Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okumak
Okumak Ve Tüketmek-1 Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Söylenecek çok şey var aslında…
Söyleyecek birçok şeyim vardı benim ama hiçbiri aklıma gelmedi. — Victor Hugo Söylenecek çok şey vardı ama söylememeye karar verdim. — Harper Lee Söylenecek şey çok olduğu zaman, diyecek bir şey bulamıyor insan. — Erkan Kolçak Köstendil Söylenecek çok şey var, katlanacak yok hâl.. — Sagopa Kajmer Söylenecek çok şey var ama anlatmaya kimsenin gücü yok. — Sagopa Kajmer Söylenecek şey çok fakat neye yarar. — Anton Çehov Söylenecek çok şey var da artık bir önemi yok. Söylenecek çok şey var ama anlatacak kelime yok. Bakın, anlatacak çok şey var ama değişecek hiçbir şey yok. Vazgeçtik. Vazgeçtim..
Reklam
Söylenecek çok şey var da susup seni Allah' a havale etmeyi tercih ediyorum. Çünkü sana verilecek cevaba ne terbiyem el verir ne de üslübum.
Gönderi kullanım dışı
Akşamüstü gölgeleri. .
Samuel Beckett Çektiğim acılar varlığımın inşasının irili ufaklı parçalarıdır. Sadece düşünmek var etmez insanı; duygularını, ruhunu ve hatta zekasının geliştiren asıl öğreticiler acılardır. O halde varım çünkü acı çekiyorum. Doğduğum günden beri anlatmak istediklerim var ve elbette asla anlatmayacaklarım ve anlatıyor gibi yapıp asla anlatmadıklarım. Önce akciğerlere değen oksijenin yakıcılığıyla başladı ilk acılar, sonra dünyanın anlamsızlığını düşünüp duran beynimin kıvrımlarındaki patlamaların elektrik çarpmalarıyla. Doğduğumu anımsıyorum, ölümü ise düpedüz hatırlıyorum. Bir insan doğduğunda gözyaşları dökülür sevinçten. Bir insan öldüğünde gözyaşları dökülür, üzüntüden. Yani hayat boyunca değişmeyen tek şey gözyaşlarıdır ve yeryüzünde gözyaşları sonsuzdur. Biri ağlamaya başladığında, bir başka yerde de, bir başkasının gözyaşları diner. Biri doğarken başka birinin de öldüğü gibi. Geriye kalan sadece gözyaşları ve hiçtir. Ve arada ağzımızda bir ömür dolandırıp durduğumuz onca laf, kağıtlara döktüğümüz onca kelime sadece bir tür duygu kalabalığıdır. Tutsaklığımızdan kurtulmaya çalışmanın beyhude uğraşlarıdır bunlar. Asla gerçekten bir şey anlatılamaz, ancak bir şeyin hayali anlatılabilir, kendisi değil. O yüzden anlatmaya değil, anlatmamaya bakarım. Anlatma derdinden çok anlatmamanın zevkine kurulurum. Ama yine de hiç susmam, eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiçbir şey kalmadığı içindir, her şey söylenmiş, hiçbir şey söylenmemiş olsa bile
100. Yıl Şerefine: 23 Nisan ve 100 Yıllık Meclis Kutlu Olsun!
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız, aynı zamanda Meclisimizin kuruluşunun 100. Yılı Kutlu Olsun. 100 yıl geçmiş, ne içerideki ne dışarıdaki düşman bitmemiştir. İçimizdeki düşmanların günümüz mabedi Twitter’dır. Bilgi birikimden uzak bu insanların Atatürk ve Cumhuriyet hakkında yazdıklarını okuyunca, eğitilmez bir topluluk olduğumuzu,
Göbek düğümümü aldıracağım :D
Gün biterken, karanlık koca ayaklı bir mahluk gibi ezerken cadde ışıklarını, uyku çökmüşken şehrin üzerine, çıkardı Fetmegâh melekleri yeryüzüne. Logar kapakları icat olduğundan bu yana Fetmegâh meleklerine geçit olurlardı her gece. Göksel değillerdi ki kanatları olsun ya da Kaos zamanı düşerken kırılmış da olabilirdi ışıktan olma kolları.
Reklam
Boğazım düğüm düğüm söylenecek çok şey var fakat bunca giden candan sonra anlamı var mı.?
Emine Bulut
Ben bu çağdan nefret ettim. Etimle, kemiğimle nefret ettim. İnsanlık her geçen gün “Anne lütfen ölme” diyen 10 yaşındaki bir çocuğun “Ölmek istemiyorum” diyen bir annenin haykırışlarıyla azalıyor, bitiyor. Söylenecek çok şey var ama yapılan hiçbir şey yok. Yazık!
Dünyadaki üniversite öğrencileri Gazze için ayaklanmış, bizdeki 'sözde' medeniler yılbaşı için... Çok medenice değil mi(?) Meydanlarda israil'e haykırıp gemiler dolusu malın israil'e taşınmasına göz yumanları da unutmadık değil mi?
"Eğer Ölmem gerekiyorsa Umut getirsin "
Gazzeli profesörün son şiiri: Eğer ölmem gerekiyorsa, umut getirsin... Gazze İslam Üniversitesi Profesörü Yazar ve Şair Refaat Alareer, "sayılardan ibaret değiliz" projesiyle Gazze’de İsrail'in katlettiği insanların hikayelerini aktarmıştı. İsrail saldırılarının hedefi olduğu Alareer'in ölmeden önce paylaştığı umuda dair şiiri... "İlla ölmem gerekiyorsa, sen yaşamalısın… Hikayemi anlatmak için… Eşyalarımı satıp bir parça kumaş ile uzun kuyruklu ve beyaz teller satın almak için… Gazze’de, bir yerde bir çocuk, cennetin gözlerinin içine bakarken, Kendi bedenine bile veda etmeden giden babasını beklerken, uçurtmayı görür… Senin yaptığın uçurtmayı, Ve bir an için bir meleğin ona sevgiyi geri getirmek için orada olduğunu düşünür. Eğer ölmem gerekiyorsa, umut getirsin, Bir masal olsun bu uçurtma… Şehit Refaat Alareer 🤍
Reklam
İlk şiir okuma deneyimim bu kitapla başladı. Bu ismi defalarca duysam da okuma fırsatım hiç olmamıştı. Güzel bir hediye olarak elime geçen bu kitap ile ilgili söylenecek çok söz var ama okuyup herkesin kendi düşüncesiyle yorumlaması çok daha önemli. Şiir yazmak gerçekten emek ve cesaret ister. Tabii duygularını ustalıkla ifade etmenin öneminden bahsetmeyeceğim bile. Bu kitapta da dikkatimi çeken şu ki, çocuklardan öğrenmemiz gereken çok şey var.☀️
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Yalnızca Çocuklar Uzaklara Bakar
Yalnızca Çocuklar Uzaklara Bakar
1958 yılında ABD’de bir öğretmen dergisinde Alexander Calandra imzalı bir yazı yayınlanır: Bir fizik hocası ile öğrencisi sınav sorusuna verilen cevap hakkında anlaşmazlığa düşerler ve tecrübeli öğretmen Calandra’nın hakemliğine başvururlar. Soru şöyledir: “Bir binanın yüksekliğini bir barometrenin yardımı ile nasıl bulursunuz?” Öğrenci de bu
▪︎Bize bugüne kadar ne, neden telkin edilmiş, şimdi anladınız mı? ▪︎Faydasız ilimden Allah'a sığınmamız gerekirken, zamanı tüketen içi boş söylemlere, tartışmalara, popüler kültür kitaplarına boğdular bizi görüyor musunuz? Çok satanlar raflarında kaybolduk hepimiz... ▪︎Alışveriş yaparak rahatlamayı öğrettiler bize. Tüketim kültürü doldurdu içimizi, dışımızı. Kendi evimizde ıvır zıvırların misafiri olduk. ▪︎Keyfine bak, diye fısıldadılar mütemadiyen, nefsimize oynadılar. Rahata öyle alıştık ki, şükrün, kanaatin rahatına erişemedik... ▪︎Bizdeki bu tepkisizliğin, kutlama takıntısının başka izahı olamaz... IG= ozguguler
1.238 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.