Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Prangalarından kurtulmak...
Mahpusların işe çıkmalarından on dakika sonra biz de, yani ben ve hapishaneye birlikte geldiğim arkadaşım, bir daha dönmemek üzere hapishaneden çıktık, Prangalarımızın sökülmesi için demirhaneye gitmemiz gerekiyordu. Hem bu defa arkamızdan süngülü bir muhafız gelmiyordu. Çavuşla birlikte gittik. Prangalarımızı istihkâm atölyesinde mahpuslarımız çıkardılar. Arkadaşımınkinin çıkarılmasını bekledim, sonra örse yaklaştım. Demirciler yüzümü öte yana çevirip ayağımı arkadan kaldırarak örsün üstüne koydular... Telaşlanıyor, işi ellerinden geldiği kadar iyi, ustalıkla yapmak istiyorlardı. Ustabaşı emirler yağdırıyordu: — Perçini döndür, önce perçini döndür! Tut şöyle, hah!., Şimdi vur çekici! Zincirlerim düştü. Eğilip kaldırdım. Elime alıp son bir kez bakmak istiyordum. Daha biraz önce bunların ayaklarımda olduğuna şaşıyordum. Mahpuslar kesik, kaba, ama nedense memnun seslerle: — Haydi uğurlar olsun! dediler. Tanrı'ya emanet olun! Evet Tanrı'ya emanetiz artık! Hürriyet, yeni hayat, yeniden doğuş... Ah ne tatlı bir an bu!
Sayfa 369Kitabı okudu
Süngülü hürriyet!.. Yoksa bizi de mi oynatacaklar bu oyunda?
Sayfa 21 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
X: Hapisten Çıkış Bütün bunlar hapishanedeki son yılımdaydı. Bu son yılı, aşağı yukarı ilk yılım kadar iyi hatırlıyorum; hele son zamanlarını… Ama ayrıntıları anlatmanın gereği yok. Bir an önce günümü doldurma sabırsızlığıma rağmen, bu son yılın sürgün hayatımın ilk yıllarından daha çabuk geçmesini hiç unutmam. Mahpuslar arasında iyi bir adam
Birçok nasırlı, kuvvetli el bana içten bir sevgiyle uzatıldı. Bazıları elimi tam anlamıyla arkadaşça sıktılar, ama böyleleri azdı. Diğerleri benim birazdan onlardan büsbütün başka bir adam olacağımı pekâlâ anlıyorlardı. Şehirde ahbaplarım olduğunu, benim buradan doğruca o beylere gidip onlarla yan yana, akran gibi oturacağımı biliyorlardı. Bunu
Örgütlenme Aşaması Ülkenin içine düştüğü acı tabloda İstanbul,saray ve hükümetin aciz kalması emperyalist ideallerin gerçekleşmesine olanak sağladı. Azınlıkların aşırı davranışları, İtilaf devletlerinin kuvvetlerinin mütareke hükümlerini açıkça ihlal etmeleri, Wilson Prensiplerini hiçe saymaları, kamuoyunda büyük üzüntü yarattı. Halk en doğal ve
Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,