...Bizim bahsettiğimiz tarih şuuru içinde, diğer iki tarih anlayışı da gerçek değerini ve yerini bulduğu için, insan kaderin elinde oyuncak değil; kader insana yüklenmiş olarak, insanın yaptığı kaderdir. Buna göre, benim insani memuriyetim gereği "davayı BEN gerçekleştireceğim" çünkü, "kimse kaderin sırlarını ve tecellilerini olduğu yerde beklemek selahiyetinde ve kudretinde değildir. Kader, bir amel meselesi değildir; bir itikad meselesidir."
Halin, geçmiş, hal ve geleceği ifade ettiğini söylemek oldukça sıradan. Ancak, gerek bunun nitelenmesi ve gerekse çetin fikir çileleri ile kutuplaşıp, sıradan hale gelince mahrum nasipler üzerinde tesir meydana getirmez nice kavramlar gibi, yeniden anlaşılması gereken bir mesele. Bu bakımdan, eşya ve hadiselerin sürekli yapısı içinde zamanın zahiren geriye dönüp geçmişin haldeki duruma bağlanması, adeta geçmişin bilgisini ruha yansımış halihazırda "oluş" içindeki şuurla yeniden kurma ve halde "zaman ölçüsü" yakalama işinin, vesikalara dayalı malum tarih anlayışından ve hale muhatap olana nisbetle hükmünü ona hakim kılan tarih görüşünden farkını işaretleyebilmek için, "tarih şuuru" yerine "zaman şuuru" dedik.
Reklam
Kulaklarım fikir adıma karga seslerinden başka bir şey duymaması ve maymunlaşması bir yana, kendisini yok edecek fikirsizliği insiyakla olsun sezme iktidarından malrum uyuşukluğunu, en azından müspete ihtiyacı gösterecek olan bir cinnet patlamasın dan başka ne sarsabilir? Hani, "Mütefekkir'in 'his iptali' olarak vasıflandırdığı, ıstırap çekme hassasının bile kaybolduğu hâl.
Bu değişiklikler hep birden düşünülünce muhayyilemizde tıpkı bir gül gibi yaprak yaprak açılan bir İstanbul doğar. Şüphesiz her büyük şehir az çok böyledir. Fakat İstanbul'un iklim hususîliği, lodos poyraz mücadelesi, değişik toprak vaziyetleri bu semt farklarını başka yerlerde pek az görülecek şekilde derinleştirir. İşte İstanbul bu devamlı şekilde muhayyilemizi işletme sihriyle bize tesir eder. Doğduğu, yaşadığı şehri iyi kötü bilmek gibi tabii bir iş, İstanbul'da bir nevi zevk inceliği, bir nevi sanatkârca yaşayış tarzı, hatta kendi nev'inde sağlam bir kültür olur. Her İstanbullu az çok şairdir, çünkü irade ve zekâsıyla yeni şekiller yaratması bile, büyüye çok benzeyen bir muhayyile oyunu içinde yaşar. Ve bu, tarihten gündelik hayata, aşktan sofraya kadar genişler.
Sayfa 120
198 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize iyi geceler olsun. Jack London’un 10 öyküsünü içeren, bazıları da okuduğumuz, Amerika’nın yerlileriyle ilgili hikayeler özelinde anlatımlar yapan kısa bir öykü kitabı. Yoksulluk, Mutsuzluk, Sevgi gibi konular yanında sosyal hayata yönelik durumların da bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor bu kitap. Çok öyle mükemmel,
Buzun Çocukları
Buzun ÇocuklarıJack London · Alfa Yayıncılık · 2021100 okunma
320 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize şimdiden ramazan ayının huzur, bereket ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum. Sonu da adı gibi bayram niteliğinde bir ramazan ayı geçirmek dileğiyle. Feminizm hareketi hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben fikrimi baştan söylemeyi tercih ediyorum. Feminizm hareketine, bir örneklendirme yaparak cevap vereceğim.
Büyük Evin Küçük Hanımefendisi
Büyük Evin Küçük HanımefendisiJack London · Maya Kitabevi · 2018182 okunma
Reklam
342 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.