155 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
"Dünya felaketleri birçok şeye hizmet edebilir. Tanrı önünde bir alibi bulmak için de (mesela). Neredeydin Adem? (Kitabın ismi tam da bu) "Dünya savaşında." Theodor Haecker Kitap Haecker'in bu alıntısıyla başlıyor. Savaşın anlamsızlığını dokuz sahnede anlatmış yazar. Sahneler birbiriyle temas içinde, bir sahnede sahne ışığının (spotlight) bizi odakladığı insandan, o sahnede yan rol oynayan başka biri sahne ışığında oluyor diğer sahnede. Başarılı bir anlatım ve çok güzel bir kurguydu bana göre. Kahramanın olmadığı sahnelerde, odaklandığımız kadın ve erkeklerin savaşın anlamsızlığı ve zaman israfı karşısındaki çaresizliğe şahit oluyoruz. Kendi başına işleyen savaş denen modern vahşet, sırf cephede vuku bulmadığını, cephe arkasında da, insanların saçmalığın ve anlamsızlığını eşiğinde ölümle karşı karşıya kalışını okuyoruz.
Kapıların Dışında
Kapıların Dışında
kitabının yanında okuduğum en sarsıcı savaş karşıtı kitaptı diyebilirim. Keyifli okumalar, kitapla kalın...
Wo warst du, Adam?
Wo warst du, Adam?Heinrich Böll · Ullstein Bücher Verlag · 1960333 okunma
Çok iyimiş dediğim 10 film 1- Your Name. (2016) 2- Amadeus (1984) 3- The Secret in Their Eyes (2009) 4- Dune: Part One (2021) 5- Room (2015) 6- Spotlight (2015) 7- The Grand Budapest Hotel (2014) 8- Mr. Nobody (2009) 9- Tick, Tick... BOOM! (2021) 10- Eternals (2021)
Reklam
rem
Losing My Religion... That's me in the corner That's me in the spotlight Losing my religion Trying to keep up with you
You can pretend a lot of things in life. You can pretend so well that you even start to believe your own deceit. We're all actors; we're all on pedestals with a spotlight shining on us, playing whatever part we need to in order to make it through the day ーin order to help ourselves sleep at night.
Yeah, the spotlight Shines upon you And how could Anybody deny you? I came here with a load And it feels so much lighter now I met you And honey, you should know That I could never go on without you
Doğruluğu dondurmayan, oluşum içinde gören Batı düşüncesi, sürekli devinim içinde durmadan değişir, kendini aşmaya çalışır. Ortaçağ inanç çağıydı. Maddeyi aşma eğilimi egemendi. Karşıt güçlerin çarpışmasında dünya gerçeği ağır basınca, Yeniçağa damgasını basan yeni bir düşünce doğar. İnanç çağını akıl çağı izler. Doğa bulgulanır ve insan kendi varlığı üzerinde düşünmeye başlar. Ortaçağın dinsel dogmalarını kıran akıl özgürdür artık. Bu özgürlük birey olmanın bilincini uyandırır insanda. Kişi toplumda aldığı yeri bilir, Ortaçağda olduğu gibi din kardeşliği içinde erimez. Bireysellik bilinci ilk kez sanat alanında kendini gösterir. Ortaçağ sanatçısı ortak ve anonim bir varlık içinde sürdürüyordu kişiliğini. Sanatçı olmaktan çok zanaatçıydı. Gelenekleşmiş biçimlerin işlenmesinde ustalığın doruğuna varma onun başlıca ereğiydi. Rönesans sanatçısı özgür insandır. Onun ereği yaratıcılıktır. Alman Rönesans sanatçısı Albrecht Dürer, arkadaşı Pirckheimer’e İtalya ’dan yazdığı bir mektupta, dinsel geleneklerin dışına bir türlü çıkamayan Alman sanatçılarını düşünerek «orada bir hiçtim, oysa burada bir efendiyim» der. (cvltnation.com/albrecht-durers... )
66 öğeden 91 ile 66 arasındakiler gösteriliyor.