Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben bu kadını yedi yaşımdan beri okuduğum kitaplardan, beş yaşımdan beri kurduğum hayal dünyalarından tanıyordum. Onda Halit Ziya'nın Nihal'inden, Vecihi Bey'in Mehcure'sinden, Şövalye Büridan'ın sevgilisinden ve tarih kitaplarında okuduğum Kleopatra'dan, hatta mevlid dinlerken tasavvur ettiğim, Muhammed'in annesi Amine Hatun'dan birer parça vardı. O benim hayalimdeki bütün kadınların bir terkibi, bir karışımıydı ..
Sayfa 56
"Küçüklüğünde sevilmeyen, okşanmayan, nazını çekecek kimse bulunmayan bir çocukta ince ve güzel hislerin doğmasına nasıl imkân tasavvur edilir?"
Sayfa 167 - Homonglos
Reklam
167 syf.
8/10 puan verdi
Gökkuşağından Sürülen Çocuklara
tüm “öteki”lere ithaftır. Hêjîra çiyayî Delala çîyayî Dar hejîrokê Xemrevînokê Nav gul û giyayî
Nar Çiçekleri
Nar ÇiçekleriMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20123,983 okunma
Ondan ayrılmanın bana güç geleceğini biliyordum. Fakat bunun bu kadar korkunç, bu kadar acı olacağını tasavvur edememiştim.
416 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Simeranya Kaşifi: Samim
★ Peyami Safa'nın 1950 yılında Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilen ve üç ana bölümden oluşan Yalnızız; isminden anlaşılacağı üzere bir arada yaşamasına rağmen kendi içinde 'yalnız' kalan, baskı altında ve dar bir alana hapsolmuş roman kahramanlarının hikayesini anlatır. ★ Meral, gizlice görüştüğü Samim'in, ağabeyi Ferhat’ın ve sonunun
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921,8bin okunma
Her zaman ki gibi babaannemi ziyarete gittim.Hiç değişmeyen hâliyle yine sessizliğine bürünmüştü.Sessizliğin verdiği sükutu ile ona çektiğim nasılda belli. O hep kendi halinde biri oldu . Acısınıda hüznünüde kalbinin en muteber yerde saklar,kimse görmesin dokunmasın diye.. Kendine has yaşadı bunca yıl. Çok düşkündür bana.Nene torun ilişkisi değil bir arkadaş muhabbbeti vardır aramızda.Saçıyla oynarım ellerini avucuma koyar koklarım en derinden .Elleri nasır tutmuştur geçmişin izinden derin acılardan.Birtek ben anlarım onun acısını evet ben anlarım çünkü herkes ona afaki bakarken ben ona bir kitap gibi bakıp sayfalarında dolaşır dururum.Benim ona sevgim çok başkadır.Anlat deseler bir kelama sığdıramayacak kadar acizimdir. Bugün onun bu fotoğrafını çekerken bir hâyli düşündüm,ağladım.Yorgun bedeninin verdiği hâletin içinde kendimi tasavvur ettim.Nasıl da bir çaresizlikti bu.Saatlerce etkisinde kayboldum.Yaşlanıyorsun ve ömür denen sermayenin yavaş yavaş sona erdiğini görüyorsun. Çok garip. Vakitler öncesinde bir yerde bir söz duymuş idim,derki: “Acıyı gel bana sor. Ne vakit konuşsam kan gelir ağzımdan. İşte bir mendil,en fazla bu kadar kanayabilir!”İşte benim babaannemde gördüğüm histe tamda böyle.. Ne zaman onu düşünsem kalbimin en derinliklerinde onun izine rastlarım.Bana çok şey öğretti çok şey kattı hayatın sırrından.. Yeterki bakmak ile görmek arasında saklı olan o ince çizgiyi bana öğretene kadar.. Rabbim senden ebeden razı olsun gül kokulum.
Reklam
357 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
68 günde okudu
Ulus Baker doktora tezinden uyarlanan kanaatlerden imajlara kitabıyla modern toplumların, “kanaat toplumları” olduğunu öne sürerek başlıyor işe.. Kanaat toplumunun “ne” olduğunu açıklayıp ona eleştirel bir bakış açısı getirdikten sonra, toplumu ve siyasal gerçekliği “kanaatler” temelinde değil, “duygular ve sezgiler” temelinde değerlendiriyor. İmajların gündelik hayatın her alanını kaplamasının, kanaatleri ve dolayısıyla insan düşüncesini belirlemedeki önemini vurgulamış, imajları klişeler olmaktan çıkararak toplumsal düzeyde işleyen duygulara yol açabilen bir niteliğe kavuşturabilecek bir “duygular sosyolojisi” oluşturulması savını sunmuştur. Marx’ın ünlü sözünde : “filozoflar şimdiye kadar dünyayı yorumlamakla yetindiler, ama önemli olan, onu değiştirmektir”. kısacası, “bilmemek” olarak bilgisizlik, bilimsel bilginin elde edilmesinden önce gelen bir durum değildir, tersine ondan sonra gelir: eylem yoluyla başarılır.. Tasavvur, ya da sanat işi- yeniyi yaratmaya yönelen zihinler. Her konuya artık alışkın olduğumuz o ustalıkla değiniyor.. Marx'ın uyarısına kulak vererek, toplumu kavramanın yolunun, insanların eylemlerini ve bu eylemlerdeki duygudaşlığı kavramaktan geçtiğini öne sürmekte, insanlara kendileri hakkındaki kanaatlerini sormanın anlamsızlığını kelimesi kelimesine işliyor. Büyülenmemek elde değil.. :) ''Toplumsal tip sokaklar ile kitaplar arasında saptanabilir..'' diyerek bitiriyorum. :) Gerçekten de, insanlar bildiklerindense bilmeyip anlamadıkları şeylere inanırlar. Bilmek için okuyunuz.. :)
Kanaatlerden İmajlara
Kanaatlerden İmajlaraUlus Baker · Birikim Yayınları · 202298 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.