Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TÜRKLÜKTE YENİ DÖNEM. IRKTAN ZİYADE İDAELLER
Türk olmanın tanımının evrildiği günümüzde, geçmişte babanın Türk olma şartı artık eski özelliğini yitirmiştir. Nüfus sayımızın artmasıyla birlikte, sadece soy bağlantısı üzerinden Türklük tanımının daralması, Türk milliyetinin eksilmesine neden olmuştur. Bu durum, sadece biyolojik bir bağlantıdan öte, kültürel, tarihsel ve toplumsal bir bağlamda Türk olma gerekliliğini ortaya koymaktadır. Babanın Türk olma şartının sadece Türk vatandaşlığına hak kazandırmakla sınırlı olduğu bir dönemden, Türk olmanın daha derin bir anlam taşıdığı bir döneme geçiş yaşanmıştır. Artık Türk olmak, salt kimlik kartına sahip olmak değil, Türk kültürünü anlamak, geleneklerini benimsemek, törelerine saygı göstermek ve en önemlisi Kadim Türk tarihini bilmektir. Aynı zamanda bu değerleri içselleştirmeyi gerektirmektedir. Türk olabilmek için sadece bilgi sahibi olmak yetmez, aynı zamanda bu değerleri yaşam tarzı haline getirmek ve günlük hayatta uygulamak gerekir. Sonuç olarak, Türk olmak artık sadece biyolojik bir bağlantıdan çok daha fazlasını ifade etmektedir. Türklük, soydan ziyade kültüre, geleneklere ve tarihe duyulan bağlılıkla şekillenmiş bir kimliktir. Bu bağlamda, Türk olabilmek için Türk harsını, töresini, tarihini içselleştirmek ve yaşam biçimi haline getirmek gerekmektedir.
“…Ben iyi bir Hegelciyim. Eğer iyi bir teoriniz varsa gerçeği unutun.”
Hegel ile Marx arasındaki farklar ve ortak noktalar 1-Felsefi Yaklaşım: -Hegel, idealist bir perspektiften gelir ve gerçekliği tarihsel süreç içinde gelişen bir ruh veya bilinç olarak görür. -Marx ise materyalist bir bakış açısına sahiptir ve gerçekliği maddi şartlar, ekonomik ilişkiler ve sınıf çatışmaları temelinde açıklar. 2-Diyalektik
Reklam
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Türkiye Niçin Geri Kalmış Bir Ülkedir?
Türkiye niçin geri kalmış ülkedir? Çünkü Batının büyük endüstrisi ve ileri tekniği Türkiye’ye hem girmiş, hem de güç ve az girmiştir. Büyük endüstri ve ileri teknik Türkiye’ye niçin hem geç, hem güç, hem az girmiştir? Çünkü işveren sınıfımız makine kullanmaktan ise ucuz iş eli kullanmayı daha kârlı bulmuştur. Batıda büyük makine endüstrisi ve
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_ _Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir. _Önerme Türleri_ _1- Nitelik bakımından:
içindekiler ve önsöz
Sf:17 Şimdi tek bir varlık haline gelmiş bulunan çağdaş hayat evreninde insanlar inandıkları dine göre yeni bir yaşama biçimi, varoluş formu denemek istemektedirler. Uzun süren tarihsel tecrübenin bilgisi ışığında konuşulduğunda, modernitenin köklü bir sapma olduğu yaygın kabûl görmeye başlamıştır. Bilhassa dinden kaynaklanan modernite karşıtı söylem aynı zamanda dinin geri dönüşe ilişkin beklenti ve tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Bu durum moderniteye karşı mücadeleyi başlangıcından beri sabırla yürüten İslâm'a özgü değildir sadece; buna Hıristiyanlık ve Musevilik öncelikle dahildir. Dolayısı ile modern projenin köklü bir bunalım yaşamakta olduğu giderek yaygın bir kanaat haline gelmektedir. Denilebilir ki, yaşanmakta olan bunalımın temelinde modern dünyanın/projenin kısaca modernitenin hayat alanına ilişkin olarak kendisini yeniden üretememesi yatmaktadır. Müslümanlar yaklaşık 17. yüzyıldan, modern dünyanın güç-leri ile karşılaştıkları tarihten başlamak üzere, uzun soluklu bir mücadele ile bu "projeye" cevap vermeye çalıştılar. Üç yüzyılı aşan mücadelenin vardığı noktada Müslümanların yaşadıkları coğrafya ve değerlerinin büyük çoğunluğu modernitenin ve modern dünyanın bir parçası olmaktan kurtulamadı. Sonuçta modern dönemin değerleri ile hesaplaşma halinde olduğumuzu sanırken, içeriksel anlamlarını onun belirlediği kavramlarla düşünmekte olduğumuz belirginlik kazandı.
Modern Dünyada Müslümanlar
Modern Dünyada Müslümanlar
Reklam
Sorun teolojik mi Sınıfsal mı?
Son zamanlarda halk düşmanı AKP’giller’in ahlâksızlıkları o kadar ayyuka çıktı ki, artık sayıları bir elin parmağını geçmeyen, AKP’giller’den nemalanmayan, AKP’giller’in günbegün inşa ettikleri Ortaçağcı Faşist Din Devleti için onurunu satmayan, kendilerince insancıl değerleri yaşatma derdinde olan ilahiyatçılar; AKP’giller’in dini kendi
Yüzyıldan fazla zaman önce ABD Afrika'nın Batı kıyısında bir toprak parçası satın aldı ve ilk bağımsız siyahi devleti olan Liberya'yı kurdu. Bu, Amerika'nın utanç verici "Siyah kargo" (kötülükleriyle akılda kalan siyahi köle pazarı) uy- gulaması için bir özür girişimiydi. Bu bölgede avlanıp, zorla Okyanus ötesine köle olarak götürülen insanların torunlarının bir bölümü Liberya'ya geri gönderildi. Ve ne oldu: Bu geri döndürülen köleler, burada bulunan, kökenlerini borçlu oldukları siyahi halk üzerinde olağanüstü bir tahakküm kurdu. "Yüz ailenin korku iktidarı" olarak bilinen siyahi kastın bu tahakkümü yüz yıl sürmüş ve 1980'de askeri darbe ile sona erdirilmiştir. Tüm bunlardan sonra, hayatta kimi zaman iyi niyetli işlerin ters tepebildiğini ya da iyi veya kötü niyetlerin tarihsel anlamda bir önemi olmadığı sonucunu çıkarabiliriz. Bu yüzden, bencil güdülerden olumlu sonuçlar, en asil olanlardan ise kötü sonuçlar alındığına şahit olabiliyoruz. Diğer taraftan, söz konusu durum, kölelerin, acı çekenlerin içinde gizlenmiş zorbalar olabildiğini ve pek çok şeyin fırsat meselesi olduğunu göstermektedir. Halkın deyimiyle, Tanrı ne yaptığını bilir.Aslında insanlar yalnızca dışarıdan bakıldığında efendiler ve köleler olarak ayrılır. Ahlaki açıdan her insanın içinde efendi de vardır köle de ve bazen nesnel olarak kimin ne olacağı, yani tarihsel süreç içerisinde bu iki olanaktan hangisinin gerçekleşeceği şartlara bağlıdır.
SİYONİZM VE LGBT Dünya genelinde istikrar ve düzenin bozulmasına öncülük eden Siyonizmin LGBT ajandası 23 Kasım 2023 MESELE meselelgbt.com/haber-mesele-si... Siyon kelimesi, Yahudilerin kutsal kitabında Kudüs şehrini ifade etmekte olup bugünkü anlamı Filistin topraklarının tamamını kapsayacak şekilde
⭕️ Ali Adalı Özellikle tek tanrılı dinlerin merkezî hegemonyayla iç içe gelişimi hayli öğreticidir. Çıkışları mutlak hegemonla bağlantılıdır. Tanrı,Allah kavramı ya baş hegemona alternatif bir kavramdır ki bu durumda din muhalif ve direnişçidir,ya da hegemonun bizzat kutsallaştırılması ve tanrısallaştırılmasıdır; bu ikinci durumda din merkezî hegemonik sistemin yansımasıdır. İlişki ve çelişki itibariyle ikisi arasında çok yoğunca yaşanan ve savaşılan bir durum söz konusudur. Tek tanrılı dinler tarihini ancak merkezî hegemonik iktidarın tarihiyle birlikte inceleyerek anlayabiliriz. Başka türlü dinler tarihi anlaşılamaz. İktidar ve ekonomik temelden kopuk bir dinler tarihi koca bir safsatadan ibarettir. Din,tanrı,hegemon,iktidar ve ekonomi arasındaki ilişki sanıldığından daha yoğundur. Hegemonik iktidarın zamanı ve mekânı zincirleme kuşatması gibi gerçek tarih din,tanrı,hegemon,iktidar ve ekonomi iç içeliğiyle kuşatılmıştır. Tarihsel toplum bu tür kuşatmalar,halkalar halinde tezahür ederek günümüze varır.
393 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.