Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Gel gelelim bugün birçoğumuzun da bildiği, başucumuzdan hiç ayırmadığımız, ilkokul sıralarında oturduğumuz o heyecanla kitaplarla ilk tanışma serüvenimizde bize eşlik eden ve hayat boyu ders veren nitelikte olan nadir kitaplarımdan bir diğeri olan “Kelile Ve Dimne”nin incelenmesine:) Kelile ve Dimne tarih boyunca en çok okunan, çevrilen ve
Kitap oldukça vasat hikayelerden oluşuyor. Ne anlatım açısından ne de hikayelerde geçen olaylar açısından hiç bir dikkat çekici özelliği yok. Bir örnek vermek gerekirse kitaptaki bir öyküde bir adam bisikletle giderken takılıp düşüyor, bunu pencereden gören kızı üzülüyor, annesi de hemen kızı içeri çekip penceriyi kapatıyor. Bütün öykü bundan ibaret ! Çok ilginç.. Online kitap satan bir sitede bir okuyucu "Buradaki öyküler anca ortaokul kitaplarında yer alabilir" demiş, bence de doğru. Daha iyi yazarlar, eserler varken okuyucular için vakit kaybı olacağını düşünüyorum.
Video: youtu.be/WZ-jl7bpQf0
Tasmalı Güvercin.
Cemil Kavukçu'dan okuduğum ilk kitap.
Tasmalı Güvercin, müstakil öykülerden oluşan, 100 sayfalık bir öykü kitabıdır.
Tasmalı Güvercin'de; Kavukçu, okurunu köylerde, kasabalarda dolaştırıyor. İnsan hayatlarından sunduğu çeşitli kesitlerle son derece canlı görüntüleri okurun hayal
Cemil Kavukçu Meraklılarına...
Sıkı bir Cemil Kavukçu okuyucusu olmama ve öykülerini zevkle okumama rağmen Tasmalı Güvercin'de aradığımı bulamadığımı söyleyebilirim. İki bölümden oluşan kitapta on bir öykü bulunuyor. Görünmeyen ve Defter başlıkları altında bulunan öyküleri yavan bulduğumu, öykülerin mesajlarına ulaşamadığımı, oldukça yalın ve sade diline rağmen bir türlü istediğim okuma temposunu yakalayamadığımı ifade edebilirim. Bununla birlikte Cemil Kavukçu'nun Türk edebiyatında, öykücülüğümüzde yeri bellidir. Okuma pratiğimin diğer okuyucuları olumsuz etkilemesini istemem. Ki bilinçli okuyucu Cemil Kavukçu bu kitabında nasıl öyküler yazmış diye mutlaka bakmak isteyecektir ki doğrusu da budur.
Tasmalı Güvercin, öykücülüğümüzün son dönemine damgasını vurmuş yazarlardan birinin, Cemil Kavukçu'nun çok önemli bir ustalık yapıtı. Kavukçu, okurunu bambaşka bir dünyaya götürüyor. Sessiz kasabaların birer kartpostal gibi hareketsiz görünümlerinin ardında yaşanan tekinsiz, ama alabildiğine renkli dünyasına..
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve ben beğendim. Yazarın dili oldukça akıcıydı zaten kısa bir kitap ve bir oturuşta bitirilir. Kısa kısa hikayelerden oluşuyor ve benim en sevdiğim hikâye kısa olmasına rağmen Tasmalı Güvercin'di.
Yazardan ilk kitabımdır #tasmalıgüvercin
Önce kitap ismiyle dikkatimi çekti sonra #saitfaikhikayearmağanı ile. Durum hikayelerinin en iyi temsilcilerinden ve benim de çok sevdiğim bir yazardır #saitfaikabasiyanık
Bu yüzden #cemilkavukçu nun diğer kitaplarını da heyecanla okuyacağım.
Süregelen hayatımızda bir anın anlatılması, illa heyecan uyandırması gerekmeyen sıradan bir olayı okumak, çevremizde de tanık olduğumuzu bilme hissi zaten öykünün içinde yaşatıyor sizi.
İki bölümden oluşan ve birkaç saatte okunabilecek kadar kısa bir kitaptı. 🕊Özellikle kitaba ismini veren hikayeyi çok sevdim. Sade ve etkileyici anlatımıyla kalbime dokundu.
Tasmalı Güvercin iki kısımdan oluşan bir öykü kitabı. Cemil Kavukçu yine birbiriyle bağlantılı hikayeler anlatmış, birbiriyle alakasızmış gibi görünen. İlk bölüme Görünmeyen, ikinci bölüme Defter ismini vermiş. Yazar yine insan hikayelerini anlatırken, kasabalardan, kuşlardan, denizlerden, gemilerden bahsetmiş. Yine her hikayede yalnızlığa değinmiş, yalnızlığı bazen tercih edilen, bazen maruz kalınan bir durum olarak anlatmış.
Kitap hintli bilge Beydaba tarafından ikibin yıl önce Hintli hükümdar Debşelim' in isteği üzerine fabl tarzında yazılmıştır. Beydaba ' nın bu kitabı yazmasına kadar başından geçenler de ilham verici bir serüven olmuş bence. Debşelim önce halkının hainden anlamayan zalim bir Hükümdar iken Beydaba hayatını riske atarak ona öğüt vermiş. Kitabın giriş bölümünde Beydaba' nın bu macerası da ayrıca hikaye edilmiş.
''Fabl ya da Öykünce sonunda ders verme amacı güden, güldüren, düşündüren ve genellikle manzum öykülerdir. İnsana ait bir özelliğin insan dışında bir varlığa verilmesidir. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve insanlar gibi davranır. ''
Beydaba yazdığı kitabın her kesime hitap etmesini, öğüt vermesini, eğlendirmesini, kolay anlaşılmasını, hem de okuyan hiç kimsenin kötü tepkisini çekmemesini istiyordu. İşte bu düşüncelerle bir tek sözlerini kağıda aktaran yardımcısı ile eserini ilmek ilmek dokudu.
Fabl deyince aklımıza hemen La Fontaine gelmesi, batının daha iyi kültür aktarımı yaptığının en büyük ispatı. Bizim eğitim müfredatımızda, eğer yoksa, mutlaka Beydaba ' nın eserleri gibi değerler olmalı. Kitabın içinde bulunan öykülerin başlıkları;
1) Arslan ve Öküz
2) Gerdanlı Güvercin [Yahut Tasmalı Güvercin]
4) Maymun ile Kaplumbağa
5) Âbid ile Gelincik
6) Tarla Faresi ile Gelincik
7) Hükümdar ile Fenze Adlı Kuş
8) Arslan, Âbid ve Çakal
9) Dişi Arslan, Avcı Süvari ve Çakal
10) îlaz, Bilaz, îraht
11) Gezgin ile Kuyumcu
12) Şehzade ve Arkadaşları
Izolasyonda okumaya devam "Kuş mu adamı gezdiriyordu, adam mı kuşu; kuş mu boynundan tasmaliydi, adam mı elinden kuşa bağlıydı, belli değildi."
Cemil Kavukçu nun öykülerini okurken yazarin kendisi,karakterleri ve okuyan Ruh-u revan icindeymişçesine...
Özgürlük!
Ne demek özgürlük?
İnsanların seni istediği kalıba sokup sonra istediğin hayatı yaşayabilirsin demeleri mi?
Peki girdiği kalıptan kaçımız çıkabiliyoruz?
Kaçımız boynumuzda ki ipleri çözüp gidebiliyoruz?
En önemlisi de artık boynumuzda ki iplerin olmadığını düşünün
Boynumuzda ki ipler olmadan nasıl yaşanır bilebiliyor muyuz?
Peki böyle yaşamak özgürlük müdür?
Aklıma bisiklet sürmeyi öğrendiğim zamanlar geldi. Arkadaşım ben tutuyorum korkma derdi. Ona güvenir çevirirdim pedalları.
Hatırlıyorum da dört tekerlekli bisiklete bile binemezdim çünkü beni tutan arkadaşım yoktu. Tekerleklerin beni dengede tutamayacağını mı düşünüp güvenmiyordum yoksa kendime mi güvenmiyordum bilmiyorum
Belki de arkadaşım olmadan nasıl sürülür bilmiyordum
Sonra nasıl öğrendim sürdüm bisikleti hatırlamıyorum bile
Bazı insanlar özgürlüğü kabullenmez dayatılana öyle alışmıştır ki başka türlü nasıl yaşanır bilmez
Peki sadakat
Sana sadık olmayana ne yaparsın veya sana sadık olmadılar diye herkese aynı gözle bakıp cezasını suçsuzlara mı yüklersin
Herkesin maalesef böyle bir hikayesi vardır. Kime sorsan yanlış insanlara güvendiğim için artık kimseye güvenmemeyi öğrendim. Tamam da benim suçum ne? Bence gayet güvenilecek bir insanım :)
Tasmalı güvercin öyküsü biraz bundan bahsediyor
Kitap bir çok öyküden oluşuyor benim en hoşuma giden kitabın da adı olan Tasmalı güvercin öyküsü oldu sırf bu öykü için bile okumaya değer okuyun efenim
Alışılmışın dışında, her hikayenin içinde farklı anlamlar taşıyan başarılı bir kitap. Özellikle kitabın adını aldığı hikayesi ise apayrı bir güzellikte. Çerez gibi hikaye severlerin okumasını tavsiye ederim.