Her an karanlığını giyinecek gibisin Ne kadar uzun sürüyor Ta içinden gözlerine gelmesi dikkatin Karnın ne kadar küçük ve içerde İnce belin- Fazla kabarık değil kemiklerinden etlerin Biliyorum ancak sen Bu kadarla yetindikçe ve ekmeği Böyle mübarek tuttukça doyar karnı çinin hindistanın amerikanın Sen olabilirsin çaresi Su içinde Susuzluk hissinden ölen kimselerin
Kalabalığın büyük kısmı çözülen asker duvarını aşmış, vagonlara hücum etmişti bile. Pencerelerden sarkan Osmanlı askerleri kendilerine uzatılan, hiç olmazsa vagona doğru fırlatılan erzak paketlerini yakalamaya uğraşıyor, yakalanan hemen içeri alınıyordu. Yere düşen paketse tekrar fırlatılıyor, bu böyle sürüp gidiyor, bir izdihamdır yaşanıyordu. Pencereden sarkmış genç bir zabit, “Burası neresi?” diye sordu o sırada. Yüz çizgileri ince, kumral ve yakışıklı bir adamdı. “Gence” diye bağırdı yaşlıca bir kadın, “Şehrin ahalisi Türk’tür oğul.” Bu kez “Ana, su!” diye bağırdı genç zabit. Yaşlı kadın bakır ibrikten çinko, kırık bir tasa doldurduğu suyu pencereye doğru uzatmak istedi fakat boyu o kadar kısaydı ki mümkünü yoktu. Yanaklarından sağlık fışkıran genç bir kız durumu fark etmişti o sırada. Kimsenin kimseye yardım edecek hali, vakti yoktu. Bir an sağına soluna bakınan genç kız, fazla düşünmedi, yaşlı kadını bir çocuk gibi kucaklayıp pencereye doğru kaldırdı: “Dökme anne. Sıkı tut.” Su, yerine ulaşmıştı. Bu sahne zabiti bile gülümsetmişti. O gülümseme arasında kızla göz göze geldi. “Adın ne?” diye bağırdı pencereye doğru kız. Cevap geldi. “Murat.” “Peki ya senin?” “Bulak.” Hepsi bu.
Reklam
Ölmek ya da yaşamak!... Sağdım, sağlamdım, ama sona eriyor işte! Bu gidişi durdurabiliyor muyum? Hayır! Öyleyse ne diye kendi kendimi kandırıyorum? Ölmekte olduğum benden başka kimsenin gözünden kaçıyor mu? Ölümüm şurada gün, hafta, belki de an sorunu... Demin ortalık aydınlıktı, şu anda karanlık... Şimdi buradayım, birazdan oraya gideceğim... Ama nereye?" Birdenbire ürperti, soluğu kesildi. Yalnız yüreğinin vuruşlarını hissediyordu.
İvan İlyiç'in Ölümü
Tüyap'a gidicem arkadaşlar,şu an da benim almayı isediğim bir kitap yok önerdiğiniz her hangi bir kitap var mı?
Ölüm sonrasında bir hayat olduğundan, orada tekrar buluşup konuşacağımızdan kalemimin şu an elimde durduğundan emin olduğum kadar eminim.
Bir an kayboldun gibi. Yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.