Elinden geleni yaptıktan sonra, sıra ayağından geleni yapmakta; Gitmek gibi mesela...
Gelir gibi yapıp köşeden 'U' dönüşü yapıyor mutluluk. Bir türlü mutlu olamadık biz de, ama hala U/mutluyuz.
ALACAK
Yol kenarlarındaki
Yağmur mazgallarını
Kumbara sanıp
Harçlığımı atardım
Bu yüzden en çok
Denizden alacaklıyım
Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar.
Sorun atlı karıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar.
"Ben ölünce, kadınım toprağımı al,
Kupa yapıp üzerine şu yazıyı yaz:
Susayınca dudağına götür beni,
Islanırsa dudağın şunu bilesin ki Erkeğindir sana öpücük veren." -Eski Meksika Şiiri
Eskiden oturduğun o mahalle var ya orayı özlersin.
Çocukluğunu özlersin.
Senden gidenleri özlersin.
Ölen yakınlarını özlersin.
‘Artık işime yaramaz’ deyip de çöpe attığın,
Ya da birisine verdiğin oyuncaklarını özlersin.
Geride bıraktığın insanları özlersin.
En kötüsü ne biliyor musun?
Özlediklerinin hiçbirisi geri gelmez.
Sadece “Özlersin”...
Sunay Akın
"Ne iş yaparsın?" dedi.
"Hamalım ben" dedim...
"Nasıl yani?" dedi.
"Elimden tutmasını bilenin, yüreğini taşırım" dedim.
Çocuk değilim artık, büyüdüm.
Biraz yorgun, biraz kırgınım yine de.
Yeter artık!
Giden yolunu, kalan yerini bilsin sadece.
Üzülme gitti diye,
bu yılın modası böyle!
3 gün sever sonra bezer,
senin aradığın Aslı ile Kerem
21. yüzyılda ne gezer.
Özlemin tarifi yok, kim ne demişse sebebi çaresizlik. Yanımdayken bile sana doyamazken, nasıl anlatılırki sensizlik!
Bazen susmak gerekiyormuş, bazen bomboş bakmak hayatın yalanlarına... Anlamaya çalışmak saçmalık! Anlamadan yaşamak gerekiyormuş.. Ama bazen unutmak gerekiyomuş, unutulma pahasına. Zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren...
''Derler ki yıldızdır o kayanlar gökte, bence gökyüzü taş atıyordur sevgilisinin penceresine..
Canım yalnızca sevmek istiyor seni, ne umut etmek ne beklemek, hiçbir şey, sadece sevmek istiyorum seni...