İnternational Labour Organization (İLO-Uluslararası Çalışma Örgütü)2019 raporlarına göre dünyada 190 milyon işsiz insan var ve bunların yaklaşık 65 milyonu genç. 2030 yılı itibarıyla bugün işsizliğe çözüm olabilecek 344 milyon yeni işin daha yaratılması gerekiyor..
Sayfa 106 - Mundi KitapKitabı okudu
Türkiye'nin üniversiteli gençliğini Finlandiya, Singapur, Kana da ve Güney Kore gibi eğitim kalitesi ve gençlik küresel rekabet endeksi yüksek ülkelerle kıyasladığımızda, gençlerimizin çokulusçu, kariyerci ve girişimci profillerde bu ülkelerin önünde olduğunu görüyoruz. Ancak bu ülkelerde çok yüksek oranda karşımıza çıkan uyumlu profile ülkemizde bir süre daha bu oranlarda rastlayabilecekmişiz gibi görünmüyor. 21. yüzyılın en önemli yetkinliklerınden biri olan takım çalışması ve işbirliğini ne yazık ki eğitim sistemimiz henüz yeterince teşvik etmiyor..
Sayfa 104 - Mundi KitapKitabı okudu
Reklam
ABD Çalışma Bakanlığı raporlarına göre bugün ilkokul öğrencilerinin yüzde 65'i okulu bitirdiklerinde bugün var olmayan işlerde çalışacaklar. Dördüncü Sanayi Devrimi'nin hayatımıza getirdikleriyle bu yeni çağda ayakta kalabilmek için yepyeni bir yetkinlik setine ihtiyacımız olacak..
Sayfa 99 - Mundi KitapKitabı okudu
"Günümüz toplumu, benzer eğitim almış benzer çalışanların; benzer fikirlerle benzer ürünleri, benzer kalite, benzer fiyat ve benzer yöntemlerle sattıkları benzer firmalarla dolu.." Kjell Nordström ve Jonas Ridderstråle
Sayfa 98 - Mundi KitapKitabı okudu
100 yıldır değişmeyen bir kalıp düşünce
Osmanlı gericilerinin zaafı, ''manevi'' kelimesini ''din'' ile bir tutuşlarında, din ve dünyayı birbirinden ayırmak söz konusu oldukça, dinimizi ve onunla beraber milliyetimizi kaybedeceğimiz korkusuna kapılmalarındandır.
Sayfa 398Kitabı okudu
Din, seçim ve uyum sağlama oyununu kısıtlar, çünkü herkese kendi mutluluk edinme ve acıdan korunma yolunu dayatır. Tekniği, yaşamın değerini düşürmek ve gerçek dünyanın tasarımını sanrılı bir biçimde çarpıtmaktır; bunun da ön koşulu zekanın sindirilmesidir. Bu bedel sayesinde, ruhsal bir çocuksuluğu zorla sabitleştirme ve kitlesel bir sanrıya dahil etme yoluyla, din pek çok insanı bireysel nevrozdan uzak tutmayı başarır. Ama bundan daha fazlasını da pek başaramaz. Söylemiş olduğumuz gibi, insanları mutluluğa götürebilecek pek çok yol vardır, ama insanı mutluluğa götüreceği kesin olan hiçbir yol yoktur. Din bile vaadini yerine getiremez. Mümin "takdiri ilahi"den bahsetmek zorunda kaldığında, acı karşısında kendisine son avuntu olanağı ve haz kaynağı olarak yalnızca koşulsuz boyun eğmenin kalmış olduğunu itiraf etmiş olur.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.