Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
Reklam
Yatırıldığı akıl hastanesinde ölü olduğuna inanan, bu nedenle de yemek yemeyen ve hiç bir yaşamsal faaliyete katılmayan bir akıl hastası, tüm uzman psikiyatristlerce girişilen her çabaya rağmen, ölü olmadığı konusunda bir türlü ikna edilememiş. Hastanın bu kararından vazgeçmeyeceğini anlayan ve tedavisini üstlenen psikiyatristlerden biri, sonunda hastaya, ölülerin vücudunun kanayıp kanamayacağına dair bir soru yöneltir. Hasta "tabii ki kanamaz, çünkü, ölülerin tüm hayat fonksiyonları durmuştur" der. Bunun üzerine psikiyatrist, küçük bir iğne alıp hastanın parmağına batırır. Bir müddet şaşkınlıkla parmağına bakan ve kanadığını gören hastanın tepkisi ilginçtir: "Lanet olsun! Ölüler de kanarmış. Abraham Maslow İbni sina ;hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz.
Yatırıldığı akıl hastanesinde ölü olduğuna inanan, bu nedenle de yemek yemeyen ve hiçbir yaşamsal faaliyete katılmayan bir akıl hastası, tüm uzman psikiyatristlerce girişilen her çabaya rağmen ölü olmadığı konusunda bir türlü ikna edilemez. Hastanın bu kararından vazgeçmeyeceğini anlayan ve tedavisini üstlenen psikiyatristlerden biri, sonunda hastaya ölülerin vücudunun kanayıp kanamayacağına dair bir soru yöneltir. Hasta "tabii ki kanamaz, çünkü ölülerin tüm hayat fonksiyonları durmuştur" der. Bunun üzerine psikiyatrist küçük bir iğne alıp hastanın parmağına batırır. Bir müddet şaşkınlıkla parmağına bakan ve kanadığını gören hastanın tepkisi ilginçtir. "Lanet olsun! Ölülerin de bedeni kanarmış." İbni Sina'nın dediği gibi: Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz.
Meslek Kadını
Dersiniz: “Bir genç kız yaşı dolunca Mutlaka kendine bulur bir koca. Kocası evine getirir ekmek, O hâlde kadına meslek ne gerek? Kadının mesleği olmaktır karı, O çıkmasın sakın bundan dışarı! Ne lazım erkek rakibi olmak? Değil mi ikisi ezelden ortak? İşçiye olunca rakip karısı Kol artar, ücretin gider yarısı. İkisi alırlar aynı ücreti; Ocağın
Hayatın Anlamı
1.kısım Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur? Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır. Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
Reklam
Yatırıldığı akıl hastanesinde ölü olduğuna inanan, bu nedenle de yemek yemeyen ve hiçbir yaşamsal faaliyete katılmayan bir akıl hastası, tüm uzman psikiyatristlerce girişilen her çabaya rağmen ölü olmadığı konusunda bir türlü ikna edilemez Hastanın bu kararından vazgeçmeyeceğini anlayan ve tedavisini üstlenen psikiyatristlerden biri, sonunda hastaya ölülerin vücudunun kanayıp kanamayacağına dair bir soru yöneltir. Hasta "tabii ki kanamaz, çünkü ölülerin tüm hayat fonksiyonları durmuştur" der. Bunun üzerine psikiyatrist küçük bir iğne alıp hastanın parmağına batırır. Bir müddet şaşkınlıkla parmağına bakan ve kanadığını gören hastanın tepkisi ilginçtir. 'Lanet olsun! Ölülerin de bedeni kanarmış,der. İbni Sinanın dediği gibi: Hiçkimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz..
Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2 Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler: ”Devlet diyorum, herkesin, iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet… İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği
Evleneceğimiz Hanımı Belirlerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
1. Kanaatimizce evlilikte ana mesele uyumdur. Bu da zihin ve hayat tarzında ortaya çıkar. Özellikle hanımefendilerin uysallığı, evliliğin yürümesi için önemlidir. İnsanların ne dediğine değil de eşiyle İslam standartlarına göre yaşam ölçüsü belirlemeyi karakter edinenlerin uyumu daha rahat olur. Ayrıca hanım adayının ailesi ile uyumlu olmak, bu konudaki en kritik başlıklardan biridir. Geçimli olmayı öncelemenizi tavsiye ederiz. 2. Bunun dışındakiler tamamen sizin arzunuza kalmıştır. Örneğin Allah katında haramlardan kaçınan ve farz ibadetleri yerine getiren bir hanım takva seviyesindedir. Nafile ibadet, İslam’ın kişiden kişiye ve şartlara göre değişkenlik gösteren kısmıdır. İnsan, kendi nasılsa eş adayından ona göre beklenti içinde olmalıdır. 3. Tesettür, Allah’ın emrettiği tesettür ise renge takılmak çocukluk olur ancak yine bu da kişinin zevkine kalmış bir meseledir. Kıyafet yerine kafa yapısına odaklanmak daha doğru olandır. 4. Bir hanımdan aynı anda onlarca kabiliyet beklemek makul değildir. İnsan robot olamaz. Hanımın becerikli olduğu işler vardır, zorlanacağı durumlar vardır. Bunlar ise zaman içinde ortaya çıkar. 5. Hanımınızı nerede görmek istediğinize göre de çalışan/çalışmayan tercihini yapabilirsiniz. Çalışmanın niteliği ve gerekliliği elbette ki kararı etkiler ama bu tamamen sizin eşinizi görmek istediğiniz yerle ilgilidir. 6. Anne babanızın rızası olan evliliğe şartlanın. Yoksa bereketi eksik olur. Tabii ki onların üstünde Rabbinizin olduğunu unutmayın. Dua ile Allah’tan yardım dileyin. Allah sizleri umduğunuzdan daha iyileri ile karşılaştırsın.
Toplumumuzdaki yalnız ve kurallara uygun yaşayan insanların hayatlarına baktığımızda çoğunlukla ortaya çıkan şaşırtıcı gerçek, ilişkilerde sevgi öğesinin ne kadar az yer tuttuğudur. Doğal olarak insan ilişkilerinin çoğu birçok nedenin karışımından oluşur ve içlerinde değişik duyguları bir arada barındırırlar. Bir erkekle kadın arasındaki, (belli
Reklam
Seni Kovuyorum SOYTARI (Öykü)
Treatland'da o gün de her şey bir önceki gün gibiydi... Tek bir şey dışında. Soytarı sabaha kadar uyuyamamış yatağında bir o yana bir buyana dönüp durmuştu. Sabahın yaklaştığını haber veren horozların ötüşüne ilk kez bu kadar çok sinirlenmişti. Nedendir bilinmez çocukluğundan bu yana pek de haz etmezdi horozlardan ve horozları anımsatan
660 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.