Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bir örnek daha vermekten kendimi alamıyorum bu defa kı Jim carrey'den geliyor. Her gece Hollywood'un tepesindeki molholland drive'a gidecek ve sırt üstü uzanıp gökyüzüne bakacaktır, sonra bu paragrafı kendine okuyacak bir anı oluşturacak ve bunları hayal ederken her şey gerçekten oluyormuş gibi hissedecektir. Kendini gerçekten hayal ettiği kişi olarak hissetmeden de aşağıya Kent merkezine inmeyecektir,hatta kendisine 10 milyon dolar değerinde bir çek bile yazmıştır. Çekin üzerinde oyunculuk hizmetleri karşılığı diye yazmaktadır ve tarih Şükran günü 1995 olarak atılmıştır. Bu çeki yıllarca cüzdanında taşımıştır sonunda 1994 yılında Carey 3 filmde birden oynayıp yıldızlaştı: birincisi Şubat ayında çıkan ACE Ventura pet detective onu temmuz ayındaki maske izledi ve üçüncüsü olan s**** ile avanak filmi Aralık ayında gösterime girmişti. Carey bu filmlerden tam 10 milyon dolar değerinde bir çek aldı o kendisi hakkında zihninde tasarladığı şeyi tam olarak yaratmıştı...
4 Temmuz, İşçi Günü, Cadılar Bayramı, Şükran Günü, Noel, Yılbaşı. kadınlar daha iyi bilirler bu deli ırmaklarda yüzmeyi ve benden daha az korkarlar sevgiden.
Parantez YayıneviKitabı okudu
Reklam
Atatürk'süz bir cumhuriyet düşünülemezdi oysa
Ve 14 Mayıs seçimleri, gelmiş geçmiş bütün inkılapların en önemli aşaması değil de, ileri, fakat o inkılapların evrimine, tekamülüne bağlı bir aşama olarak pekâlâ gösterilebilirdi. Ve nihayet Atatürk'ün de bu gelişmede, herhalde bir payı vardı. Ve onu anmak şükran borcuydu. Halbuki Celâl Bayar bile, Millet Meclisi'nin dokuzuncu devresini açarken, eski gelişmeler ve Atatürk'ün adı, yalnız bir defa ve o da "Yurtta sulh, cihanda sulh" formülüne işaret ederken anıldı. Hülasa, yeni iktidarın ilk günü, pek iyi başladı denilemez. Hem Atatürk'ün, hem gelmiş geçmiş inkılapların, yalnız hatırlanmayışı değil de, bir nevi inkâr edilişi, iyi bir başlangıç sayılmazdı. Çünkü bu suretle, arkada kalanlarla bütün bağlar kopuyordu. Bütün köprüler yıkılıyordu. Sanıyorum ki bu bağların kopuşu, bu köprülerin böylesine yıkılışı, Demokrat Parti iktidarını ve Menderes'i, memlekette ve parlamentoda, yıllar yılı olgunlaşıp gelen tarihi gelişmenin biraz dışına atmıştır. Ve onlara, yeni bir devrin, yeni bir nizamın, ancak şimdi, yani kendileriyle başladığı gibi yanlış bir benlik şuuru vermiştir. Başvekilliğe kadar normal yollarla gelen Menderes'in bu ilk ve aşırı çıkışı, öyle sanıyorum ki, 1950-1960 arasındaki çatışmaların ve sonuçların meydan alışında önemli bir sebep, bir faktör olsa gerektir...
Sayfa 190Kitabı okudu
5 Temmuz 1991 günü İHD'ye gelen bir telefonla, üç çocuk babası 38 yaşındaki Vedat Aydın'ın kendilerini siyasi şube polisleri olarak tanıtan silahlı, telsizli kişiler tarafından "ifade vermek için emniyete götürülmek üzere" denilerek, evinden gözaltına alındığı haberi gelir. Gözaltına alınmasının ardından Aydın'ın avukatı, Emniyet Müdürlüğü'ne başvurur, ancak kendisine Vedat Aydın'ın emniyette olmadığı söylenir. Ertesi sabah Aydın'ın eşi Şükran ve avukatı, Diyarbakır'daki ilgili tüm idari, adli ve askeri makamlara başvurur. Ancak yetkililerin verdiği cevap aynıdır: Bilgimiz yok.
Sayfa 102 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
511 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Siyah kuğuların bulunmasına kadar tüm kuğuların beyaz olduğu düşünülürdü. Yani tüm kuğular beyaz değilmiş; siyah kuğular da varmış. Nassim Nicholas Taleb (NNT) bu gerçekten hareketle, olasılıksız gibi görünen ama gerçekleşen olayların hayata etkisini 19 bölüm ve 9 ek makaleyle el alıyor. Olasılıksız olan elbette herkes için olasılıksız değil. Bazı olaylar kimileri için kesinlikle olması gerekirken kimileri için beklenmeyen olaylar olabiliyor. Sorun da burada: Bir olay eğer birileri için beklenir bir olaysa o olay "siyah kuğu" değildir. Bu durumu açıklamak için iyi de bir örneği var NNT'nin. Şükran günü için yetiştirilen bir hindi, kendisinin bir gün kesileceğini öngöremez. Aylardır besleniyordu, dün de beslendi, bugün de besleniyor, yarın da beslenecektir. Hindinin sahibi içinse durum hiç de böyle değildir. Sahip bilir ki, şükran günü geldiğinde o hindi kesilecektir. Burada, kesilme olayı hindi için bir "siyah kuğu"; sahip içinse olağan bir durumdur. NNT konuyu olabildiğince çok yönlü ele almış. Teorisini geliştirirken yaşadıklarını da kitabına eklemiş. Bu yüzden kitap oldukça hacimli (512 sayfa). Yazarın, kitabın bazı yerlerinin okunmayabileceğini söylemesi de bunun göstergesi. Kitapta NNT'nin sivri dili dikkat çekici. Özellikle bazı akademisyenlere duyduğu öfke inanılmaz düzeyde. Akademinin bazıları bana da anlamsız gelen katı kuralları birçoğunun canını sıksa da herkes bu kadar sivri bir dille dile getiremez sanıyorum. Okuması zevk veren bilgi dolu bir kitaptı. Kitap editörünün bölüm ve kısım ayrımını yanlış yapması dışında tabi :)
Siyah Kuğu
Siyah KuğuNassim Nicholas Taleb · Varlık Yayınları · 2019283 okunma
389 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.