Osmanlı tahtında, bir Abdülhamid vardı. İçine dönük, içten pazarlıklı, neler getireceği, neler yapacağı bilinmeyen, anlaşılmaz, şüpheci ve şüpheli bir sultan!
Bu vatan hainleri ile en büyük mücadeleyi yapan Cennet mekân Sultan Abdülhamid han-ı sani oldu.
Bunun için, masonlar tarafından (Kızıl Sultan) ilan edildi. Sultan Abdülhamid imparatorluğu iktisaden yükseltiyor, pek çok mektepler ve üniversiteler açıyor, memleketi imar ediyordu.
Viyana dan başka bir eşi Avrupa'da bulunmayan modern tıp
Sultanın cevabı; ( Dünyanın bütün devletleri ayağıma gelseler ve bütün hazinelerini dökseler, size bir karış yer vermem. Ecdadımın kanlarıyla aldıkları ve bu güne kadar muhafaza edilen bu vatan para ile satılmaz) olmuştur.
Sultan 1918 Şubat'ında ölünce, bir yakınına; "Tam onun Avrupa hükümdarlarıyla alakasından ve hanedanlar üzerindeki nüfuzundan istifade edeceğimiz bir sırada öldü." diye yazıklanacaktır.
Filistin'de 20-25 bin kadar olan yerleşik Yahudi Sefarad nüfusu, 15-20 yıl içerisinde Avrupalı Yahudiler'in akınıyla 125 bini bulmuştu. Giderek hızlanan Avrupalı Yahudiler'in göçleriyle birlikte Filistinlilerin topraklarına el koymalar,köy baskınları,sabotaj vs. ile tarihin en büyük trajedilerinden birinin fitili ateşlenir. Tek cümleyle, Sultan Abdülhamid'in bozulmasını engellemeye çalıştığı kadim düzenin, emperyalizmin elinde kısa sürede raydan çıktığına şahit olunur.
...Eminönü civarında yer alan ünlü şekerlemecinin şubesi Ali Muhiddin Hacı Bekir yer alır. Eminönü'ndeki yerleri 1777 yılında Sultan 1. Abdülhamid'in (s. 1774-1789) baş şekerlemecisi Hacı Bekir tarafından kuruldu.
Hacı Bekir lokumu icat etmesiyle ünlüdür ve lokum ilk kez onun dükkanında satışa sunulmuştu. Geç yaştaki ölümünün ardından dükkanı Ali Muhiddin Hacı Bekir devraldı; kendisi İstanbul'da rafine şeker kullanan ilk şekerlemecidir (daha önce şekerlemeciler bal ve pekmez kullanmaktadır).
"Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil, milletime emanettir. Milletim bu vatanı kanlarıyla sulamışlardır. O, bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmem."