"Her insanda sürekli iki arzu vardır; biri Tanrı'ya doğru, öteki Şeytan'a doğru. Tanrı' ya sığınış, bir yükselme isteğidir; şeytanın yahut hayvanlığınki ise, bir iniş mutluluğudur. "
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar ; insanlık tarihine yön vermiş belirleyici anlar üstüne kısa denemelerden oluşuyor. Toplamda 14 hikaye anlatılmış ve hepside gayet sürükleyici.
Stefan Zweig dendiği zaman hemen akla novellalar ve romanlar geliyor fakat bana kalırsa esas başarılı olduğu konu Biyografiler.
Kitap 14 bölümden oluşuyor;
• Ölümsüzlüğe Kaçış
• Bizans'ın Fethi
• Georg Friedrich Haendel'in Dirilişi
• Bir Gecelik Dâhi
• Waterloo'da Yazgıyı Değiştiren An
• Marienbad Ağıdı
• Eldorado'nun Keşfi
• Bir Kahramanlık Anı
• Okyanusu Aşan İlk Sözcük
• Tanrı'ya Sığınış
• Güney Kutbu İçin Mücadele
• Mühürlü Tren
• Cicero
• Wilson Başarısızlığa Uğruyor
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
Stefan Zweig'in okuduğum tüm eserlerini sevdim diyebilirim. Fakat "İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar" kitabı bana zevk vermedi. Stefan Zweig, bazı kısımlarda objektif bakış açısını fazla kaybetmişti. İlla da okuyun, diyebileceğim bir kitap değildi. En beğendiğim bölüm ise MARİENBAD AĞIDI oldu. Goethe'nin kendisinin en çok sevdiği yapıtıdır. Yürekli bir veda ve kahramanca bir yeniden başlayıştır. Okurken biraz duygulandım. 74 yaşındaki şairin aşık olduğunu görüyoruz ve bunun sonucunda yazılmış bir ağıd.
Dostoyevski yargılama değil, anlama peşindeydi ve doğruya yanlışla ulaşmaya çalışan insanlara önem veriyordu.
Mesela Raskolnikov... Yoksulluktan hukuk fakültesini bitiremeyen bir genç. Karın gurultularıyla tek göz bir odada yaşamaya çalışıyor. Bir gün kız kardeşinin altın yüzüğünü rehin vermek için tefeci bir kadına gidiyor ve daha ilk görüşte o