"Belki şu an siz de sınırsız imkânların imkânsız olduğuna ikna olmuş durumdasınız."
Bugün, çok az kozmolog, en azından bildiğimiz kadarıyla, evrenin sonlu bir geçmişte bir başlangıcının olduğundan şüphe eder. Bu veya şu şekilde, evrenin daima var olduğunu ileri süren alternatif görüş, temel bir çelişkiye düşer. Güneş ve yıldızlar sonsuza kadar yanmayı sürdüremezler; er ya da geç onların yakıtları bitecek ve öleceklerdir. Aynı şey bütün tersinmez fiziksel süreçler hakkında da doğrudur; onların çalışması için evrendeki enerji stoğu sınırlıdır ve bu stok sonsuza dek kullanılamaz. Bu, termodinamiğin ikinci kanunu olarak ifade edilen kanunun kaçınılmaz bir sonucudur; bu kanunu bütün evrene uyguladığınızda, nihai bir dejenerasyon durumuna doğru tek yönlü bir ilerlemenin ve maksimum entropi -düzensizlik- durumuna doğru bozulmanın olacağını anlarsınız. Bu nihai duruma şu ana kadar ulaşılmadığı için, bundan, evrenin sonsuz bir zamandan beri var olmuş olamayacağı sonucu çıkar.* Davies, “Evren sonsuzdan beri var olmuş olamaz. Sonlu bir za man önce bir başlangıcın mutlaka var olmuş olması gerektiğini bili yoruz” sonucuna varır.* Böylece, bu kez termodinamik temelli bilimsel delil, Kelam Kozmolojik Kanıtı'nın ikinci öncülünün haklılığını onaylar. Bu delil özellikle etkileyicidir, çünkü termodinamik fizikçiler tarafından pratik olarak bilimin tamamlanmış bir sahası olarak kabul edilir. Bu, burada hareket noktası olan bilimsel delilin temelinin sarsılmaz olduğunu gösterir.
Sayfa 167 - İstanbulKitabı okudu
Reklam
Bunu denemek lazım…..
Hangi türden enerjilerle çevrelendiğimize kolaylıkla açıklık getirebiliriz: • Öncelikle, neredeyse her gün görüştüğün arkadaşlarının, tanıdıklarının ve akrabalarının isim­ lerini listele. • Daha sonra her bir ismin sağ üst köşesine bu kişinin sende çağrıştırdığı niteliği yaz. Şu anda orada; "yapıcı, komik, neşeli, destekleyici", ama belki de, "sürekli eleştirici, kıskanç, haset" vb. yazıyordur.
Öncelikle, bizi yaralamış insanları ne affedebiliriz ne de affetmek isteriz. Sadece bu sebepten dolayı, huzur içinde geçmişi arkamızda bırakamayız. Bizi cezalandıran herkesin bunun bedelini ödemesini isteriz. Ama kötü haber şu: Bu olmayacak. Sonuçlara katlanan tek biziz. -Affetmedikçe, kendi hayatımızı yaşamamıza engel oluruz.
Sayfa 191Kitabı okudu
Behiç Bey'e soyadını bizzat Atatürk vermiştir.
Atatürk Soyadı Kanunu'nu çıkarttığında 37 yakınına soyadlarını kendi el yazısı ile yazıp şahsen göndermek suretiyle bildirmiştir. Bu 37 soyadını da Türk Dil Tarih Kurumu'na verip saklamalarını istemişti; memleketin ilk soyadları olarak, 9.su Behiç Bey'e lütfettiği Erkin soyadıdır. Açıklamasını da şöyle yapmıştır: içinde buldunduğu şartlar ne olursa olsun, o şartlardan etkilenmeden doğru düşünebilen, bağımsız kalabilen.
Sayfa 192Kitabı okudu
"Şimdi, yoldaşlar, şu doğanın kanunu nedir? Kabul edelim ; hayatlarımız sefil ,zahmetli ve kısadır ..
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.