Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kübra çoban

kübra çoban
@sosyologkubra
sosyolog
lisans
975 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
400 syf.
·
Puan vermedi
Bir kaç kez okumama rağmen her seferinde ayrı bir tat aldığımı söylemek yanlış olmaz sanırım. Belki de her seferinde bambaşka ayrıntılara gözüm çarptığındandır. Kitap, Ahmet Ümit'in klasik karakteri Nevzat Başkomiser ve ekibinin kucağına düşen bir başka cinayetle başlar. Olay yeri inceleme ekibinin dediği gibi 'yıllardır aradıkları türden bir cinayetle' karşılaşmışlardır. Maktülün öldürülüş şekli, cinayet mahalline bırakılan nesneler, tarikat işiymiş gibi gelse de olay artık geçmişte kalmış iki cinayetin yıllar sonrasına yansıyan intikamıdır. Ancak ekibimiz bu intikamın alınma sebebi olan iki cinayete ulaşmadan önce yollarına çıkan bir dizi ölümün de aydınlatılmasını ve teşkilatın, bu ölümlere bulaşanlar tarafından istila edildiğinin de farkına varacaklardır. Yazar bu kitabında da dinler tarihinden, anadolunun kadim kültür ve geleneklerinden, ülkenin siyasi geçmişinden doyurucu kesitler sunar. Kitabı okurken bir kenara bırakıp Süryanileri, Mor Gabriel'i, 'Hristiyanlığı kuran Aziz Pavlus'u' araştırırken bulabilirsiniz kendinizi. Yahut milliyetçilik ideolojisini sorgularken.. İyi okumalar dilerim :)
Kavim
KavimAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201916,3bin okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
Üstadın bu eseri geçtiğimiz ay yayınlanmış. Görür görmez aldım hemen. Okumaya başlamadan önce kitap hakkında buradaki yorum ve incelemeleri gözden geçirdiğimde ise hüsrana uğradım. Elbette kimse sevdiği yazarlara laf ettirmek istemez ancak, kitabın türü gözardı ederek de yorum yapılmamalıdır. Bazı değerli arkadaşlar olayların üstünkörü anlatıldığı, çok kısa kaldığı, önceki eserlerine oranla bu kitabının çok sönük kaldığı gibi yazılar paylaşmış. Arkadaşlarım "Aşkımız Eski Bir Roman" isimli bu kitap, adının aksine roman değil öykü türünde yazılmış bir eserdir. Öykü ise kısa olur, olayların derinliğine inilmez, ayrıntılı bir anlatım sergilenmez :) Eser üzerine bir kaç cümle etmeden de geçmek istemiyorum açıkçası. Ahmet Ümit'in artık klasikleşmiş diyebileceğimiz kahramanı Başkomiser Nevzat'ın çözdüğü cinayet vakaları üzerine üç adet hikaye ile oluşturulmuş bir eser. Ancak Sherlock Holmes havası estirse de, Sir A. Conan Doyle'dan daha doyurucu olduğunu söyleyebilirim :) Ve elbette ki daha edebi :) İyi okumalar dilerim.
Aşkımız Eski Bir Roman
Aşkımız Eski Bir RomanAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201924,7bin okunma
398 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Üstat bu kitabında çocukken üvey babası tarafından tacize uğramış, yetişkinliğinde ise yaşadığı bu travma nedeniyle 12 çocuk tacizcisini üvey babasına benzettiği bir ritüelle öldüren bir seri katili anlatır. Kahramanımız Başkomiser Nevzat seri katilin peşinde koşarken İstanbul'un sokaklarını yaşamayı ve Rum sevgilisinin karşısına çıkarttığı Suriyeli mültecilerle de ilgilenmeyi ihmal etmez. Evgenia'nın ricası üzerine kayıp bir Suriyeli çocuğu aramaya başlayan Başkomiser Nevzat, karşısına çıkan garip tesadüfleri eşeleyerek, hiç aklımıza gelmeyecek belki de üzerine düşünmediğimiz, acaba diyebileceğimiz durumlarla karşı karşıya kalır. Suriyeli mülteciler üzerinde kurulan organ mafyası şebekesinin izlerini sürerken kitabın ana konusu olan Körebe adlı seri katile de adım adım yaklaşmaktadır. Kitap başlarda Amerikanvari diyebileceğimiz, psikolojik travmaları nedeniyle yetişkinliğinde birer psikopata dönmüş katilleri anlatan romanlara benzer bir gidişat sergilese de, tanıdık bir his, bizden bir şeylerin varlığı git gide göze çarpar. Ahmet Ümit yine kendi çizgisinden şaşmayan, özgünlüğünü kaybetmeyen bir maharetle kalem oynatmış, günümüz Türkiye'sinde hiç yabancılık çekmediğimiz sosyal sorunlara da el atmış. Aşkı, dostluğu, kanı ve göz yaşını İstanbul sokaklarında yoğurarak ortaya yine muhteşem bir eser koymuş. İyi okumalar dilerim :)
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201831,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
558 syf.
·
Puan vermedi
2015'in sonunda çıkarttığı bu kitapta Üstat yine hareketlilik ve dinginliği edebiyatı ve tarihi büyük bir maharetle harmanlayarak ortaya enfes bir tat bırakmış. Şehsuvar Sami adındaki ana karakterimiz edebiyatla ilgili, yazarlığa meraklı ve aynı zamanda hem bir kadına aşık hem de hürriyet, eşitlik, kardeşlik ve adalet ilkelerine sevdalı. İlkeleri ve sevdiği kadın arasında seçim yapar ve aşkı çıkartır hayatından. Ancak 18 yılın ardından anlar ki elinde ne sevdiği kadın vardır ne de savunduğu ideoloji kendisini tatmin etmiştir. İstanbul'un bilindik otellerinden birine yerleşir ve unutamadığı kadına mektuplar yazmaya başlar. Bu mektuplar hem kadına özlemi içerir hem itirafnamedir hem de tarihin akışını dışarıdan tarafsız bir gözle vermeye çalışan satırlardır. Kitapta, Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyetine geçişin yaşandığı o en bilindik aynı zamanda en tartışmalı dönem konu edilmiş. Ancak kuva-ı milliye ruhu yerine, İttihat ve Terakki cemiyetinin fedaisi bir karakterin hayatından kesitler sunarak, kurulan yeni devletin resmi ideolojisine mensup olmayan ya da bu ideoloji tarafından dışlanan, gırtlağına kadar siyasete bulaşmış eski Osmanlı artıklarının hayatlarındaki çıkmazları, yaşadıkları ideolojik bunalımları insanın içine işleyecek şekilde anlatılmış. Son olarak da, her zamanki Ahmet Ümit olarak kitapta önemsiz olsa da bir cinayete de yer vermekten geri durmamış :) İyi okumalar dilerim...
Elveda Güzel Vatanım
Elveda Güzel VatanımAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201511,7bin okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
Gece yatmadan önce, elinizde telefon tablet vs. ile otobüste, dolmuşta orada burada okuyarak derinliğini keşfedemeyeceğiniz dolayısıyla tadını alamayacağınız bir eser. Kitabı elinize alıp okumaya başlamadan önce dinlenmiş olun, atın tüm dünyayı kafanızdan kapıların ardında kalsın her şey. Size ulaşamasın. Kendi içinize ruhunuza kalbinize yolculuğa çıktığınızı fark edeceksiniz zaten. Okurken aslında ayırdığınız vakit kitap için değil kendiniz için olduğunu anladığınızda aldığınız tat da katmerlenecek. Kalp denizinden bir damla sunmuş Üstat ancak bu tek bir damla bile boğulmaya yeterli oluyor kanaatimce. Fazla söze ne hacet. İyi okumalar yerine kendinize, kendi içinize doğru iyi yolculuklar dilerim.
Kalp
Kalpİskender Pala · Turkuvaz Kitap · 20194,453 okunma
Reklam
496 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın okuduğum ilk kitabı olan Tanrı'nın Formülünü okuduğumda, gerek kurgusuyla gerek hareketliliğiyle inanılmaz bir tat bırakmıştı bende. Süleyman'ın Anahtarı kitabını ise rafta görür görmez aldım ve okumaya başladım. ilk kitabı kadar keyif alamadığımı söylemeliyim. Fizikçilere ve fizik kuramlarına aşina olmamamdan kaynaklanan bir durum sanırım. Ancak yine de akıcılığı ve doluluğuyla okunulacak bir kitap. Keyifli okumalar dilerim..
Süleyman'ın Anahtarı
Süleyman'ın AnahtarıJose Rodrigues dos Santos · Pegasus · 20151,145 okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
Kütüphanemde okunmak için sırada beklerken, kız kardeşim -kendisi kitap okumayı pek sevmez ancak canı sıkıldığında gelip rafları karıştırır ilgisini çeken bir şeyler bulduğunda ise okumaya başlar- ben bunu okumak istiyorum nasıl bir şey dedi. Okumadım daha bilmiyorum sen oku bana anlatırsın diye cevapladım. okumaya başladı. Ara sıra nasıl gittiğini beğenip beğenmediğini sorduğumda; üç arkadaşın hayat hikayesini anlatıyor dedi. Okuma sırası bana geldiğinde yersiz tereddütlerim vardı. Sanki o alıştığım macera ile dinginliğin aksiyon ile huzurun büyük bir uyumla harmanlanıp nehir misali akıp gitmesi ile karşılaşmayacaktım. Sanki Ahmet Ümit'i beğenmemem sevmemem mümkünmüş gibi. Sonuç olarak tereddütlerimin yersiz ve anlamsız olduğunu görerek bitirdim kitabı. Keyifli okumalar..
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201627,2bin okunma
196 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Vahşet, medeniyetin olduğu yerde başlar. "İnsanın toprağı çitle çevirip burası benim dediği yerde" bitmiştir insanlık. Sahiplik duygusu, sahip olduğuna hükmedebilme arzusunu da beraberinde getirir. Medeni olarak! hükmetmeye başladığı anda -neresi olursa olsun- mevcut dengeyi, düzeni de yitirir insanoğlu ve kaosu getirir. Kaostan kurtulmanın çaresi olarak da yine şiddete başvurur medeniyet. Zülfü Livaneli, "Son Ada" adlı romanıyla, insanoğlunun medeniyet dediği şeyi bularak zamanla hafızasını da yitirip nereden geldiğini kim olduğunu unutarak kendi eliyle kendi sonunu getirdiği ve bu sona hayıflanıp lanetler okuduğu, nefreti, şiddeti beslediği modern insana! olan yolculuğunun bir kez daha hatırlanmasına aracılık ediyor.
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,3bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
"Ben bir insandım abla." 8 10 yaşlarında bir kız çocuğunu hayattan soğutacak, yaşama sevincini emecek, onu intihara sürükleyecek vahşeti yaşaması.. Kitapta yazılanlar kurgu da olsa hayatın gerçekleri değil midir aslında? Bizler güvenli duvarların arkasındaki sıcak evlerimizde televizyon ekranlarında ya da sosyal medyada fragmanlarını gördüğümüz bu vahşeti tek tuşla değiştirip hayatımızdan beynimizden çıkarabiliyorken dünyanın bize çok da uzak olmayan bir köşesinde insanlar dinleri, dilleri ve daha bir çok masum farklılıkları nedeniyle böyle bir vahşete maruz kalıyor. Üstelik bunu değiştirebilme gibi bir şansları da olmuyor. Zülfü Livaneli yine bu coğrafyanın bu toprakların başka bir gerçeğini daha o kusursuz ve yalın diliyle yansıtmış. İyi okumalar dilerim.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,6bin okunma
Geri13
54 öğeden 46 ile 54 arasındakiler gösteriliyor.