. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Honkaku türünün öncülerinden biri olan Keikiçi Osaka yazdıklarıyla şöhrete kavuşamadan, 33 yaşında hayatını kaybediyor.
Doğaüstünden çok mantığın önemli bir rol oynadığı Honkaku, Japon dedektif ve gizem kurgusunun edebi bir alt türü aslında. Maalesef İkinci Dünya Savaşı’ndan önce bu türün halk için büyük bir huzursuzluk yarattığına inanılmış ve
Ölen şehirlerdir Taha değil
Kuruyan nehirlerdir
Lâmbadır sönen kış dökülmüş içine
Sonbahar yaprağı ırmağı emmiş
Asfalttır çekilen sıva bereket toprağının
Bu Taha'nın ölümü değil yürüyüşü mezarların
Kabirlerin şamarıdır çağın yüzüne
Geceye batışıdır taş bakışlarının
Tarihle öpüşme bitmiş demektir
Güneşten aya
Aydan geceye inmiş demektir
I.veda neziri
sözün harfi bağışlamadığı yerden geldim
sabır telkin eden ayaklarımı unutup
taşın ve suyun uzağına geldim
oysa erkenmiş daha
ceplerimi sökerek ayrıldığım kendimden
ne kadar uzak düşsem
TARHUN
Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng,
Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı
kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı.
Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek
çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
yüzümde beş bıçak yarası
bir org çalınır gibi yanıbaşımızda
öyle kendinden geçmiş, öyle başıboş
öyle derin duygular içindeydik, anlatılmaz
sarhoş rüzgarlara bıraktık kendimizi
aldığını geri vermez dalgalara
görmediğimiz ülkeler gördük gün doğusunda
tatmadığımız yemişlerden tattık; günahkar olduk
alevden bir tasta eridi günler
bir cehennem
Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi
Hani sen iyiydin
Halden anlardın
Hani sen git demiyecektin bana
Ve ben herşeye rağmen gelecektim
İçimde bir umut
Ellerimde olgun meyvalar
Dünya nimetleri