Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Refik Amca'nın hüzünlü hikayesi... İhtisasımın sanırım ikinci senesi... Kanser polikliniğinin çömez asistanıyım, Üzeri kan, idrar, balgam vs lekeleriyle süslü buruşuk mavi takımımla geceleri nöbet tutuyorum, gündüz polikliniğin işlerinde koşturuyorum. İki günde bir de insani bir saatte çıkabilirsem eğer hastaneden eve gidip uyumaya çalışıyorum.
Anne-Baba ve Çocuklar “Yeni nesillere akılcı bir terbiye verme meselesi...” Snelman ile arkadaşları Finlandiya’yı uyandırmak için bütün ümitlerini buna bağlamışlardı. Gençlik meselesi Snelman’ın en sevdiği bir konu ve aynı zamanda kendisinin en hassas ve ıstırap duyduğu meselesiydi. Snelman kimi zaman gençleri yüzlerine karşı azarlıyor
Reklam
Kabahat gerçlerde değil, sizdedir. Siz gençleri nasıl terbiye ederseniz, onlar da öyle yetişir. Gençlere verdiğiniz terbiye nedir? Sadece hiç!.. Anneler ev işleri ve yemek yapmakla; babalar da memuriyet, ticaret, dükkân veya fabrika işleriyle meşgul olurlar. Geceleri de geç vakitlere kadar zamanlarını kahvehane ve kulüplerde oturarak ve
Sayfa 153Kitabı okudu
Ulviye Alpay
Bugünlerde cümle âlem işi gücü bırakmış, onun bunun aşkını konuşuyor... Acaba Amerika Irak savaşında bu kadar üzüldük mü ? Olaylar , görüntüler... bu kadar bağladı mı bizi televizyona. Yalın ayak çocuklar, ağlayan kadınlar, yüreğine taş basan babalar...alevler, mermiler, bombalar arasında ölüp giden insanlar...bizim ne kadar uykumuzu kaçırdı...tansiyonumuzu yükseltti. Yoksa kanal mı değiştirdik görmeyelim diye. Eğitim Gönüllülerine katkı olsun diye parmağımız bilgisayar tuşuna değdi mi ? Yine yardım amaçlı kampanyalar için bir mail attık mı ? Yoksa bana ne mi dedik ?
Sayfa 239 - Dünya AğacıKitabı okudu
23 Çocuğa Kol Kanat Geren, Hayatı Mücadeleyle Geçmiş Bir Sanatçı: Turgay Tanülkü 1970 döneminde Ulucanlar Cezaevi'nde siyasi nedenlerle hapis yattım, 18 yaşımdaydım. Ve uzun dönem işkence gördüm, çocuğum olamayacak kadar ağır işkence gördüm. Bizim hayatımız hep bir dram. Çok mutlu olan bir kesimden değilim. Ankara'da liseyi bitirmiştim, hukuk
Babalar, sırtlarında yaralı yavruları, kadınları, üç yüz adım kadar ötedeki eski Yahudi Hastanesi'ne doğru koşuyorlar. Avlulardan, bodrumlardan yıkılmış duvar taşları arasından çıkarılan ölüler kaldırımlarda yığıştırılıyor. Ne kadar da çok ölü var! Tvarda tarafından yaralı taşınıyor. Kimi sedyelerle, kimi dolap kapıları üstünde. Binaların üst kat pencerelerinden çıkan ateş dilleri Sliska'yı aydınlatıyor. Havayı yanık taş, tuğla, çul, et kokuları dolduruyor. Binaların damlarında, saçaklarında rüzgar uluyor; rüzgar ateşi körüklüyor. Sliska yanıyor.
Sayfa 119 - Ötüken Yayıncılık
433 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.