Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız
'Sevgili dost, bir kitabı okurken insanın canı acır mı?..'
Acıdı... 9 yaşındaki Cahide ve Kaya. İkisi de 9 yaşında. Hani herkesin dünyasının renkli vakitleri; cıvıl cıvıl, parlak, rengarenk... Ama bu çocukların dünyası karanlık sulara gömüldü. Son saatlerinde gördükleri mavi renk yuttu ve siyaha götürdü onları. Mustafa Bal, 9 yaşındaki kızı
“Anlatsam geçer mi,
Daha çok anlatsam,
Daha uzun anlatsam geçer mi,
Hem yazıyla hem rakamla yazsam,
Duvarlara çiviyle çaksam,
Bütün kabiliyetsizliğimle resmini yapsam,
Geçer mi,
Sulara bağırmak istiyorum,
Gelcen mi…?”
~Sıla Gençoğlu~
Duygularımızı , derelerde hiç durmadan akan sulara benzetirim.Doğduğumuzda o derenin suyu pırıl pırıldır, berraktır. O dereye güzel şeyler atarsanız suyun parlaklığı giderek artar ama hayat hep güzel şeyler yaşamamıza izin vermez.Dereye attığımız her sıkıntı , her kaygı , her üzüntü derenin rengini bulanıklaştırır.Hele ki attıklarınız içinde bolca acı varsa , su kapkara olur.
Hanım Demir'nın incelemesini görüp okumak istemiştim, incelmesi de gayet başarılı idi. Burdan ona sevgiler:)
#91122320
İnsanın, şöyle geriye dönüp bir sorgulaması gerekiyor, ne yaptım, neler yapacaktım, ne hallere düştüm? Bide bu güne bakmalı, ben ne haldeyim, ne yapıyorum, neler istiyorum,