğiz. Sistemi sorgulamasınlar diye uyuşturuluyordu gençler. Uyuşturucu trafiğinin tamamı karanlık odakların elindeydi. Bütün ideolojiler -sosyalizm, nihilizm, feminizin, anarşizm, çevrecilik- gençleri sersemletmek ve edilgenleştirmek için uydurulmuş nafile icatlardı. Sahte "izm"ler kitlelerin uyku ilaçlarıydı.
Sayfa 280
Uvriyerizm : İşçi-popülizmidir. Sosyalizm içinde bu akım, işçileri halihazır (kapitalist sistemdeki) halleri ve bilinçleriyle -onlara gerekli "parti bilinci"ni kazandırmadan­ temel politik referansa dönüştürmesiyle eleştirilmiştir.
Sayfa 618 - İletişim Yayıncılık
Reklam
Yaşasın 8 Mart Yaşasın Sosyalizm
Boğuluyor nazlı, boynu kuğu kuşunun. Fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan ve hayata seslendi İNSAN: “- Kardeşler hoşça kalın. Kardeşler kavga sonuna kadar. Duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler!” Cellat bir tekme attı makarna sandıklarına. Sandıklar yuvarlandılar. Ve Tanya sallandı ipin ucunda
Evet, insan zihninin kalıpları vardır ve yaşam tecrübeleri bu kalıpları daha da belirginleştirmekte ve algılar yeni tecellilere kapalı hale gelmektedir. Kriterlerimiz haricinde bir tecelliyle karşılaştığımızda bunu algılayamaz ve en kolay olan yadırgama ve olumsuzlama yolunu seçeriz. İranlı düşünür Ali Şeriati'nin üzerinde durduğu 'insanın dört zindanı' yani onu baskısı altına alan, onun özgürlüğünü kısıtlayan ve düşünce biçimini belirleyen dört zorlayıcı güç vardır. Bunlar; doğanın zorlayıcı gücü olan natüralizm, tarihin zorlayıcı gücü olan historizm, toplumun zorlayıcı gücü olan sosyolojizm (sosyalizm değil) ve insanın kendisidir. Yani doğa, tarih, toplum ve benlik insanın etkinlik ve özgürlüğünü, pasiflik ve tutsaklığa çevirmektedir. İnsan bu dört zindandan kurtularak özgür düşünceye erebilecektir ancak bu mümkün gözükmemektedir. Ona göre insan; tarihin, coğrafyanın ve toplumun zindanından bilimle; ve en zor olan benlik zindanından inanç ve aşkla kurtulabilecektir. Jodorowsky nin "Kafeste doğan kuşlar, uçabilmenin bir hastalık olduğunu düşünürler" dediği gibi, bizler de bu dört zindanın içerisinde bulunduğumuz müddetçe, olaylara yüklediğimiz anlamlar, bağımsız ve objektif olmaktan hep uzak kalacaklardır.
Sayfa 98
Heirız Guderian, hiç şüphesiz hırslı, yenilikçi, enerjik ve ben merkezli bir askerdi. Sahip olduğu ego, en azından ilk başlarda, elde ettiği sonuçlarla doğru orantılıyken daha sonra kendisine karşı duyuları dünya çapındaki hayranlıkla beslenip palazlandı. Her ne kadar Alman askeri elitinin bir parçası olsa da Panzer birliklerinin öncüsü olarak kuracağı kariyer yolunun ilk başlarında bu elit sınıfın en alt basamağında bulunuyordu. Bunun yanında Rommel gibi subayların aksine başına buyruk biri de değildi. O, Alman Panzer kuvvetlerinin parlayan yıldızlarından biri olmaktan ziyade kurmay sınıfının yarı buğulu fanusunda bulunmayı tercih etmişti. Eğer isteseydi tıpkı Rommel gibi "medyatik bir yıldız" olabilirdi belki ancak karısına da söylediği gibi bu, hiç arzulamadığı bir durumdu. Ancak Rommel gibi subaylarla ortak bir noktası bulunuyordu. Bu da Nasyonal Sosyalizm'e ve Hitler'e yönelik tutumuydu ancak kariyeri açısından çok ihtiyaç duyduğu hızlı ilerleyişin kapısını ancak bu yakınlık aralayabilirdi.
Sayfa 55 - Zihninin DerinliklerindeKitabı okudu
Osmanlı-Türk toplumsal yapısını özgün bir tarihsel miras olarak yücelt­mek ve bunun üzerine bir 'bize özgü sosyalizm' tahayyülü inşa etmek, asıl Kemal Tahir'in ( 1910-1973) yoludur. Usta romancı, edebiyatının yanı sıra nesri ve sohbetiyle bu fikri işlemiştir. Osmanlı devleti, -elbette "yozlaşma" öncesinde-, sahiden "kerim devlet"tir ona göre: Sömürü yoktur. devlet artı­ğa kamu işleri için el koyuyordur. Devlet insancıl, adildir, emperyalist mütecavizlikten de uzaktır. Zaten Anadolu (Akdeniz-Ege havzası dahil) tarıma el­ verişsiz, verimsiz "cenabet" topraklardır, zenginleşmeye, servet birikimine, özel mülkiyetin teşekkülüne elvermez. Buraların tarıma elverişli tutulabil­mesi için hep devletin bayındırlık faaliyetine muhtaç olunmuş, o da mecbu­ren 'sosyal' devlet gibi bir karakter kazanmıştır. Ağalar, "köyde devletin gö­zü-kulağı" olan, devlet karizmasını kişileştiren alicenap despotlardır. Yorgun Savaşçı'da (1965) "feodal senyör değil bir çeşit memur" der ağa için. Batı'da­ kinin aksine "Doğu'da ağalık vermekledir" zaten. Devletin ve ağalığın zayıf­lamasıyla ortaya çıkan eşkıyalık, Kemal Tahir'in gözünde ezilenlerin başkal­dırısından ziyade yozlaşma emaresidir.
Sayfa 602 - İletişim Yayıncılık
Reklam
Bu ara ‘ yerli ve milli’ söylemi revançta ve işe de yarıyor
Pratikte, popülist politikacılar, popülizmi diğer ideolojilerle birleştirerek kullanırlar; örneğin sağda ‘ yerlicilik’ (nativism) ve solda sosyalizm gibi. 
Sayfa 20 - Ayrıntı, 1.Basım 2023Kitabı okudu
Aralarında kıyasıya bir mücadele süren başta kapitalizm ve komünizm olmak üzere Siyonizm, masonluk, faşizm, nasyonel-sosyalizm ve sosyal demokrasi gibi büyük fikir sistemleri aslında birbirinin düşmanı değil kardeşidir. Çünkü hepsinin insana bakış açısı aynıdır, hepsi insanı sadece maddeden ibaret sayan, insanı yücelten asıl unsurun ruh olduğundan habersiz olan maddeci fikir sistemleridir.
"Kadınlar, uygar ödeve, milis içinde görev almaya ve politik hayata çağrılmazlarsa, ev işi ve mutfağın bunaltıcı atmosferinden çekilip alınmazlarsa gerçek özgürlük temin edilemez. Değil sosyalizm demokrasi bile kurulamaz." Lenin
Devlet kapitalizmi başlıklı makale
1)Devlet Kapitalizmi kapitalist üretimin tarihsel eğilimi mi? Marx kapitalizmin yasalarını değiştirmeden özel sermaye gibi işleyen bir devlet sermayesinin varlığından söz etse de (Kapital II, 90), görünüşe bakılırsa, Kapital devlet kapitalizmine doğrudan göndermede bulunmuyor gibiydi. Bununla birlikte Marx'ın ve Engels'in devlet
Yordam KitapKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.