Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Betsy
Betsy
@sulenurbb
istanbul
istanbul
70 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kitabı genel olarak çok sevdim ama sonu hariç. Çok akıcıydı nasıl bitirdim anlamadım. Konusu olsun yazarın yazım tarzı olsun beni kendine çekti. Oldukca basit bir dille ele alınmıştı. Kitaptaki gizem olayı ve hafifte olsa paranormal olaylar beni tatmin etti. Polisiyle de harmanlanmış olması cabası. Güzeldi ama sonunu sevmedim.
Kitabı sevdim mi sevmedim mi arasında kaldım. Aslında beklentiyle başlamıştım ama çok merak ettiğim bir kitap olmadı. Heyecanlı değildi bence çok mantık hatası vardı. Ana karakterimiz dokunduğu insanları öldürüyor ve onu muhafızlar bir yere kapatıyor. Çok depresif bir karakterdi içimi kararttı. Oradan çıkmaya çalışıyor felan halbuki dokunsa herkes ölecek. Saçmaydı yani ama 2 kitabı daha elimde onları da okur bitiririm.
Kitap tam anlamıyla harikaydı. Konusu beş yıl önce işlenen bir davanın yeniden açılmasını ele alıyor. Beş yıl önce okulun en popüler kızı öldürülüyor ve cinayetten sorumlu olarak sevgilisi Sal’ı görüyorlar. Çocuğun intiharıyla dava kapanıyor. Beş yıl sonra bu cinayeti işlediğine inanmayan Pip artık büyümüş oluyor ve Sal’ın suçsuz olduğuna inanıyor. Sal’ın kardeşiyle bu davayı inceliyor. Kitap gerçekten harikaydı çok sevdim. Katil bulma kitaplarına bayılıyorum. Eğer sizde seviyorsanız bir şans vermenizi tavsiye ederim.
Okur Takip Önerileri
Kitabi sevdim. Açlık oyunları tadında bir kitaptı. Favori çiftim Uraz ve Kumru oldu diyebilirim. En sevdiğim ve en güldüğüm karakter Eren’di. Ona Makarnalar Prensi desek yeridir. Çok güldüm gerçekten. Nisan çok aşko kuşko bir karakterdi. Biraz kitapta sırıttı gibi geldi. Ay kendimi kaptırdım yorumumu yapıyorum. Konusunu anlatıyım biraz.
Bir yarışma var Enkaz Altındakiler diye. Büyük ödül 1 milyon. 5 ana karakterimiz bu yarışmaya katılıyor. Yerin altında evler var. Kapıya ulaşana kadar devam edecekler ve 7/24 kameralar kayıt yapacak. Öyle şeyler oluyor ki işler hiçte beklenildiği gibi olmuyor. Sonu içimi ısıttı kitabın. Gerçekten güzeldi. Ben karakterlere ısındım baya. Sevdim hepsini diyebilirim. Yazarın dilini de seviyorum. Tavsiye ederim.
Tam anlamıyla benim bebeğim.
Ya şahaneydi. Fırsat bulup kitap okuyamadığım için 1 haftada bitirdim ama bayıldığım gerçeğini değiştirmez. O son neydi öyle. Öncelikle serinin ikinci kitabı olduğu için ilk kitabı okumayanlara spoiler olabilir. Onu bilerek okuyun düşüncelerimi.
Ben bu yazarın ters köşelerine bayılıyorum. Aynı durumu Cam Şato serisi içinde söyleyebilirim. Kitaptaki ana karakterle başka bir karakteri aşık yapıp sonra aralarındaki ilişkiyi kesip başka karakterlerle hikayeyi sonlandırması.. ya çok yakışıyor bayıldım. Buna manyaklık diyebiliriz.
İlk kitapta Tamlin ile Feyre karakterleri oldu derken 2.kitapta öyle bir şaşırttı ki ebedi aşkım Rhysand diyebilirim. İlk kitapta Rhys karakterini sevmedim diyebilirim ama bu kitapta bazı şeyler ortaya çıkınca ebedi aşkım ilan ediyorum kendisini. Baya baya oldu bu ikili. Kitabın sonuna kalbimi bıraktım. Daha fazla bir yorum yapmak istemiyorum çünkü şuan kendimde değilim. Hala kitabın atmosferinden çıkamadım. 3.kitabı okumak için deliriyorum ama seriyi de hızlı bitirmek istemiyorum kıyamıyorum. Aslında biraz da korkuyorum. Rhys karakterini bu kadar sevmişken yazarın yapacağı bir ters köşeden felan. Kesinlikle tavsiye ederim bu seriyi. Gerçekten çok güzeller. Okuyun okutturun.
Kitabın diline yine diyecek bişeyim yok. Gayet akıcıydı. Kafa dağıtan çerezlik kitaplar. Serinin 2.kitabı olduğu için spoiler verme ihtimalimden dolayı buradan sonrasını sadece ilk kitabı okuyanların okumasını tavsiye ederim.
Eva haksız olaydan dolayı oy birliğiyle evden atılınca dönüşü muazzam oluyor. Arkasından çevrilen oyunları okurken hem şaşkındım hem öfkeli hem anlam veremedim karakterlere. Açıkcası bu seride samimi bulduğum hiçbir karakter olmadı. Eva karakteri de gittikçe diğer karakterler gibi kendi kişiliğinden ödün vermeye başlamıştı. U dönüşü güzel oldu ama. Eva’nın intikamımı alacağım diyerek gittiği evde yapımcının oyuncağı olması da ayrı komikti. Beni şaşırtmadı. Kitapta sadece Lidya ve Kaan karakterini sevdim diyebilirim.
Ne bayıldım ne sevmedim. Arada derede kaldığım bir kitap oldu. Karakterler açısından diyaloglar bana yetersiz geldi ve tahmin edilebilir. Dili çok akıcıydı. Birkaç saat içinde bitirdim uzun aralar vermeme rağmen. Kitap günümüz dünyasına bakarsak güzel yerlere değinmişti. O anlamda kalbimi fethetti. İnsanın kendi benliğinden sosyal medyada popüler olma uğruna vazgeçmemesine güzel değinmişti. Kitapta gizemde vardı bu da ayrı bir hava katmıştı.
Kitabın yorumunu yapacak olursam fame evi diye bir program var 15 erkek ve 15 kızın yarışacağı. Haftalık challange yapılıyor. Kimin etkileşimi yüksekse haftanın birincisi ve veda edenler seçiliyor. İnsanların nasıl ikili oynayacağını gördüğünüz bir alemi var ama çok acı. Kitabı Eva’nın gözünden okuyoruz. Kendi halinde, samimi paylaşımlar yapan birisi. Acaba bu platform onu olmadığı birine dönüştürebilirecek mi?
İkinci kitabı elimde var. Yakın zamanda okuyup seriyi tamamlamayı düşünüyorum.
Bence şans verilmesi gereken bir kitap.
Harikaydı.. çok sevdim. Cam Şato serisine aşık olunca Dikenler ve Güller Sarayı serisini okumalıyım dedim. Kitapların baskısı yoktu. İkinci el aldım. Bulana kadar göbeğim çatlamıştı. Değmez diye çok korktum ama tamamiyle değdi. Harika bir kitaptı. Final haftam olmasına rağmen 1 günde bitirdim. 2. Kitaba başlayacağım hemen. Konusuna gelecek olursam fantastik türünde bir seri önce onu söyliyim.
Perilerle alakalı bir kitap. Feyre ailesini geçindirmek için avlanıyor. Bir kurtu vuruyor ama aslında o kurt kılığına girmiş bir peri. Yaşadığı evrende periler ve insanlar var. Önceden periler insanları köle olarak kullanıyormuş. Yıllar önce bir barış anlaşması yapıyorlar ve perilerle insanların arasına duvar örmüşler. Feyre doğal olarak periyi öldürünce anlaşmayı bozmuş oluyor ve perinin arkadaşı Feyre’ye iki seçenek sunuyor.
Ya benimle periler diyarına gelirsin ya da ölürsün diye. Feyre onunla gitmeyi seçiyor. Hikayemiz burada başlıyor. Tek kelimeyle harikaydı. Bu kitabı daha önceden neden okumadım diye soruyorum kendime. Çok güzeldi elimden bırakamadım. Herkese okumasını tavsiye ederim. Fantasik evreni sevenler için konuşayım en azından. Yazarın diline zaten aşığım. Bu kadının tüm kitaplarını okuyacağım kesindir. Ne yazsa okurum.
Kitabın konusu ilgimi çok çekmişti. Büyük bir beklentiye başladım kitaba. Ama hiç sevmedim diyebilirim. Hayatımda Aşkın kadar egolu bir karakter görmedim. Sürekli zekasıyla kendini övmesi ve çevresinden övgü beklemesi beni çok rahatsız etti. Kitap bana Katiller Çetesi taklidi gibi geldi. Özgün bir kitap okuyamadım yani. Hiç hiç beğenmedim. Devamını alır mıyım? Almam. Karakterler arası diyoglarda rahatsız edici cümleler vardı. Artık buna katlanmak istemem açıkçası. Karakterler bir kelime öğrenmiş gibi hep aynı kelimeleri tekrar ediyordu. Aşırı saçmaydı. V karakterin de güçlü olduğunu düşünmüyorum sadece lafta.
Kitabı çook kısa sürede bitirdim. Genel olarak güzeldi ama eksik bulduğum birkaç nokta oldu. Kitaba başlarken aşkla karışık psikolojik roman okuyacağimi sandım. Kitaba beni bağlayan içindeki gizemiydi. Yer yer gerildim. Kitabın konusuna gelecek olursam Eylül panik atak geçiren genç bir kızdır. Kalabalık ortamlarda bayılır. Ailesi onu adı Kar Küresi olan bir kliniğe yatırır. Orada Merih ile tanışır. Aralarda güzel bir bağ oluşur. Kliniğin biraz ötesinde Kırmızı Bölge adı verilen gizemli bir binayı keşfederler. Oranın altında yatan korkunç gizemi çözmeye çalışırlar. Sonunda şok oldum diyebilirim. Konun böyle ilerleyeceğini düşünmeden başlamıştım kitaba. Bende şok etkisi yarattı. Yazarın dilini de sevdim. Gayet akıcıydı. Yazardan okuduğum ilk kitap olmasına rağmen diğer kitaplarını da alıp okumayı düşünüyorum. Serinin ikinci kitabını da en kısa sürede alıp okuyacağim. Merak ediyorum açıkçası.
Kitabı çok kısa sürede bitirdim. Sevdim mi sevmedim mi çok arada kaldım açıkçası. Jorden ve Cole sevgililer ve aynı evde kalıyorlar. Daha sonrasında evden atılıyorlar ve Cole’nin babası olan Pike’nin evine yerleşiyorlar. Pike ve Jorden arasında bir çekim oluyor. Anlayacağınız yaşak aşk. Cole kitapta sadece olsun diye konulmuştu bence. Genel olarak kitap Jorden ve Pike arasında geçiyordu. Yazarın Punk 57 kitabını da okumuştum. Beğenip beğenmeme arasında kalmıştım. Değişik gelmişti bu kitapta aynı şekilde farklı geldi. +18 içerikler çoktu. Küçük yaştakilerin okumaması gerektiğini düşünüyorum. Kitabı hem Pike hem Jorden’nin gözünden okuyoruz. Olaylara iki taraf açısından bakabilmemiz için güzel olmuş. Sevgilisinin babasıyla ilişkisi yaşaması günümüzdeki insanlara bunu özendirmek açısından yanlış geldi bana ama karakterlerin kendilerini sürekli engellemeye çalışması da masumluk katmış biraz. Herkesin sevebileceği bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bunu bilerek ve hayal dünyası olduğunu düşünerek kitabı okumalı bence.
Bu kitap beni derinden etkiledi… gerçekten çok güzel yazılmış ve dili çok akıcı. Sarıyor sarmalıyor sizi kitap. Gerilim türünde bir roman olmamasına rağmen yer yer gerildim ve cok duygulandım. Kitabın ana konusu eşlerinden şiddet görüp o evliliğe neden devam ettiğini, ne duygular içinde olduğunu kısaca bu konuda empati duygunuzu geliştiriyor. Ben kitabı çok beğendim. Herkese tavsiye ederim. Kitapta hem çok güzel bir aşk vardı hemde çok hüzün doluydu. Kitabı yeni bitirdim pek iyi değilim..
Aslında kitap güzeldi. Dili akıcıydı. 1 günde bitirdim. Sürükledi beni baya. Sevmediğim noktalar oldu. Öğrenci öğretmen ilişkisi vardı kitapta. Smut sahneleri çok açık secikti o beni rahatsız etti. Kitapta genel olarak bir gerilim korku havası vardı. Gerilim türünde bir kitap olmasaydı beni böyle sürükleyeceğini sanmıyorum. Kitap sırlarla doluydu ve okudukça yer yer gerildim. Sırf o sırları öğrenmek için bile kitaba devam etmeye değerdi. Eğer yetişkin içerik sevmiyorsanız önermem almayın.
Konusuna gelecek olursam ana karakterimiz Corvina esrarengiz üniversite olan Verenmore’ye kabul mektubu alıyor. Sırlarla ve ölümlerle dolu olan dağın tepesindeki gözlerden uzak şato tam bir gizemden ibaret. Her beş yılda bir insanların kaybolduğu garip bir yer. Corvina sırları çözmeye çalışıyor ona yardım eden öğretmeni Vad ile. Aralarındaki çekim felan derken kitapta hem aşk hem gerilim vardı. Eğer +18 sahnelerden rahatsız olmayacaksanız ki emin olun bayaği açık seçik sahnelerdi okuyabileceğiniz bir kitap. Devam kitabı çıkar mı bilmiyorum yazar sonunda şimdilik son diye belirtmiş. Çıkarsa da almam herhalde. Düşünmüyorum.
İlk kitap gibi etkilendim yine. Çok sürükleyiciydi. Kitapta ilerledikçe aklınızda soru işaretleri kalıyordu çünkü sırlar ortaya çıkıyordu. Yeni yeni şeyler öğreniliyordu. Çok heyecanlıydı. Sonu çok güzel bitti. Kitabı okurken yer yer duygulandım. Vincent ve Katina karakterleri bende derin izler bıraktı. Sürekli özleyeceğim karakterler haline geldiler. Kitabın bazı kısımları çok duygusaldı. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Genel olarak çok sevdim. Herkese öneririm. Su gibi akıp giden kitaplardı.
Çok güzeldi. Bölüm başlarında verilen şarkıyla her bölümü okudum resmen kitabı yaşadım. O kadar etkilendim ki elimden bırakamadım. Aldığımda beni böyle etkileyecek bir kitap olduğunu düşünmemiştim. Kitabın sonu çok hüzünlü bitti. Ağlamamak için kendimi zor tuttum. 2.kitaba acilen ihtiyacım var. Delicesine merak ediyorum. Çok güzel bir saray kurgusuydu. Bölümdeki şarkıları dinledikçe aklıma gelecek. Film dizi izlermişcesine kitabı okudum.
Delicesine beğendiğim bir kitap olmadı. Konusu değişik geldi. Çerezlik bir kitaptı. Kitaptaki aşk masum ve tatlıydı. Grubun bir çalışma içerisinde olması Teo ve Bel aşkının filizlenmesi felan güzeldi.
Cam şato serisinin 3.kitabı. Çok heyecanlıydı. 3. Kitapta birçok karakter girdi kitaba. İlk başta olayları anlamaya çalışırken zorlandım çünkü çok yogun bir kurgusu vardı. 620 sayfa olunca kitap ister istemez içine giriyorsunuz. Aldı sürükledi beni. Ana karaktere bayılıyorum. Sonunda beni üzen bir olay oldu. Onu da atlattırım herhalde. Ama üzücüydü. Rowan karakterine bayıldım. İlk başlarda tam bir pislik gibi davranıyordu ama Celeana karakteriyle birbirlerini tamamladıklarını düşünüyorum. 4.kitabı okumak için deli gibi sabırsızlanıyorum.
Aşırı güzeldi ya. Kitap o kadar akıcıydı ki nasıl bitirdim anlamadım. Aşırı tatlı aşırı şeker bişeydi. Bitince üzüldüm ne yalan söyliyim. Uzun zamandir böyle keyif alarak okuduğum bir romantik kitap olmamıştı. Konusu da çok tatlıydı. Klişeler var tabiki her kitapta olduğu gibi. Beni asla rahatsız etmedi. Kafa dağıtmalık güzel bir cerezlik romandı. Kore dizilerini seviyorsanız bu kitaba bayılırsınız. Okuyun okutturun.
Çok tatlı çerezlik bir aşk romanıydı. Hareyle Can Bora’nın kitabın ilk baştaki atışmalarına bayıldım. Sonrasında aşk girince tabi işler değişti. Güzel bir kitaptı. Bana bazı yerleri klişe gelmiş olsa da keyif alarak okudum. Bu yazardan okuduğum ilk kitaptı. Zaman zaman kafamı dağıtmak istediğimde şans verebileceğim bir yazar oldu kendisi diğer kitaplarını okumak adına. Öyle aman aman değildi tabi daha beğendiğim kitaplar var bu türde. Ama kötü denilebilecek bir kitapta değildi. Herkese keyifli okumalar.
Okuduğum en iyi psikolojik gerilim kitaplardan biriydi. Sonu asla tahmin ettiğim gibi bitmedi. Ters köşe oldum diyebilirim. Acayip bayıldım. Yazarın dili çok akıcıydı. 3 saatte kitabı bitirdim. Elimden bırakmak istemedim. Konusuna gelecek olursam kocasının ölümünden sorumlu tutulan bir kadın yıllarca sessiz kalıyor. Akıl hastanesine yatırılıyor. Bu vakayı çözmek isteyen bir terapistle yollarının birleşmesini okuyoruz.
Ustaca Tasarlanmış Bir Dünya, Siyasi Oyunlar ve Bir Entrika Ağı...
Efsane'nin Nefes Kesici Devam Kitabı
June ile Day’in yaralı bir halde Cumhuriyet’ten firar etmelerinin üzerinden yedi gün geçmiştir. Bu sırada en akla gelmeyecek şey gerçekleşir: Seçmen Primo ölür ve yerini oğlu Anden alır. Cumhuriyet kaçınılmaz bir şekilde kaosa
Gerçek, Efsane'ye dönüşecek
Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet'in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç
Celaena şeytanın buyruklarını yerine getiren zalim bir suikastçı mı? Gerçek sevgiyi arayan tutkulu bir âşık mı? Kralın bir numaralı suikastçısı olan Celaena, sarayın en korkulan kadını. Ne kadar kan dökerse o kadar özgür olabiliyor. Ama üstlendiği her ölüm, söylediği her yalan, sevdiklerini tehlikeye bir adım daha yaklaştırıyor. Yüzbaşı Westfall ve Prens Dorian onu korumaya devam etseler de, Celaena korkunç bir gecede, büyük bir trajedi yaşayacak. Celaena ne için savaşacak: Özgürlüğü mü, kalbi mi yoksa krallığının geleceği için mi?
İki yakın arkadaş, büyük hayranlar, gizemli bir internet çizgi romanı ve uzun zaman önce kaybolan bir kız, çizimlerle süslü bu sürükleyici romanda bir araya geliyor…
Yıllar önce, iki yakın arkadaş birlikte bir prenses kurgular. Libby resimleri çizer, May hikâyeleri yazar ve kahramanları Prenses X, bütün ejderhaları katledip kızların hayallerinde canlandırabildikleri bütün dağlara tırmanır.
Birkaç sene sonra, yağmurlu bir gece, Libby`nin annesiyle içinde olduğu araç Ballard Köprüsü’nden geçerken köprüden uçunca, Libby hayatını kaybeder ve Prenses X de onunla birlikte bu dünyadan göçer.
Yıllar sonra bir gün… On altı yaşındaki May, tek başına Seattle sokaklarında dolaşırken bir vitrinin kenarına yapıştırılmış çıkartmayı görür.
O da ne? Yoksa Prenses X mi?
May dikkatle etrafına bakınca her yerde Prenses’e rastlamaya başlar… Çıkartmalar. Armalar. Duvar resimleri. IAmPrincessX. com adresindeki bir internet çizgi romanına adanmış kocaman bir yeraltı kültür olduğunu fark eder. May çizgi romanı inceledikçe Libby’nin hikâyesi ve internetteki Prenses X arasında rahatsızlık verici benzerlikler olduğunu fark eder.
Bunun tek bir anlamı olabilir...
Yoksa...
Harika bir kitaptı. Beni inanılmaz gerdi. Eğer hem gerilim hemde aşk seviyorsanız kesinlikle okumanız gereken bir kitap. Lowen adında bir yazarımız var. Finansal olarak çökmüş durumda. Ona harika bir teklif geliyor. Kaza yapmış ve kitaplarına devam edemeyecek bir yazarın serisini devam etmesini istiyorlar. Çok iyi bir para teklifi olduğu için Lowen kabul ediyor ve serisini tamamlayacağı yazarın evinde kalıp kitapla alakalı taslakları inceliyor. Daha sonrasında yazarın otobiyografisini bulunca her şey akıl almaz bir hale dönüyor.
1 ve 2 ciltlerini okudum. Su gibi aktı gitti. Çok tatlı cizgi romanlardı eğer lgbt temali kitaplar ilginizi çekiyorsa öneririm. 3.cildi almamak için zor tutuyorum kendimi.
Sizi masal diyarlarına yolcu eden bir kitaptı. Kaybolan çocuklar bir zaman sonra masal kitaplarında beliriyor. Kitabın ana karakterleri Sophie ve Agahta bu serüvene dahil oluyor. Sophie karakterini ilk başlarda çok sevmiştim. Kitabın ortalarına doğru nefret etmeye başladım ve beni çok rahatsız etti karakter. Kitaba tahammul edemedim. Devam kitaplarını almayı düşünmüyorum.
